LÜTUF

22 - Karşılama

* Medya: Gidar Nu'Darazi

Gidar karşısındaki koltukta oturan esmer güzele baktı. Onu arabaya bindirmek için gittiğinde bir korumanın yarasını temizlemiş sarıyordu. Etrafındakilerin bir soylunun, halk tabakasından birine böyle hizmet etmesinin şaşkınlığını yaşadığının farkında değil gibiydi. Araca doğru yürürken sürekli sağa sola, yaralılara bakıyor, aklının onlarda kaldığı belli oluyordu.

Gidar'a göre Louise'in umarsız ve boyun eğmez yapısı bir köle olarak yetişmediğini gösteriyordu. Kralın mutlak otoritesine ve kibrine karşı takındığı korkusuz, cüretkar ve hatta alaycı tavırsa Gidar'a onun geldiği yerde bir isyankar, direniş kuvvetleri üyesi olabileceğini düşündürtmüştü. Bugün ise başka, merhametli bir yanı ortaya çıkmıştı. Kendisine, Jadom'a ve zarar görenlere gerçekten üzülmüş, direnişçilere ise öfkelenmiş görünüyordu. Bu durum bir isyancı olabileceği varsayımına uymuyordu ki sonuç olarak Louise'i daha karışık bir muamma haline getiriyordu. Evet Louise her açıdan bir bilmeceydi ve onu çözmek Gidar'ın ilgisini gün geçtikçe daha çok cezbetmeye başlamıştı.

Gidar şatodan aldığı bazı yazışma ve belgeleri kendine yastık yaparak aracın koltuğuna uzandı. Önlerinde uzunca bir yol ve hala tam olarak geçmemiş ağrıları vardı. Az sonra Louise'de karşı koltukta aynı şekilde yattı. Al bir sıra dışı davranış daha diye düşündü Gidar. Bir bayanın bir erkeğin karşısında rahatça uzanmasının uygunsuzluğunun ya farkında değildi ya da umursamıyordu. Gözleri bacaklarına, sıyrılan eteğinin açıkta bıraktığı kısımlarına gitti. Uzun ince kaslı ve atletik yapısı vücudunun her noktasında kendisini gösteriyordu. Alıştığı yuvarlak ve yumuşak hatlı kadınlara benzemese de Gidar'a aynı ölçüde çekici ve cezbedici gelmeye başlamıştı. O pürüzsüz görünen tenine dokunmayı çok istiyordu.

Düşünceleri önceki geceye kaydı. Aynada yansımasına bakıyormuş gibi yaparak Louise'e kendini görme şansı sunmuş, onu ayartmayı, yanına, yatağına gelmesini sağlamayı ummuştu. Planı başta iyi işlemiş gibi görünüyordu. Louise kapısında durmuş ve sessizce kendisini izlemişti. Ama bu izleme beklediğinden kısa sürdüğü gibi, içeri girmek yerine merdivenlerden aşağı inerek yoluna devam etmişti. Kendisini yakışıklı bulduğunu biliyordu Gidar, ki zaten öyleydi. Ancak bu sıra dışı güzeli elde etmek için uğraşması gerekecekti anlaşılan. Öyleyse uğraşırım diye geçirdi içinden. Kain'in ve kendisinin geleceğini garanti altına almak için daha güzel bir uğraş olamayacağı düşüncesiyle gülümsedi.

* * * * *

Gecenin bir yarısı olmasına rağmen sarayda bizzat Kral ve Yüceler Meclisi tarafından karşılandılar. Görünen o ki ordu ve hizmetliler de teyakkuzdaydı. Bahçenin kemerli girişinden sarayın ana kapısına kadar her yer meşalelerle aydınlanmıştı.

Kral Darazi ve peşi sıra gelen meclis üyelerini görenler saygıyla yerlere kadar eğiliyordu. Bârisa ve Karina'da araçlarından inmişti. Yorgun adımlarla Gidar'ın arkasından ana kapıdan geçtiler ve Krallarını selamladılar. Yanlarındaki Louise bir an şaşkın görünse de vakit kaybetmeden Bârisa'yı taklit ederek selam verdi. Sonra ifadesiz bir yüzle etrafı incelemeye koyuldu. Meclis üyeleri de fark ettirmemeye çalışarak Louise'e bakıyor, inceliyorlardı. Yüce Musama son Dewain'in kızı hakkındaki gerekli bilgileri diğer üyelere vermiş, Kral Darazi ise bir davranış planı belirlemişti.

Kapıdan sedye içinde Jadom getirildi. Bârisa izin isteyerek bir baş selamı ile yeğeninin peşine düştü. Karina ve Louise'de halalarını takip etti. Kral Darazi:

--- Gidar bizimle gel, diyerek döndü ve toplantı salonuna yöneldi.

Kral salona geldiklerinde baş koltuğa geçip oturdu, ardından diğerlerine oturmalarını işaret etti. Gidar'a dönüp buyurdu;