Bölüm-3

25.4K 724 15
                                    

*****Selim'den****

Her şey bir anda oldu.Biz Miray'a sürpriz yapmak için ona haber vermeden kendi arabalarımızla gelmiştik.O bizi aradığında piknik yapıyorduk.Ama nereden bilebilirdim ki öyle bir facia olacağını.Eksik şeyler için markete gitmiştim sadece 10 dakika.Hayat dolu bir ailenin bu dünyayı terk etmesi sadece 10 dakika içinde olmuştu.Geldiğimde piknik alanındaki insanlar kanlar içerisindeydi.Birbirlerine girmiş arabalar vardı.Hızla bizim tarafımıza gidince şok oldum.Amcam yengem ablam kıpırdamadan yatıyorlardı.Ağabeyim hala hayatta gibiydi hemen yanına gittim.

"Ağabey" dedim gözüm yaşlı halde.

"Küçüğümüz sana emanet birbirinize iyi bakın ona göster ağabeyliğimi arattırma bizim yokluğumuzu yoksa rüyalarında rahat bırakmam seni." Dedi. Acısına rağmen yine de alayla karışık gülerek ve mutluymuş gibi söylediklerinden sonra gözlerini sonsuzluk uykusuna kapadı.

Çaresiz kaldım.Miray'a nasıl derim hepsi gitti diye kaldıramaz o bunu annem ve babam öldüğünde daha küçüktük küçük dediğim 7 yaşındaydık.Miray'da benim gibiydi.Mutsuz,korkmuş,yıkılmış,ümitsiz..Tek bir şey bende olup onda olmayan yalnızlık.Onun annesi,babası,abisi,ablası vardı.Benim içinse sadece Miray vardı o zamanlar sadece onunla konuşuyordum.Peki ya şimdi ne olacak?Fıstığım benden sadece 1 hafta büyüktü ama bazen en iyi şekilde kullanır istediğini yaptırırdı.O bana bazen abla olur ben bazen ona ağabey hatta bazen arsız kızlar peşime bırakmayınca sevgilimmiş rolü yapardı.Ama bundan sonra ben daha çok ağabey olmalıydım fıstığıma..

Mirayla hava almaya çıktığımızda su almak için büfeye gitmiştim döndüğümde orada yoktu.Aferin dedim kendi kendime daha ilk saatlerden sahip çıkamadın emanetine salak herif.Sonra sedyeyle acile götürürlerken gördüm onu hemen koştum arkasından bir yandan da düşünüyordum niye morarmış hemşirelerde bilmiyordu.Hemen müdahale ettiler oksijen tüpü taktılar ben hiçbir şey anlamadığımı belirten bakışlar atarken beni perdenin arkasına gönderdiler.Bir beş on dakika sonra doktor çıkıp

"Sizin hastanızdı sanırım" dedi.Başımla onaylayıp fısıltıyla evet dedim o sıra aralık perdeden kırmızıya dönmüş fıstığıma bakıyordum.

"Hasta uzun süre nefessiz kalmış ama bunu bilerek yapmış galiba bir nevi intihar girişimi gibi çünkü herhangi bir darp yok" dedi.

"Olabilir aslında zor bir dönem geçiriyoruz ailemizi kaybettik"

"Başınız sağ olsun hastaya oksijen verdik birazdan kendine gelecektir"

"Tamam"

"Hastamız bundan sonraki dönemde bu hareketi tekrarlarsa kaybedebilirsiniz her zaman bu kadar şanslı olamaz kendisine dikkat etmelisiniz."

"Peki teşekkürler" ahh aptal kardeşim benim.Asıl aptal ben nasıl da bırakırım onu.

Yaklaşık bir saatin sonunda Miray'ı odaya almışlardı.Hala uyuyordu zaten psikolojik olarak ne zaman üzgün,mutsuz olsa hep böyle uyumaya verir kendini.Cenazelerimizi alıp memlekete götürmemiz gerek.Neyi nasıl yapacağımı da bilemiyorum fistigimı da yalnız bırakmak istemiyorum.Hayat bazen insanın üstünde kalıyor.Uyuyan Miray'a döndüğümde bir an için keşke dedim oracıkta canı çıksaydı da bu acılara katlanmak zorunda kalmasaydı.Ne diyorum yahu ben biraz hava almam gerek.Odadan çıktığımda biraz ilerilerden gelen 'yavrum,kuzum,küçücüktün sen' sözleri sanırım bir annenin evladını yitirdiğinin kanıtı.Bu hastane herkesin mi canını yakıyor.Adımlarımı tökezleten bu yakarışa daha fazla dayanamıyorum en iyisi odaya geri dönmek.

İçeri girdiğimde Miray uyanmış gözleri dolu dolu etrafına bakınıyordu.Geldiğimi fark ettiği halde bana bakmamak icin çırpınan gözleri odanın her yerinde.Yanına gittiğimde bir an baktı sonra kafasını çevirdi.Anladım konuşmayacaktı,yedi yaşındaki benimle aynı durumdaydı.Yanına yatmak için hareketlendiğimde hemen yana kayıp yer açtı.Kollarımı açıp beklediğimde demek istediğimi anlayıp hemen sarıldı ağlayarak uyuyakaldı.Doktor gelesiye kadar bende biraz dinlenmeliyim.

Mardin'deki ÖğretmenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin