2 ✘

6K 581 141
                                    

🐚

"Tsunami mi geliyor?"

Jimin korkuyla Yoongi'nin koluna sarılmış endişeyle babası Namjoon'a bakıyordu.

Onların okyanuslarında neredeyse hiç tsunami olmazdı. Jimin fazla pimpirikliydi sadece.

"Sanmıyorum bebeğim. Yine yük gemilerinden biri olmalı."

Kral Namjoon oğlunun rahatlaması için güzel şeyler söylemeye çalışıyordu ama içten içe o da korkuyordu. İnsanların yeniden onları bulmuş olabilme ihtimali onu endişelendiriyordu.

Jimin sakinleşmiş şekilde kendisini eşinin koynuna bırakmıştı. Onlar kırmızı ve morun en güzel harmonisiydi.

"Kralım isterseniz gidip bir bakayım."

Kral Seokjin oğlu Taehyung'un sesini duyunca hızla başını o tarafa çevirdi. Oğullarından birini asla su yüzeyine göndermezdi.

"Kesinlikle hayır." Seokjin düşüncelerini dışa vururken Taehyung başını Seokjin'den çekip Namjoon'a döndürmüştü. Gözlerindeki yalvaran bakışlar ile babasına bakıyordu, kabul etmesini umuyordu.

"Baban haklı Taehyung, bu riski göze alamayız. Su yüzeyine sadece koruyucularımız çıkabilir."

Taehyung hâla diretmeye devam ediyordu.

"Kendime bir şey olmasına izin vermeyeceğimi biliyorsunuz."

Seokjin hayır anlamında başını sallarken Namjoon derin bir nefes verip başıyla onaylamıştı.

"Yanında iki asker olacak. Beş dakikadan fazla durmayacaksın."

Seokjin eşinin konuşmaya başlamasından beri onu hayretle dinliyordu. Nasıl böyle bir şeye izin verirdi? Bu adamın su üstündeki tehlikeden haberi yok muydu?

"Namjoon ne diyorsun?"

"Sorun yok. Oğlumuza güveniyorum sadece."

Taehyung ilk defa göreceği gökyüzü için heyecanlanırken yanındaki iki asker ile suyun yüzeyine doğru çıkmaya başlamıştı. Bu uzun yolda rastladığı balıklar ve deniz atları beyaz saçlarını okşarken kendini gülmekten alamıyordu. Bu fazlaca gıdıklayıcıydı çünkü.

Gözünü alan büyük ışık hüzmesi onu heyecanlandırıyordu. Bir kez arkasından onu takip eden deniz askerlerine bakmış ardından yaklaştığı su yüzeyinden başını dışarı çıkarmıştı. Yüzüne çarpan rüzgar, gözlerini alan güneş ve aldığı çiçek kokusu ona yaşadığını hissettirmişti bir anda.

Gözlerini etrafındaki manzarada gezdirirken ağzı ise şaşkınlık nedeniyle açıktı. Derin bir nefes çekip atmosferin ciğerlerini doldurmasına izin vermişti. Büyük bir öksürük krizine girerken ardından gelen fakat suyun içinde kalan iki askerden biri su yüzeyine çıkıp prenslerine bakmıştı.

"Prensim iyi misiniz?"

Taehyung başıyla onaylarken bir anda gülümsemeye başlamış ardından gülümsemesi kahkahaya dönüşmüştü.

"Tanrı Poseidon aşkına. Fazla canlı hissettiriyor."

Diyip gülmeye başlarken duyduğu ses ile gülümsemesi yüzünde donmuştu.

"Hey, kim var orada?"

Taehyung etrafına bakarken karşısında ona fazla büyük görünen fakat haritada bile görünmeyen küçük adayı görmüştü.

Adaya fazla yakın değillerdi ama sesler duyuluyordu.

"Kim var orada dedim?"

Ses yükselince Taehyung yanındaki askere bakmıştı.

"Efendim gitmemiz gerekiyor."

"Olmaz, insanları merak ediyorum. Bir saniyecik."

Asker daha fazla ısrar edemeyeceğini anlayıp krala haber göndermek için boynundaki kolyeye dokunmuştu.

Sadece deniz canlılarının duyabileceği desibelde tiz bir ses duyulurken Taehyung'un eli kulağına çıkmış ve acıyla inlemişti.

"Prensim artık gitmeliyiz."

"Hayır."

Fakat Taehyung inadının onların başına iş açacağını düşünememişti.

Ya da Kral Kim Namjoon'un oğluna bir kerede olsa güvenmemesi gerektiğini.

🐚

Selam, nasılsınız?

Solte:

Solte:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


💙💙

Submarine | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin