Zil çalar çalmaz, Tae yanımda bitmişti. Zilin gürültüsü ve tozların gri dumanları arasında; koşuşturan çocuklara zıtlıkla bana bakıyor ve gülümsüyordu. Ona odaklanacakken, arkada bir adet tuhaf bakan Bong-Cha ile karşılaştım. Ama umursamadım. Herkesin ara sıra moral bozulabilirdi. O sırada Tae;
-Gidelim mi sevgilim?
-(elimi ona uzattım) Gidelim sevgilim.
Ayağa kalktıktan sonra Tae çantamı sırtlandı ve boş, hafif kaldım. Özgürlük! Neyse, konuşmaya devam etti;
-Bu arada istersen seni bizim tayfa ile tanıştırmak isterim.
-Ne ara bir tayfa edindin ki sen?? Okulda sevgili olmadan öncede habire birlikte geziyorduk.
-Boş ver sen onu! İster misin sevgilim???
-Bilmem ki..
-(şirinlik yaparak) Lütfeeeeen, lütfeen (' ⊵◕∘◕⊴)?
-Tamam tamam, ama dikkat et senin şu "tayfa" 'n seni böyle görmesin.
-Hah, Çok komiksin!
Kolumdan sürüklenirken koridorun sonundaki grubu görmeye çalışıyordum. Hızlı adımlarımla Tae 'ye yetişmeye çalışırken birden dondum kaldım. Önümde 5 tane meteor vardı. Tamam, kendime sahip olmalıyım
...ama...
ÇOK YAKIŞIKLILAR!
HEMDE FECİ ANLAMDA!!!
AAAAAAA,
ÖLECEĞİMİ ZANNETMİŞTİM!
-Sevgilim bunlar bizim tayfa; Jimin.
Sarı saçlarıyla aşırı tatlı olan bir çocuk konuşmaya başladı. Kalbim atmıyordu galiba. Güzel fiziği, tatlılığına bir zıtlık oluşturuyordu.
-안녕! 제 이름은 지민입니다. 만나서 반가워요. 나는 우리가 좋은 거래를하기를 바라고 있습니다!! (♦ ^▽^♦ )
Kocaman gülümsemesine karşılık verdim;
-Ben de Yeosang. Tanıştığıma memnun oldum.
Tae devam etti;
-Yoongi.
Bu seferkine bakacakken tam kafamı kaldırdım, aman Allah 'ım, gördüğüme inanamıyorum! Kendimi tutamayıp, bağırdım;
-KUZENNN?!!
Bana hayretle baktı. Ve yine havalı olmasını beklediğim halde, boynuma atıldı.
-YEOO!?! Sen miydin yoksa? (beni baştan sona süzdü) Bayağı büyümüşsün.
Ortada apışıp kalan Tae ise hala bize bakmaya devam ediyor; olayı çözmeye çalışıyordu. Aradan biraz zaman geçince bize döndü ve;
-Sen Türk değil misin Yeo?? Nasıl yani?!
-Ooo, aslında biraz karışık. Bak şimdi ben normalde Türklerden meydana geldim; yani annemle babam Türk, tmm mı? (kafasını olumlu biçimde salladı) Annem doğumunu, Kore 'ye normal bir gezi amacıyla geldiği halde, burada yapmış. Doğumdan sonra da ben koca hastanede karıştırılmışım; bir kadın beni kendi bebeği zannetmiş, tam beni alıp gidecekken; Yoongi' nin annesi onu durdurmuş. Ve bebekleri karıştırdıklarını, söylemiş. Sonra annemle sohbet, muhabbet vs vs... Bir zaman sonra da bizim gitmemiz gerekmiş tabii, annemle sıkı sıkı bağlandıktan sonra vedalaşmak güç gelse de kadına, bizi Yoongi ile uğurlamışlar. Yalnız biz Türkiye 'ye geri dönünce iletişimi kesmemişler veeeee.. BİZ DE YOONGİ İLE BİRBİRİMİZE KÜÇÜKLÜKTEN BERİ KUZEN DERİZZ!! Anladın mı?
-Müge Anlı' ya döndü iyice muhabbet ha!
-Tmm Yoongi ama bir saniye, anladın mı Tae?
-(uzun bir uykudan uyanırmışçasına bana baktı) Bir ara çocukluğuma indim sanki. Neyse tamam, sen başkasıyla daha akraba çıkmadan; hemen tanıtımı bitireyim. Son olarak; Namjoon, Hoseok ve Jin.
Çok uzun boylu bir genç bana elini uzattı. Gözlüklüydü ve aşırı erkeksi duruyordu. Zeki biri galiba.
-Selam ben Namjoon. İyi anlaşalım!
Arkasından yine uzun ama aşırı bakımlı ve yakışıklı bir oğlan elini uzattı;
-Ben Jin. Muhteşem yüzümle tanış lütfen!
Tamam egoistmiş bu da!
-(Hoseok ona bakarak) Muhteşem bir yüz ha? Çok komiksin!!
Herkes birden gülmeye başladı. O sırada kahkahalar diner dinmez; çocuk elini uzattı. Oldukça pozitif ve iyimser görünüyordu. Bütün üyeleri güldürdüğüne bakılırsa komik ve enerjik biriydi de.
-Selam! Ben Hoseok, senin hakkında çok şey duydum. Duyduğum kadar da varmış. Bu güzel kız ile bu yakışıklı çocuğun çıkmasına şaşmamalı. 이 소년을 화나게하지 마십시오!
-Selam ben de Yeosang!
Tüm tanışma faslı bittikten sonra Yoongi 'nin kolunun altına sıkışmış vaziyette, hepsinin yüzlerini ve isimlerini ezberlemeye çalışıyordum.
Bugün çok zorluydu, çok...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN DİĞER ADI-♥// Amazing Boyfriend
Fanfiction"İnsanın hayatında asla silinemeyecek kişiler vardır. Bir gün birisi, ona," kimsin?" dediğimde "Hayatında bir daha asla unutamayacağın bir kişiyim." dedi. -KAPAK TASARIMI; Bale_Girl-
