Can I Touch your Heart?

26 8 3
                                    

                Tae montunu iliklemeyi başardıktan sonra apartmanın küçük bahçemsi yerine gelmiştik. Hava kararmıştı ve biraz önceki yağmurun yerini meltemde süzülen küçük bir tebessüm almıştı.. Tae 'ye baktım; gökyüzüne bakıyordu ve gözyaşlarını saklamak istermiş gibi bir hali vardı.. merdivenlerden inerken bile hızlı hızlı burnunu çekiyordu. Batmış olan güneşin yarattığı ışık senfonileri etrafa dalga dalga yayılıp, onun suratına çarpıyordu. Bu daha mükemmel bir etki bırakıyordu bende.

-Çok güzelsin

Şaşkınca açılmış gözlerini bana döndürdü.

-Efendim? ne dedin?               

                     "Duygularını daha fazla saklama" telefonuma Jung-su 'dan mesaj gelmişti.. Aklımdaki soruları daha fazla kurcalamadan, Tae' ye yöneldim. Kararımı verdim "Umurumda Değil!" demek için çok gençtim.

-Çok güzelsin , dedim Tae.

          Ağzımdan çıkanlara inanamıyordu. Ama kararlıyım; Onu sevmeye...

 Ona doğru iyice ilerledim, tüm gücümü toplayarak aramızda milimler bıraktım.

-Beni duyuyor musun?-Hmm, sanırım evet. Umarım yanlış duymuyorumdur.

-(Gülümsedim)

                  Tae' nin tüm dersleri kötü olabilirdi ama İngilizcesi çok iyiydi.Ayak uçlarımın üstünde durdum. Kafamı onun kulağına yaklaştırdım. Fısıldadım;

-Can I Touch Your Heart?

         Hwa falan umrumda değildi o an. Ben bir savaşçıyım, kılıcını bugün için bilemiş olan bir savaşçı...

Sonra bir anda Tae bana sarıldı ve;

-İf you stay forever.. I will love you forever..

                        Yanlış duydum galiba. Tae, Tae beni seviyormuş! Hwa- Young 'u değil! beni!-Seni seviyorum Yeo' m

-Ama Hwa-

                  Sözümü tamamlayamadan bana sarıldı. Kollarını omzuma dolamıştı. İlk defa bana bu kadar uzun sarılıyordu. Gözyaşlarını boynumda hissedebiliyordum. Nefesini ise duyabiliyordum. Ama çok tatlı bu çocuk.. Young bundan bir kopamadı da.

                 5-10 dakika sonra heyecanımı yenebilmiş, onun sırtını sıvazlamaya başlamıştım.

-(hafifçe kıkırdadım) Taş bebek niye ağlıyorsun?

-Sana daha önce yalan söylediğim ve seni çok üzdüğüm için.. (bir anda benden ayrıldı ve ellerimi tuttu) Ben Young 'u aslında sevmiyordum ama o bana açılınca onu reddedemedim. Ve benimle kalmak istedi, ona benimkinden daha uzakta bir oda verdim. V-Ve bugün çok hasta gözüktüğü için çok endişelendim, o yüzden sana bağırmak zorunda kaldım, özür dilerim.

-Neden endişelendin peki?

-Ya başıma kalırsa diye korktum!

                Abi bir duygu geçişi yaşıyordum, kafam allak bullaktı. Bir anda gülmemi gizleyemedim, ne alem çocuk yaa. Başına kalırmış, sanki kız ölecekte, helvasını pişirecek!

-Ha haaa haaha!!! T-aae!! Başına hahaaa, mı hahaaaaha, kalacak haaahhhaaa!

              Bana tuhaf tuhaf baktı ama sonra gülmesini o da gizleyemedi. O da ben misali deli gibi gülmeye başladı. Gülerken karnım ağrıyordu ama kendimi durduramıyordum o ise şimdi üzüntüden oluşan gözyaşlarını, gülerek yitiriyordu.

                               İşte bunu istiyordum; onun sonsuza dek güldüğünü görmek...


SENİ SEVİYORUM, HAYALLERİMİ PARÇALAYIP, BENİ SEVEN ADAM...

♥

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
AŞKIN DİĞER ADI-♥// Amazing BoyfriendHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin