Bomboş gözlerle oturmuş öylece odanın camından gökyüzünü izliyorum.İşte ben böyleyim içimin en iyi maskesi olan gülümsememi bile engelleyecek olaylar karşısında sadece otururum.Öyle tepkisizce beklerim ağlamam da dümdüz bakarım.Oğuz'un arkamdan söylediklerinden sonra gelip buraya oturdum daha da kımıldamadım.Tahminen üç saattir buradayım bacaklarımdaki uyuşukluk tatlı karıncanmalara yerini verirken kapının tekrar tıklanmasıyla derin bi nefes verdim.Zenan anne her beş dakika da bi gelip kapıma vuruyor bi şeyler söylüyordu.Ama hiç kulak vermedim söylediklerine ona saygım hala yerli yerinde ancak genel olarak hissizliğim ve soğuyan içim,onun kapının arkasında endişelenmesi ve Doğan babaya haber verip tekrar kapıya gelip endişelerini dillendirip birbirlerini teselli etmeleri dudaklarımın ruhsuzca iki yana kıvrılmasına sebep olduğundan sesimi çıkarmadan olduğum yerde bekledim.Oğuz'un hiç gelmemesi içimde birazcık kalan umutları da yok etti.Kapının bir kez daha tıklanmasıyla yine aynı döngünün olacağını bildiğimden sıkılıp bu sefer kapıyı açmaya yöneldim.Kapıyı açtığım gibi Zenan anne kollarını boynuma dolayıp sarıldı
"Kızım korkuttun neden hiç cevap vermedin?" diye hızlıca sorup boynumdan ayrılıp yüzümü avuçlarımın arasına alıp okşayınca gözlerimi kapatıp bekledim bi müddet.İki yanımda duran ellerimi kaldırıp ufak omuzlarına koyup sıktım.
"Seni meraklandırdım ama konuşmak istemedim sadece sükut istiyorum çok mu?" dedim saatlerdir konuşmamışlığın verdiği ses tonumla.Zenan anne gözlerimi öpüp
"Çakırım hadi yemek yiyelim sonra dinlenirsin tamam mı?" dedi gülümseyerek.Bu kadın nasıl hiçbir şey yokmuş gibi davranıyor ki.Omuzlarındaki ellerimi çekip yüzümdeki ellerinin üstüne koyup ellerini indirdim.
"İstemiyorum yemek.Kumam gelecek ben daha onu hazmedemedim" dedim aksi bi sesle.Zenan anne yine tatlı tatlı gülümsemişti ki bu sefer dayanamayıp
"Beni sevdiğini biliyorum,hissediyorum ama kuma gelecek kızı daha çok seviyorsun galiba yüzünde güller açıyor kuma dedikçe" deyip biraz uzaklaştım ondan.Zenan anne yine gülümseyip
"Bak güzelim.." diye cümlesine başlayınca sözünü kesip
"Yoksa sen de bebek doğmasını istediğin için kumayı uygun mu buluyorsun hanım ağam bir de kadınsın nasıl böyle rahat oluyorsun anlamıyorum.Ama şimdi senin de kuma ile ilgili haklı,güzel sebeplerin vardır yüzünde açan güller için değil mi?" diye sesimi bi tık daha yükseleterek sitemle konuştuğumda
"Sen bir de kapı kenarlarında anamı kıstırıp bağırıyor musun?" diyerek yanımıza gelen Oğuz'a dönüp kollarımı birleştirdim
"Sen bir de benimle yüzsüz yüzsüz konuşuyor musun?" dedim gözlerine bakmayıp yüzüne bakarak.
"Karım değil misin tabii ki de konuşurum.Sen de benimle konuşacaksın." dedi benim gibi kollarını birleştirerek.Bana nikahlı karısı olduğumu her fırsatta hatırlatmasa olmaz.Ona cins cins bakarak
"Konuşmam ağam konuşmam senin gibi bi kişiliksizle hele o kuma konaktan adımını bi atsın hiç konuşmam" dedim burnumu kıvırarak.Oğuz dik dik yüzüme bakıp
"Konuşacaksın o kuma da gelecek Öğretmen Hanım" deyince
"Ahh tabii ağam anladım sen verdiğin her sözün arkasında itinayla durursun ya kuma gelecek dediğinden o kız gelecek" deyip Zenan annenin koluna girip hazır bekleyen sofraya yol aldım.Masa da Doğan baba,Can ve Hakan vardı Zenan anne hepsine gülümserken ben sadece Hakan'a ufak bi tebessüm verip yerime oturdum.Normalde sofradakiler tamamlanmadan ve Doğan babanın besmelesi sofraya dalgalar halinde yayılmadan yemeğe başlanmaz.Ama şimdi benim için normal bir zaman değil ve ben bunların olmasını beklemeden yemeğime başladım.Kafamı hiç kaldırmadan çorbamı içmeye devam ettiğimden kimin ne tepki verdiğini tam kestiremedim.Sessizliği bozarak
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mardin'deki Öğretmen
Fiksi Umum"Hani bugün bir plandan bahsedeceğini söylemiştin Doğuş daha ne bekliyorsun?" Doğuş boğazını temizleyerek Oğuz'a baktı "Ben tam olarak amacınızın ne olduğunu anlayamadım.Mardin'i bitirmek mi yoksa değiştirmek mi?" "Mardin'i kötü adamlardan kurtarmak...