Submarine | Taekook

9 ✘

I'll be your Mermaid.

🌧️

O gece Jungkook evine yüzündeki gülümsemeden habersiz bir şekilde gitmişti. Yatağına yattığı anda gözleri kapanmış, uykuya dalar dalmaz rüyasında Taehyung'u görmüştü.

Taehyung ise kendi ırkı haricinde yeni bir arkadaş edindiği için fazlası ile mutlu hissediyordu. Bu nedendir ki gözüne uyku girmiyordu. Yarın gece yine onu görecekti ve bu onu heyecanlandırıyordu.

Suyun derinliklerine doğru sessizce yüzmüş, kendi tapınağına doğru ilerlemişti. Bir an önce uyumalıydı. Böylece zaman daha hızlı geçecekti.
Yumuşak yosun ve pembe Haliptylon'dan oluşan yatağına kendini bırakmıştı. Kuyruğu hâlâ ondan bağımsızca suyun içinde hareket ediyordu. Daha fazla gözlerini açık tutamamış, yanındaki büyük kum saatini ters çevirerek gözlerini yummuştu.

• • •

Sabah güneşi tüm acımasızlığı ile Jeon Jungkook'un üzerine vururken evin kapısı gürültülü bir şekilde çalmaya başladı. Jungkook ellerini gözlerine götürerek ovuşturmuş ve güneş ışığına karşı kendine siper ederek ayaklanmıştı.

Kapıda her kim varsa yerinden sökmek istiyor gibiydi.

Jungkook ise biraz endişeli bir şekilde odadan çıkıp evin dış kapısına ilerlemişti. Kim gelmiş olabilirdi ki? Saat daha çok erkendi.

Kahverengi, kabartmalı kapıyı açtı ve şaşkınca gelen kişiye baktı. Kralın askeriydi. Üzerinde koyu lacivert kamuflaj desenli üniforması vardı ve...

"Jeon Jungkook, sana annene ait olan bir şey getirdim."

Arkasında duran ellerinden birini öne doğru getirmiş ve parmaklarının arasından ucunda güneş simgesi olan zincir bir kolyeyi sarkıtmıştı.

Jungkook'un gözleri saf korku ve biraz öfkeyle dolarken hemen askerin elindeki kolyeyi almıştı. Onu annesine Noel'de hediye etmişti ve annesi kolyeyi boynundan asla çıkartmazdı.

Şimdi o kolye annesinde değildi. Karşısındaki bu asker kolyeyi annesinden almıştı. Yoksa annesine bir şey mi olmuştu?

"Annem... Ona bir şey mi yaptınız?"

Sinirle burnundan solumuş, kolyeyi tuttuğu elini yumruk haline getirmişti.

Üniformalı asker ise onun bu haline yandan bir gülüş sunmuş ardından oradan ayrılmak için arkasını dönmüştü.

"Hayır Jeon. Fakat borcunu ödemezsen öyle olacak gibi görünüyor."

Ardından gitmişti.

• • •

Taehyung ise birinin onu dürtükleyip, yatağından yuvarlaması ile uyanmıştı. Onun için güzel bir uyanma şekli değildi.

"Taehyung-ahh! Kalkman gerek."

Taehyung ise duyduğu biraz yüksek ve heyecanlı ses ile göz kapaklarını açmış, mavi gözlerini ortaya çıkarmıştı. Onu karşılayan gözler ise kehribardı.

"Hoseok?"

Soran gözler ile karşısındaki deniz erkeğine bakmış ve ona diyeceği şeyi beklemişti. Önemli olmalıydı.

"Gitmemiz gereken bir yer var."

Taehyung hâla yeni uyanmanın etkisindeyken başıyla onaylamış ve yumuşak yatağından kalkarak Hoseok'un peşinden yüzmüştü.

"Ne oldu? Nereye gidiyoruz?"

"Seokjin kralım," demişti turuncu saçlı olan.

"Doğum başladı."