Sabah uyandığında kahvaltıyı hazırladıktan sonra ev arkadaşını uyandırmak için onun odasına girdi. Kapıyı çalmadan içeri girdiğinde en yakın arkadaşını uyurken bulduğunda elbette şaşırmadı.
"Loueh, söz vermiştin!" dedi Harry ve Louis'in yüzüne yerdeki yastıklardan birini atarak onu uyandırdı.
"Biraz daha uyuyabilir miyim?"
"Olmaz, söz vermiştin. Benimle okulun tanışma partisine gelecektin."
"O birinci sınıflar için önemli bir parti, sen ikinci sınıftasın." dedi Louis uyumaya devam ederken.
"Ama herkes orada olacak." dedi Harry. Louis en sonunda uyandığında istemeyerek de olsa Harry'nin teklifini kabul etti.
O sokakta çikolatasından bir parça verdiğinden beri ikisi de karakteristik ve fiziki olarak çok fazla değişmişti.
Harry, on yıl önce oldukça şişman ve ezik bir çocukken ergenliğinde diyete ve spora başlayarak fazlalık kilolarını vermiş, kendine güveni artmıştı ve adeta tombul bir tırtırken güzel bir kelebeğe dönüşmüştü.
Louis ise tam tersiydi. On yıl önce kendinden emin, o tatlı çocuğun yerini, ezik ve kendine güveni olmayan, ilişkilerinde başarısız, küçük ve ezik bir tırtıla bırakmıştı.
Ama değişmeyen tek bir şey vardı. Aralarındaki dostluk. O kadar yakın arkadaşlardı ki, ilkokuldan itibaren birbirlerinden hiç ayrılmamışlar, hep aynı sınıflarda okumuşlar ve yanyana oturmuşlardı, üniversitede bile aynı şehre, aynı bölüme gitmişlerdi. Haliyle öyle olunca da Jay ile Anne, ikisinin kalacağı bir ev tutmuştu. Yani Harry ile Louis, en yakın arkadaş olarak başladıkları ilişki ev arkadaşlığına dönüşmüştü.
"Bu parti için neden heyecanlanıyorsun? Stacey de orada olacak." dedi Louis. Stacey, Harry'nin eski sevgilisiydi ve geçen yıl kavgalı bir şekilde ayrılmışlardı.
"Stacey umrumda mı sanıyorsun? Birinci sınıflardan bir sevgili bulabilirim." dedi Harry. Louis onun bu hallerini anlayabiliyordu. Ilkokulda ve ortaokulda kilolarından ötürü kızlardan o kadar çok red almıştı ki, şuanda o zamanların tadını çıkarıyordu. "Asıl seni sormalı, en son ne zaman sevgilin oldu senin?"
"Kapa çeneni." dedi Louis yataktan kalkıp, banyoya yüzünü yıkamaya gittiğinde Harry banyonun kapısının önünde onu izledi.
"Ciddiyim Louis, en son bir kızla çıktığında lise birinci sınıftaydın." dedi Harry. Haklıydı, Louis ilişkilerde başarısızdı. Ne zaman birisiyle randevuya çıksa görmek istediği karşılığı görmüyordu. Ya kızlar çok şımarık oluyor ya da Louis'i beğenmiyorlardı.
"En son randevuya çıktığım kız boyuma laf etti." dedi Louis ve Harry kıkırdamaya başladı.
"Bak ne diyorum? Tanışma partisine Michelle'i de çağırabilirim." dedi Harry. Michelle, Stacey'nin en yakın arkadaşlarından birisiydi ve geçen yıl Louis ile takılmışlar ama aralarında başka bir şey geçmemişti.
"Siktir git Harry. Stacey ile barışmak için Michelle ve beni kullanmaya çalışma!" dedi Louis.
"Michelle ile sevgili olman harika olurdu. Düşünsene ben Stacey ile sevgiliyim, sen Michelle ile çıkıyorsun. Sürekli beraber takılıyoruz." dedi Harry. Louis gözlerini devirerek ona baktı.
"Michelle ve ben arkadaşız, neden flörtleştiğimizi düşünüyorsun ki?"
"Onu beğeniyorsun." dedi Harry. Haklıydı, Louis Michelle'in okuldaki en güzel kız olduğunu düşünürdü ve ona en iyi davranan kızdı ama yine de ona aşık değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUIN THE FRIENDSHIP.
FanfictionLouis ve Harry çocukluklarından beri birbirinin en yakın arkadaşı. Ta ki bir gece ikisi de deli gibi sarhoş olup beraber olduktan sonra. NOT: Hayatının aşkı burnunun ucunda olabilir.