Louis sabah gözlerini öksürük sesleri duyarak açtığında merakla Harry'nin odasına gitti.
"İyi misin?" diye sordu Louis ve Harry'nin komidininin üstündeki şişeden ona su doldurup içirdi.
"Hasta oluyorum sanırım." dedi Harry ve Louis ellerini onun alnına koydu.
"Tanrım, yanıyorsun adeta!" dedi Louis ve Harry ona baktı. "Bugün okula gitme."
"Stacey ile okula gidecektik." dedi Harry ve elini telefonuna atacakken Louis telefonu elinden aldı.
"Teknoloji hastalığa iyi gelmez. Ben ona söylerim, sen uyu." dedi Louis ve Harry'nin telefonuna el koyduğunda Harry uyumaya başladı.
Louis ona aşık olduğunu anladığından beri duygularını içinde yaşamaya çalışsa da başarılı olamıyordu. Onu Stacey ile her gördüğünde kıskançlıktan deliriyordu.
Kapı çaldığında gelenin Stacey olduğuna emindi ve her ne kadar açmak istemese de kapıyı açtı.
"Selam Stacey." dedi Louis.
"Harry'i almaya geldim." dedi Stacey.
"Harry hasta."
"Aman Tanrım, ona çorba yapabilirim. İçeride mi?" diye sordu Stacey ve Louis ona baktı. Gün boyunca Stacey ona bakacak ve romantik romantik takılacaklardı. Louis, onları böyle görmek istemiyordu ve aslında hiçbir zaman yapmayacak birşey yaptı. Yalan söyledi.
"Anne'in yanına gitti. Hasta olduğunda ana kuzusuna dönüyor."
"Ona mesaj atayım öyleyse." dedi Stacey.
"Anne hasta olduğumuz zaman teknolojiyi bize yasaklar." dedi Louis sahte bir şekilde üzülerek. "Mesaj atsan da dönemez."
"Anladım. O zaman, iyileştiğinde zaten buluşacağız." dedi Stacey ve evden gittiğinde Louis rahatlamıştı.
Sadece bir gün!
Harry ile koskoca bir gün geçirecekti. Bu fikirden hoşlanmıştı.
#
"Hasta çocuğun kahvaltısı hazır. Bol protein, bol vitamin." dedi Louis elinde kahvaltı tepsisiyle odaya girdiğinde.
"Louis, aç değilim." dedi Harry huysuz bir şekilde.
"Olmaz." dedi Louis ve Harry'nin yanına kıvrılıp tepsiyi kucağına koydu. "İyileşmek istiyorsan güzel beslenmen lazım. Hem sana sevdiğin şeyleri yaptım. İki yumurtalı omlet, portakallı reçel, ballı ıhlamur ve çilek.."
"Bana çilek mi aldın?" dedi Harry gülerek.
"Hastayken çilek diye ağlarsın." dedi Louis.
"Çok lezzetli çünkü." dedi Harry. Louis'in onu o kadar çok tanıması hoşuna gidiyordu. "Sen yedirir misin? Kolumu bile kaldıramıyorum."
"Hadi bakalım, yemeğini ye." dedi Louis ve Harry'e yaptığı omletten bir parça yedirdi.
"Midem de bulanıyor." dedi Harry ve Louis onun ateşine baktı.
"Ateşin var." dedi Louis ve tepsiyi onun üstüne bırakıp banyoya gitti. Dereceyi alıp geldiğinde Harry çilek yiyordu. "Omzunun altına koy."
"Hayır." dedi Harry huysuz bir şekilde.
"Omzunun arasına koymak zorundasın." dedi Louis ve o yapmayınca dereceyi Harry'nin omzunun altına koydu.
"Sen yedirir misin?" diye sordu Harry ikinci defa ve Louis onun yanına gidip kahvaltısını yemesinde yardımcı oldu. "Aklıma eski zamanlar geldi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUIN THE FRIENDSHIP.
FanfictionLouis ve Harry çocukluklarından beri birbirinin en yakın arkadaşı. Ta ki bir gece ikisi de deli gibi sarhoş olup beraber olduktan sonra. NOT: Hayatının aşkı burnunun ucunda olabilir.