Bölüm-34

2.2K 71 10
                                    

Ma aile terasta oturmuş meyve yerken sağdan sağdan gelen Hakan'ın sesi kulaklarımızı istila etti.
"Zoruma gidiyor,gidiyor gidiyor zorumaaaaaa gidiyooorrr"
"Hakaaaan kaldırma beni ayağa gelirsem dövmeden dönmem" konağımızı inleten bu ikiliyi bıkkınlıkla izledim.Hakan benim sınavımdan  sıfır beş aldığı için kendince triplere girerek konak sakinlerini rahatsız ediyor.Birazdan hep beraber konağı terk edeceğiz o raddeye geldik.
"Bilerek falan mı bıraktın kızım sen bu serseriyi,şaka mı yapıyorsun yoksa bu kadar gerizekalı bir çocuk değildi şaşırdım valla." Selim'in dediğiyle cebime aldığım Hakan'ın sınav kağıdını ona uzattım.Selim içinden okumaya başlayınca Havin sinirle söylendi
"Be adam hepimiz bir olduk ağzının içine bakıyoruz sende oturmuş hımır hımır içinden okuyorsun." Selim Havin'e sadece gözlerini baydı ve dışından okumaya başladı.
"Bütün gece rüyalarımda Arya vardı.Beraber senin bu sınav için çalışıyorduk yenge hanım ağa öğretmenim.Bir heves geldim sınavına girdim Aryamla çalıştığımız gibi takır takır dolduracaktım kağıdımı gel gör ki hazırladığın sorular bizim çalıştığımız yerden gelmemiş.Biz yanlış konuya çalışmışız.Ama sonuçta çalıştık.Yenge hanım ağa öğretmenim güzel Arya'mın hatrına yap bi güzellik be.Sonraki sınavda doğru yere çalışıp 100'lük kağıt vereceğim.Hayırlı günler bol güneşler yenge hanım ağa öğretmenim" Selim okumasını bitirdiğinde herkesin yüzünde bıkkınlık ifadesi vardı.
"Eşek herif,bitmedi saçmalıkları adam olacak da biz göreceğiz.Heyy heyyy ölme eşeğim ölme" Doğan babanın serzenişiyle bir an pişmanlık hissettim.Keşke göstermeseydim kağıdı kafamı yanımdaki Selim'in koluna gömdüm.
"Bizde böyle değil miydik be Doğan baba?Bizim takıldığımız kız olmadı ama kavgalardan az mı topladın bizi."
"Evet babaaa unuttun mu daha kaç ay evvel kan revan geliyordular.Evlenince ağabeyim dışarı çıkmaz oldu.Can ağabey onsuz gitmediği için sesleri kesildi"
"Demek ki yılanın başı Oğuz imiş"
"Ne alaka olum malum Can beyimiz hastanelerde falan kaldı,tam da iyileşemedi ondan böyle uslu gibi görünmesi.Esas o beni ayartırdı hep" Oğuz'un ellerini kaldırarak kendini  savunmasıyla hepimiz gülüştük.
"Neyse ne evlatlar,şunu daha fazla dellendirmeden gitsin herkes yatsın da onun da sesi kesilsin" Doğan Baba verdiği telkinle Zenan anneyi de kolundan tutup kaldırdı ve ağır adımlarla odalarına yol aldılar.
"Reis noktayı koydu gençler beni de eve atın giderken" Selim de Can'a destek olup koluna girdi.
"Ben daha doymadım bile ne uykusu ay.Gideyim de kendime bol çikolatalı pasta yapayım,yanına bir bardak süt oh mis." karnını ovuşturarak konuşan Havinle benim de iştahım açıldı.
"Hain görümce bu saatte öyle yalana yalana öyle şeyler söylenir mi?Sonra bende senin gibi şişkoloz çirkin bi şey olacağım" Havin bir an kalakaldı.
"Seliiim senin bu fıstığın bana ne dedi duydun mu?Duydun değil mi hepiniz duydunuz değil mi?Senin o çirkin pis yelloz." Can Selim'i kolundan çıkıp geri oturdu.
"Buyrun cenaze namazına kim susturacak şimdi bu şişkolozu" Can'ın dediğiyle iyice höykürerek ağlamaya başlayan Havinle nefeslerimizi derince çekip susmasını bekledik.Selim de yanımıza oturunca dördümüz yanyana dizilmiştik Havin de tek başına karşımızda oturuyor pozisyonundayız.
"Kıç ıy kıldı yı?" kulağıma yanaşıp ağzının içinde mırıldanan Oğuz'a aynı şekilde karşılık verdim
"Dıhı ıltı ıy vır" Oğuz kafasını iki yana çevirip yanındaki Can'a benim dediğimi iletti.Can da aynı tepkiyi verince ağzımdan kaçan kıkırtıya engel olamadım.Bir an kafasını kaldıran Havinle göz göze gelince hışımla elindeki mendili yanımda oturan Selim'e atmaya çalıştı tabi sadece çalıştı mendil ikisinin arasına düştü.
"Bu yelloz bana neler dedi sen hala yanında oturuyorsun.Gel çabuk yanıma kimin yanındasın sen" Selim yine cevap vermeden Havin'in yanına oturdu.Kolunu omzuna sarınca Havin hemen göğsüne sığındı.Biz hala sessizlikle Havin'in normale dönmesi beklerken Havin'in burnundan acaip bir ses çıktı.Can'ın attığı kahkahayla bizde kendimizi tutamadık.
"Aslında bunu videoya çekmek lazım ama yeterince sinirlendi daha fazla üstüne gitmeyelim en iyisi.Selim gülerek kafasıyla onayladı Can'ı ve Havin'i dikkatli bir şekilde kucağına aldı.
"Bugünü de böyle bitirdik bakalım.Hadi bize eyvallah gençler iyi geceler.Oğuz sana zahmet Can'a yardım ediver de geçerken bırakalım abi onu biz."
"Bu saatten sonra eve gidip ne yapacaksın oğlum kal işte burda." Koltuk değneklerine tutunarak kalkan Can kafasını iki yana salladı.
"Senin kardeşlerin beni manyak ediyor bro.Gideyim de evde sakin bir uyku çekeyim.Hem evdekilerde bozuluyor artık.Biraz da siz bize gelin lan" Can'ın haklı isyanına onay verdim.
"Yarın akşam yemeye size gelelim o zaman biz.Gerçi Doğan babalara sormadan böyle dedim ama" Oğuz'a döndüğümde elini salladı.
"Sıkıntı yok yarın sizdeyiz söylersin sen.Hoş annem de arar yarın anneni" arabanın yanına geldiğimizde Selim de anca yerleştirmişti Havin'i.Oğuz da Can'ı yerleştirdiğinde yanıma gelip kolunun altına aldı beni.
"Mutlu olmak,olabilmek büyük bir veli nimet,sence de öyle değil mi sevgilim?" beline sarıldım sıkıca
"Öyle tabi çok şükür"
"Yürüyelim mi biraz uykun var mı?" Oğuz'un teklifine hevesle atıldım.
"Yürüyelim seninle her yolda yürürüm ben,yolun nereye gittiği hiç önemli değil" Oğuz saçlarıma öpücük kondurup sessiz kaldı.
"Neyin var senin?Hiç keyfin yoktu bugün.Ne düşünüyorsun bu sessizlikle?"
"Korkuyorum bazen hem de o kadar çok korkuyorum ki yapamayacağı diye.Ya da yapsak da başaramayacağız diye.Bugün sabahtan köyün birinden on sekiz yirmi yaşlarında biri geldi.Hali perişandı üstü başı yırtık ağzı burnu kan.Dövmüşler gibiydi yani.Sevdiğim kızı başkasına veriyorlar ağam dedi sana geldim sen bizi saklarsın saklıyormuşsun da dedi.Kurban olayım bizi sakla başkasına yar olursa yemin olsun o düğünü basar çoluk çocuk yaşlı genç demez herkesi gebertirim dedi.İyice düşündüm o kadar gerçek gibiydi ki dedikleri,oyun oynadığını,beni yemlediğini hiç düşünmedim bile Miray.Tam tamam diyecektim ben koruyacağım sizi,kız kimin nesi diye sorup aldıracaktım kızı adamın yakasındaki siyah kamerayı fark ettim.Bana resmen komplo kurmuşlar güzelim.Az kalsın bugün Oğuz Ağa kalmıyordu." Oğuz'un anlattığıyla şok oldum resmen.Bu akşam eve canlı kanlı gelmeseydi ne yapardım ben.Onu durdurup önüne geçtim gözleri dolu doluydu.Bir süre baktık birbirimize düşündükçe nefesim kesiliyor,Oğuz da giderse ne yapardım ben.
"Şş ağlamak yok iki gözüm" göz yaşımı silene kadar farkında değildim ağladığımın.Sıkıca sarıldım boynuna sadece ağladım.Bütün sokak taş duvarlar benim hıçkırıklarımla yankılandı.Oğuz da ağladı benimle birlikte ben hıçkırdıkça o içini çekti.Birbirimizin göz yaşında ıslandık.Kafamı geri çektiğimde Oğuz'un tişörtü ıslanmıştı.Ellerimi yanaklarına koydum göz yaşları parmak uçlarıma değdiğinde uzanıp çenesini öptüm.
"Beni sensiz bırakmalarına izin verme." Oğuz gözlerini kapatıp alnını alnıma yasladı.
"Sen beni ne ara bu kadar çok ve güzel sever oldun?" omuz silktim bunu bilmiyorum ama ölesiye seviyorum işte.
"Hadi gidelim artık sümüklü hava soğudu iyice." önce kendi yüzümü sildim sonra Oğuz'un yüzüne uzandım.Havada yakaladığı elimi tutup tek tek parmak uçlarını öptü.
"De hayde Miray Hanım,ağanın sözünü ikiletmeyesin" yine beni kolunun altına aldı geldiğimiz yolu geri adımlamaya başladık.Aklıma takılan eksik olayla sıkıntılı nefes alıp konuştum.
"Sonra ne oldu adama ne dedin iyi ki kamerayı fark etmişsin"
"Aslında güzelim o küçük siyah şeyin kamera olduğundan emin değildim ama içimden bi şey uyandırdı sanki beni.Her ihtimale karşı diye konuştum.Zaten her halükarda adamın peşine birini takacaktım.Benim kimseyi saklamadığımı bunların uydurma olduğunu dedikodu olduğunu söyledim.Kızın babası verdiyse bana laf düşmediğini buranın Mardin olduğunu,kendisinin bu sevdadan vazgeçmesi gerektiğini söyledim.Yani güzelim tam onların istediği gibi gaddar bir Mardin ağası oldum o an.Hatta eğer onlara bulaşırsan,engel olmaya kalkarsan,kızı kaçırmaya falan çalışırsan herhangi bi şey duyarsam senin heykelini çarşının orta yerine dikerim dedim." Oğuz sustuğunda konağın önüne gelmiştik.Korumanın açtığı kapıdan içeri girdiğimizde sessizliğimi koruyordum.
"Sevgilim" Oğuz'un seslenişiyle ona döndüm.
"Üzülme Miray,biz bu hikayede iyi olanlarız.Bize bir şey olmayacak." Oğuz'un elini tutup merdivenlere yöneldim.Evet belki de haklıydı bize bir şey olmayacak.
"Ne bileyim çok karamsar oluyorum işte bazen" odamıza girdiğimizde Oğuz ışığı yakıp karşıma geçti.
"Gelmesin o karamsarlıklar sana,sen ki Mardin'in en güçlü kadınlarından Miray Hanımağasın."
"Pekala Oğuz Ağa bırak da şu gariban Miray Hanımağa dinlensin biraz.Sabahtan dersim var hem de kendi sınıfıma yani içinde Hakan olan sınıfıma.Enerji toplamalıyım zira bir Hakan tüm okula bedel geliyor" Oğuz camın önündeki berjerimize oturup çoraplarını çıkarırken homurdandı.
"Çalışma artık"
"Çoloşmo ortok" bir gözlerime bir de eğip büzdüğüm ağzıma bakarken sinirle söylendi.
"FesuphanAllahh,benim ağzım eğri mi?Kocaya saygısızlık çok günahtır Miray Xhanım"
"Cahil cahil konuşma yat zıbar" Oğuz dediğimle kahkaha atıp banyoya ilerledi.Bende pijamalarımı çekip uyuma pozisyonumu aldım" aklıma küçükken çok severek izlediğim çizgi film geldi.
'Eğer sekiz yaşındaysan hayat gerçekten ve aşıksanız hayat çok güzel'.Cedric gibi hissettim kendimi.Güzel bir yarına uyanmak dileğiyle..

Mardin'deki ÖğretmenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin