Kalbim acıyordu, sınıfın duvarlarına çarparak gidiyordum ve ruhsuz gibiydim, vücudum acımıyordu; yalnızca yalnızca kalbim..
Onu çok sevmiştim, şimdiyse bana göz göre göre yalan söylüyor; ama neden?? Ben bile bu kız kadar yaklaşmadım ona. Yaklaşsam bile onu incitmek istemediğim için hızlı oldum; yanağından öperken bile.
Sınıfa girdiğimde herkes bana baktı çünkü deli gibi ağlıyordum. Şuan karanlık bir odada loş düşüncelerimi boğarak öldürmek istiyordum. Yüksek sesli hıçkırıklarımın arasında sırama oturdum. Birden Bong- Cha yanıma geldi yavaşça;
-Yeosang? İyi misin??
-Hmm, hmm. İyiyim ben. Teşekkürler.
Aslında hiç iyi değildim; ama biliyordum ki ne benim kötü olmam onların umurunda, ne de onların hali benim umurumdaydı.
Sınıfa hızlıca Hyun Shik hoca geldi. Yüzüm ne biçim morarmış olacak ki, bana seslendi;
-Yeon Sang In, iyi misin? Sınava bugün girmekte zorlanıyorsan gidebilirsin.
-Hayır hocam, iyiyim.
-Peki, sen bilirsin. EVET, EVET!! Toparlanalım; sınav başlıyor!
Sınav kağıdı gözümün önüne gelince gözyaşlarımdan bir damla daha, oraya düştü. Elimden tutacak kimsem yoktu. (T.T)
Bıkmıştım hayattan...
Ama artık sınava başlamam gerekiyordu. Tüm soruları 10 dk. içerisinde bitirmiştim. Oldukça basitti, buna ben de kendi duygu sınırlarımın izin verdiği kadar şaşırmıştım. Çalışma işe yaramış olmalı. Tae cidden güzel anlat.. Dünü hatırlayınca düşüncem ben tarafından, kesilmişti. Cidden aşırı aptal olmalıyım.
Sınav kağıdını hocaya verdiğim anda, gözleri iyice açılmıştı. Herhalde boş soru görmeyince şaşırmıştı.
Ders bitmişti, teneffüs zili çalar çalmaz arkamdan birinin bana sarıldığını hissettim. (ŞUAN YUKARIDAKİ ŞARKIYI AÇIN)
-Sevgilim? Seni çok özlüyorumm ki ben.
Tae 'ymiş. Mükemmel, ne yapacaksa artık!? Aldatıldım; yalanlarla örtbas edilmeye çalışıldı, bu durum.
-Bırakır mısın? Tuvalete gitmem gerekiyor.
-Gerçekten mi?
-Hayır.
-Neden bana yalan söylüyorsun o zaman?
-Sana hesap vermem mi gerekiyor?
-(daha da sıkı sarılarak) Evet, çünkü.. sen .. benim .. tek .. aşkımsın..
Nefesini hissedince çok gerilmiştim. Sanırım ona daha da aşık oluyordum, ama, güçlü olmalıydım.
-O zaman söyle, o kız KİM?
-Hangi kız?
-Bu sabah sana öpücükler veren, güzel giyimli, GERİZEKALI OLAN!! Hayır yani, beni aldatacaksan az daha normal biriyle aldat! Zaten kör mü olmuşsun, bilemiyorum; Kızın üzerinden gıcıklık akmıyordu, resmen fışkırıyordu ya!! Mal gibi. Birde derdi tasası da yok çünkü belli beyni yok!! Telefonuna yüklü, sevgili bulma rehberinden başka bir şeye de ihtiyacı yok!!!
Ağlamaya başlamıştım artık.
-O mu?! Sen cidden çok safsın, sevgilim.
-Nedenmiş?!?
-O benim kız kardeşim. Adı Kim Min Soo. Bu sabah ona fazladan harçlık verdiğimden, bana uzunca sarılmış ve beni öpmüştü. Hatta, "Canım Oppaaaaam!" diye bağırmıştı. Duymadın mı?
-Hmm, şey.. Tae.. bennn.. yani.. aslındaaa..
-Sen çok heyecanlı veya hatalı olunca toparlayamıyorsun cümleni.
-Evet, bu arada ,gerizekalı kız, dediğim için özür dilerim.
-Önemli değil sevgilim. Olur böyle küçük düzensizlikler; ama sen bir daha bana da sor, tmm mı?
-Tmm. Ama beni de anlamaya çalış aşkım!
-Anlıyorum elbette. Ben de sana sırılsıklam aşık olduğum için, seni koridorda Dae ile görünce çok üzüldüm ve sende olduğu gibi kalbim acıdı. Ama senin onu reddettiğini görünce; fark ettim ki, güvenmek çok önemliymiş.
-Öyle, Tae .
-O zaman kantine gidelim mi?? Ben çok açım!
-Olur gözyaşım. Ben de kahve içmek istiyorum.
Ve kantine doğru yol almaya başladık.
Bong-Cha 'nın Ağzından;
Sevgili Yeosang,
Bugün Tae yüzünden epey üzülmüştün. Ve sizin muhteşem ilişkinizi mahvetmeye yakın düşüncelerin olmuştu. Her ne kadar, seni sevsem de; Tae'ye platonik aşığım. Sen onu, okulda arkanda bıraktığında gidip ona sarıldım. Ama beni hafifçe ittirdi, "Üzgünüm Bong, sevgilim bizi böyle görürse kızabilir." dedi ve gitti.
Kalbin mi acıyor? Daha da acımasını istiyorum, umarım öyle olur... ♫♪♫
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN DİĞER ADI-♥// Amazing Boyfriend
Fanfiction"İnsanın hayatında asla silinemeyecek kişiler vardır. Bir gün birisi, ona," kimsin?" dediğimde "Hayatında bir daha asla unutamayacağın bir kişiyim." dedi. -KAPAK TASARIMI; Bale_Girl-