{ Kanlı Suç }

60 14 9
                                    

Projeyi tamamlamaları yaklaşık 2 saatlerini almıştı. Daha sonra alt kata inmişlerdi. Saat akşam 19.00'du. Zeynep mısır patlatmaya gitmişti.

Uzay ise bu sırada film seçiyordu. Beğendiği bir bilim kurgu filmini alete takmış Zeynep'i bekliyordu.

Bu sırada masa üzerinde bulunan gazetelere göz atmaya başlamıştı. Gazete manşetinde 13 yıldır aranan ve 8 farklı yerde 12 cinayet işleyen bir seri katilin halen arandığı haberi gözüne çarpmıştı.

Seri katile lanet edeceği yerde ona imrenmişti. Şu an tüm gazeteler ve hatta bütün televizyon kanalları ondan söz ediyor olmalıydı.
Zeynep elinde mısır tabağıyla gelmişti. Uzay'ın seçtiği filme bakarak;

"Bilim kurgumu? Ben aşk filmi filan seçersin sanmıştım."

"Aşk filmi mi? Sever misin ki? Ben pek sevmediğim için düşünemedim, istersen değiştirebilirsin."

"Yok ya sorun değil, bu seferlik böyle olsun."

Zeynep uzayın yanına oturarak filmi başlatmıştı. Mısır tabağını Uzay'ın kucağına bırakıp kafasını da omzuna yaslamıştı. Uzay biraz huysuzlanınca;

"Sorun yok seni yemem," diye karşılık vermişti.

Filmin ilk 40 dakikası henüz geçmişti ki, Zeynep kafasını kaldırıp filmi durdurmuştu.

"Uzay sana bir şey söylemem gerekiyor."

"Tabii, buyur."

"Bunu baya düşündüm ama sanırım bilmeye hakkın var."

Uzay oturuşunu düzelterek;

"İyicene merak ettim söyle istersen," demişti.

"Bak öncelikle sana şunu söylemeliyim geçen sene sarhoş bir adam gece vakti bana saldırmıştı."

Uzay tuhaf gözlerle Zeynep'e baktı.

"Devamını dinle önce, her neyse o gece uzun uzun sokaklarda kaçmıştım. Sonra karşıma Hasan çıkmıştı ve beni o adamın elinden kurtarmıştı."

"Hasan mı?"

"Evet. Bak o gece ona borçlanmıştım, yani beni anlıyorsun değil mi?"

"Sanırım evet."

"İşte geçen pazar yemekten çıkınca Hasan beni aradı ve seni o eski eve çağırmamı söyledi."

"Ve sende yaptım öylemi?"

"Bak Uzay normal koşullarda zarar görmeni istemem ama bana söz..."

"Kes sesini, o ...... ne yaptığını bilmiyor musun sen? Hamdi abiyi öldürdü o, sende bir katilin kucağına atacaktın beni öyle mi?"

"Uzay dinle lütfen bana söz vermişti sana zarar vermeyeceğini söylemişti."

Uzay öfkeyle ayağa kalktı ve mutfağa ilerledi. Önüne gelen masaya bir tekme attı. Daha sonra yere oturup az önce incittiği ve canını yaktığı ayağını ovdu. Sonra aklına gazete haberi geldi. Gözünün ucunda bir Hamdi abi göründü. Sonra Zeynep ve Hasan.
Uzay'ın başı ağrımaya başlamıştı. Ama bir karara varmıştı.

(Gerçekten bir karara varmış mıydı?)

Eline geçirdiği ekmek bıçağını alarak içerde oturan Zeynep'in yanına döndü. Arkası ona dönüktü ve bu fırsatı değerlendirmesi gerekiyordu.

Elinde ki bıçağa baktı ve ürkerek geriledi. Daha sonra solunda bulunan vazo gözüne çarptı. Vazoyu alarak kısa bir tereddütün ardından Zeynep'in kafasına indirmişti.

Koltuğun üstünde dengesini kaybeden Zeynep bilinci yarı açık kısa bir çığlık atmıştı.

"Sanırım zamanı geldi Zeynep."

Koltuğun etrafından dolanarak Zeynep'in önünde durdu.

"Benim çok iğrenç bir hayatım olmuştu Zeynep, hayatım boyunca benden nefret eden bir babam, beni görmezden gelen arkadaşlarım oldu. Ama şimdi benim sıram. Beni herkesin tanımasını istiyorum. Yanlış anlamanı istemem seninle şahsi bir problemim yok. Daha doğrusu yoktu, biraz önceye kadar."

O an Zeynep'in telefonu çaldı, arayan babasıydı. Telefonu güçlükle açan Zeynep konuşmaya vakit bulamadan, Uzay elindeki bıçağı Zeynep'in eline savurmuştu.

Elini kesen bıçakla telefon yere düşmüş ve babasının Zeynep diye seslenişleri kalmıştı geriye.

Uzay şimdi diye düşündü Zeynep güçlükle bir çığlık atmıştı ki Uzay elinde ki bıçağı Zeynep'in karnına saplayıvermişti. Bir kez daha tam kalbine bıçağı saplayıp çıkartmıştı.
Zeynep boğuk boğuk nefes alıyordu.

Uzay bir kez daha bıçağı saplayacakken Zeynep son bir çırpınışla buna engel olmaya çalıştı. Engel olamasa da Uzay'ın da eli kesilmişti.

Acıyla bıçağı bırakıp mutfağa koşmuştu Uzay. Elini peçetelerle sarmaya başlamıştı. İçeriye gitti ve son bir kez Zeynep'e baktı. Son nefesini veriyor olmalıydı. O an bir siren sesi duyan Uzay panikleyerek bıçağı eline aldığı gibi cam pencereden havuzlu bahçeye çıkmıştı.

Siren sesi gittikçe yakınlaşıyordu. Uzay ürkek bir tavşan gibi müstakil evin arka bahçesinde ki duvardan zıpladı.

UZAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin