Uzay birkaç araştırma yapmış ve karşısına çıkan videolarda yer alan ardinuo yazılımları oldukça ilgisini çekmiş, bu yazılımlarla alakalı yapılabilen şeyleri incelemişti. İnternette karşısına çıkan birkaç video ile telefonu sayesinde ses komutuyla çalışabilen bir araba yapımını az çok öğrenmişti.
Bu fazlasıyla ilgisini çekmiş ve hemen internetten gerekli parçaların siparişini vermişti.
Bunun yanı sıra Uzay, Albert Einstein'ın atomu parçalaması konusunda da birkaç araştırma yapmıştı. Yapmıştı yapmasına ama tek bir sıkıntı vardı, hiçbir şey anlamıyordu.
Bunca zaman derslere katılmamıştı şimdi bir anda modern fizikçilerin zorlandığı konulara girmeye kalkışmıştı ve bu hatasını fark etmesi geç olmamıştı.
Ama belki de hata değildi, yani o bu konularda bilgi sahibi olmak zorunda değildi. Bilgi sahibi görünmesi yeterliydi aslında. Bu düşünceler içerisinde internette en ünlü fizikçileri araştırmış ve Einstein'ın birinci sırada geldiğini görmüştü. Bunun üzerine Einstein'ın tezlerini incelemiş ve bir tanesini de bilgisayarına indirmişti. Bunu daha sonra kullanacaktı.
Uzay'ın çabaladığını gören babası onun bilgisayar yasağını kaldırmıştı. Babasıyla az çok arası düzelen Uzay'ın keyfi yerindeydi. Artık eskisi kadar azar işitmiyordu. Bunca zaman babasının ondan nefret ettiğini dahi düşünmüştü, -aslında Celal Bey oğluna karşı çok soğuktu bunun sebebi ise okulunda kendisi kadar başarılı olmamasıydı- ama artık babası onunla zaman zaman sohbet ediyor ve bir derdi var mı diye soruyordu.
*
Uzay Drina köprüsü kitabına başlamıştı fakat biraz okuduktan sonra, bir bölümde geçen, bir adamın canlı bir şekilde kazığa geçirilme sahnesini okuduğu zaman dehşete kapılmış ve bu kitabı bırakmıştı.
Bu olay ona hiç gerçekçi gelmemişti ama edebiyat öğretmenine sorduğu zaman gerçekten bu tarz olayların yaşandığını öğrenmişti.
Bunun üzerine bu kitabı bırakmıştı.
Bu sırada Uzay'ın siparişini verdiği ardinuo malzemeleri gelmişti. Uzay bilgisayar karşısına geçerek izlediği videolarında yardımıyla arabayı birleştirmeyi başarmıştı. Yazılımı internette zaten olduğu için yazılımını yüklemesi oldukça kolay olmuştu.
İlk denemesini yapma zamanı geldiğinde oldukça heyecanlanmıştı. Tabletinden verdiği ileri komutuyla beraber aracın ilerlemesinin ardından çok heyecanlanan Uzay hemen diğer komutları da denedi.
Araç oldukça iyi çalışıyordu ve hiçbir sıkıntısı yoktu. Bunun üzerine Uzay yaptığı aracı hemen birilerine göstermek istemiş ve annesiyle babasına göstermişti. Babası gayet basit bir sistem olduğunu bildiği halde oğlunun çabasını takdir etmiş annesi ise en az Uzay kadar heyecanlanmıştı.
Ertesi sabah Uzay okulda bilişim ve yazılımcı olan Serhat öğretmene bu projesinden söz etmişti. Serhat öğretmende ona;
"Eğer bu konuda gerçekten yeteneğin varsa nisanın 28'inde bir yarışma var, bu yarışmada öğrenciler kendi yetenekleri ile yaptıkları icatları sergileyecek ve kazanan kişinin icada MEB bakanı Sinan Bey altın madalya verecek."
"Hocam bunu hiçbir yardım almadan kendim yaptım. Bu daha hiçbir şey söylediğiniz yarışma için aklımda muhteşem bir proje var. Aslında uzun zamandır üstünde çalıştığım bir proje bu."
Serhat Hoca'nın gözleri parlamış ve meraklı gözlerle ne olduğunu sormuştu.
"Öğretmenim proje kameralı dron üzerine, ama dron diyerek geçmeyin eğer hesaplamalarım doğru çıkarsa bu dron su altında da gidebilecek. Yani hem uçacak hem de su altında gidecek. Tüm bunları yaparken de birebir görüntü alabilecek."
