💙6. Bölüm 💙

28 2 0
                                    

Barlasın yatağının biraz ilerisinde kalan yatağımın, hemen sağ tarafındaki kahverengi ahşap kapının biraz üstündeki kirli beyaz duvarda yer alan siyah duvar saat uyumamı engellemenin yanı sıra sinirimi bozmaya başlayınca, bende Barlas'ı rahatsız etmeye karar verdim. Nede olsa burada olmamızın nedeni kendisiydi.

"Barlas! Barlas dedim sana Barlas, Barlas beni duyuyor musun Barlas?"

Sol tarafımda bulunan tek kişilik yatağın üstünde uzanırken bana bir homurdanmayla karşılık verdi.

"Ne var? Yat uyu saatin kaç olduğunun farkında mısın?"

Kızgın bir sesle verdiği cevap beni tatmin etmemiş ve burun kıvırmama neden olmuştu.

"Sorunda bu zaten! Saat daha 23.00 ve o aptal saatin yaptığı ses yüzünden uykum kaçtı."

Bana arkasını dönüp uyumaya devam etmesi sinirimi bozmuştu, öyle ki yastığım elimin kayması sonucunda onun kafasında yerini bulmuştu. Ayağa kalktım ve ikimizin yatağının arasında bulunan komidinin üstündeki siyah poşetleri karıştırmaya başladım. Bir poşet bira ile doluyken diğer poşette çikolatalar vardı ama tabii ki de biraların arasındaki Votka keskin gözlerimden kaçamamıştı.

Soğukluğunu hala koruyan birayı aldım ve Barlasın yorganının içine yavaşça bıraktım. Ve saçma sapan sesler çıkarıp, hastalıklı hareketler yapmasını izledim. Bu komik gösteri bittiğinde ise şirince sırıttım.

"Bira ister misin diye şey etmiştim."

Sinirli halinden ödün vermeyip tek kaşını kaldırdı. Bir ara bunu nasıl yaptığını öğrenmeliydim.

"Ney etmiştin?"

Benimle dalga geçmesini umursamadan, sırıtmamı daha da genişlettim.

"Kibarlık etmiştim canım. Başka ne edebilirim ki? Tabii ki de amacım seni sinirlendirmek değildi. Hem sen o biraları boşuna mı aldın ya? Hadi içelim."

Sırtımı yatağımın sol yan tarafına yasladım ve Kara Amid'in ağası ruh halinde yanıma oturması için elimi iki kere yere vurdum.

"Merak etme yemem. Tanrı dünyayı bakirlerin gazabından korusun."

Yüzündeki alaylı sırıtmayla yanıma oturdu. Aklıma gelen şeyle ayağa kalkan bu sefer ben olmuştum. Küçük beyaz banyoya gittim ve kapının girişin hemen ilerisinde sağ tarafta üstünde ayna olan dolabın içinden ilk yardım malzemelerini aldım. Onları burada bulmak bir mucize gibiydi.

Önceden kanayan alını yaptığı banyodan sonra kanamayı kesmişti ama bu yaranın mikrop kapmasını engellemiyordu. Pansumanını yaparken bir yandan da konuşmaya başladım.

"Neden beni yanında getirmenin diğer sebebi ne?"

Gözlerinin içinde parlayan o hüzün, kalbimin kabuk bağlamış, tozlarla kaplı yaralarını sızlattı ve bana dedi ki:

"Dilin tercüme ettiği sözleri değil, fırtınaya kapılmış ruhun feryatlarını dinle, derdi annem."
Sevimlice gülümsedim yada gülümsemeye çalıştım.

"Bir gün beni annenle tanıştır o zaman. Onunla çok iyi anlaşacağımızdan hiç şüphem yok."

Sözlerimden peyda olan buruk bir gülümseme yer aldı dudaklarında. Bazı sözler kanatır, eski yaraları aşındırırdı.

"Belki bir gün seni annemle tanıştırırım o zaman." Elindeki birayı kafasına dikti. Biten pansumanın ardından burun kıvırdım.

"Belki değil. Beni annenle tanıştırmak zorundasın." Siyah bir poşetten aldığım Efes biradan koca bir yudum aldım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 21, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Koca Yürekler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin