10 - Toplantı

184 84 255
                                    

Sarayda Pani Nu'Koronamın yerini bulmak için birkaç yol denendi ama hep başarısızlıkla sonuçlandı. Ay sonuna yaklaşırken, çaresiz kalan Yüceler meclisi; Leydi Bārisa'nın önerisini uygulamaya aldı. Gezegenin dört bir yanına haberciler yollandı, nam salmış en iyi büyücüler Maeldewa İmparatorluk Sarayına çağrıldı.

Büyük toplantı, yaklaşık iki jama yani iki ay sonra gerçekleşti. Kain'in çeşitli yerlerinden gelmiş, altı büyücü, Efsanevi Maeldewa sarayına neden çağrıldıkları konusunda büyük bir merak ve biraz da korku içindeydiler. Yüce meclisin toplantı salonu hiç bu kadar kalabalık olmamıştı. Kral ve Meclis üyeleri dışında Kraliçe Rekia ve Leydi Bārisa da oradaydı.

Konuşmayı Kral Darazi'ye bakıp, başıyla yaptığı onay işaretini aldıktan sonra; meclisin başkanı, Toprağın Yücesi açtı;

--- Öncelikle misafirlerimize hoş geldiniz demek istiyorum. Umarım sarayımızda iyi ağırlanıyorsunuzdur.

Büyücülerden birkaç mırıltı, evet efendim ve teşekkürler gibi onay kelimeleri geldi. Toprağın yücesi başını sallayıp, teşekkürleri kabul ederek sözlerine devam etti.

--- Hepinizin neden burada olduğunu merak ettiğine eminim.

Salon sessizleşti. Uzaklardan gelen büyücülerin gözleri, büyük bir dikkatle Meclis başkanına sabitlenmişti. Yüce, bekleyişi uzatmadı;

--- Birini bulmak için yardımlarınızı istiyoruz. Tahmin edersiniz ki biz denedik ama başarısız olduk.

Ufak hayret mırıldanmalarını görmezden gelerek devam etti;

--- Bu sebepten, kayıp kişileri bulmak konusunda alternatif fikirleri dinlemek üzere, sizleri yani törensel büyü konusunda en iyileri, buraya topladık.

Büyücülerin, kendi aralarında kısık sesli konuşmasıyla geçen kısa bir süre sonra soruları başladı. Hangi büyüler denenmişti? Sonuçları ne olmuştu? Ne tür malzemeler kullanılmıştı? Aranan kişi kimdi? Olabileceği yerle ilgili her hangi bir tahmin var mıydı? Neden bulunması gerekliydi?

Aranan kişinin merhum son Dewain Samāraj'nın eşi Pani Nu'Koronam olduğu bilgisinin gizli tutulması kararı alındığından, kimliğini açık edecek sorular dışındakiler, itinayla yanıtlandı. Büyüyle ilgili teknik terimler, fikirler ve çıkarımlar havalarda uçuştu. Tam bir beyin fırtınası ortamı oluştu ancak; ertesi gün yeniden toplanmak üzere oturum sonlandığında, hala bir çözüme ulaşılamamıştı.

Akşam Leydi Bārisa'nın toplantıda konuşulanlarla ilgili bir ayrıntı zihnini dürtüklüyordu. Farun Krallığından gelen, içlerindeki görece genç görünen büyücünün söylediği bir şeydi. Kısık ve kendinden emin olmayan bir sesle, bir insanın kanından numuneye sahipseniz kendisini getirebileceğinizden bahsetmişti. Bir kaç kişi yüzünü buruşturmuştu. Kan büyüleri Kain'de pek hoş karşılanmazdı. Çünkü kan, karanlık çalışmaların, ölüm büyüsü ve lanetlerin temel malzemesiydi. Bu yüzden kimileri genellemeye giderek kanla yapılan tüm çalışmaları kara büyü sınıfına alırdı. Hatta gezegende bazı krallıklarda kullanımı kesinlikle yasaktı.

Kimse Farun'lu büyücünün söylediği üzerinde durmamıştı ama Bārisa'nın ona sormak istediği bir şey vardı. Ne yapacağını düşündü. Odasına gitmesi hiç uygun olmazdı. Hemen kısa bir not yazıp katlayarak hizmetçisini çağırdı. Kime iletileceğinin bilgisiyle beraber eline verdi. Bir rahira sonra çay salonunda, bir şey konuşmak istediğini yazmıştı.

Salona giderken büyücünün ismini düşündü. Galiba Teylos'du diye karar verdi. Ata adını hatırlayamadı. İsim hafızası hiç iyi olmamıştı zaten. İçeri girdiğinde gözleri onu hemen buldu. Büyücü de onu görmüştü, ayağa kalktı. Uzun boylu bir adamdı. Alnına düşen siyah dalgalı saçlarını eliyle geriye taradı. Bunu yaparken kol kaslarının hareketi, haki renkli basit kesimli gömleğinin üzerinden bile göze çarpıyordu. Bārisa onun soylu olmadığını hatırladı. Fiziksel güç gerektiren bir işte çalışıyor olmalıydı. 

LÜTUFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin