Kahvaltı

158 19 7
                                    

Sellam💛 En uzun bölümlerden birisiyle karşınızdayım. İnşallah oy ve yorumları unutmazsınız. Ayrıca attığım bölümler belli bir okunmayı geçmediği sürece bölüm atamamaya karar verdim.

İyi okumalar ❤️ sıkılmazsınız umarım 😂

"G-Günaydın." Titremesine engel olamadığım sesimle güzel bir rezil oluş daha yaşamıştım. Benim için rezil olmak neredeyse günlük rutin haline gelmişti. Hele ki Cihat ailesine. Koyu kahve gözlerinin tek odağı onun gibi koyu kahverengi olan gözlerimdi. İçimden en azından elimi yüzümü yıkamaya fırsat bulsaydım diye geçirdim. Daha nice isteklerin balonlarını zihnimde bir bir patlatarak en arkalara attım. Düşünmem gereken daha önemli şeyler vardı. Kendimi hızla toparladım ve sesimin tok çıkmasını umarak devam ettim.

"Şey benim neden burada olduğumu biliyorsundur." Zihnimde geçen kelimelerle sonunda mantıklı bir cümle kurup ona bahşettiğim de dudaklarının kıvrılıp kıvrılmadığını tam anlayamadığım bir yüz ifadesi ile hafifi öne eğildi ve "Tabii ki. Benim için." diyerek tekrar eski konumuna döndü.

Ben ise ne dediğini idrak edene kadar ifadesiz baksam da çok geçmeden anlamış ve ağzımı şaşkınlık içerisinde aralamıştım.
Ne demekti bu? Babası ile konuşmamış mıydı? Onun isteği üzerine burada olduğumu nasıl bilmezdi? O Rüzgar Cihat değil miydi? Babasının karar ve isteklerinden haberdar olacak kadar rütbe ve değeri yok muydu?
Olmalıydı. Bilmese bile burada olmamın nedenini kendisine bağlaması amaçsız ve gülünçtü. Tabii bir yandan yarasını nasıl olduğunu hala daha sormamak için direniyordum. Kendi içimde kendimle kavga ederek çıkmaza düşmek yerine sorularımı ona yönetmeyi tercih ettim.

Hala daha samimi ve sıcak gözleri ile benim konuşmamı beklerken daha dikkatli inceledim ve bu sefer kesinlikle tebessüm ettiğine emin oldum.
Derin bir nefes alıp verdim. İçim de bir yerler de hala daha saçımı doğru düzgün topladığım için tebrik eden bir Esin vardı ve artık susması gerekiyordu.

Kısa kirpiklerinin altından ona bakarken onun bir erkeğe özenle hediye edilmiş uzun kirpiklerini kıskanmadan edemedim. Ve özenle yaratılmış yüz hatlarını. O elmacık kemikleri de neydi?

Kendime hakim bu sefer hakim oldum.
"İyileşmek sana yaramış olmalı. Çok şakacısın." Kendimi küçük duruma düşürmemek için böyle bir yöntem bulmuşum ve işe yaradığı da barizdi. Hem 'iyileşmek sana yaramış' dediğim için durumu ile ilgili bir açıklama yapabilirdi. Gerçi sapasağlam karşımda, ayakta olması bunu doğrulasa da ondan duymak daha iyi hissettirecekti.

Sırıtışı biraz daha arttı. "Evet güne tatlı başlayalım dedim. Akın'dan duyduğum bir kaç şeye bakılırsa stresli bir geceymiş." dediğin de kendime engel olamadım ve "Oturup dedikodumu mu yaptınız?" diye sordum.

Buna sinirlenmiş değildim ama Akın'ın bunu gidip de nasıl ve neden anlattığını bilmediğim için kırılmıştım.

Kafasını gülerek iki yana salladı. "Akın'dan duydum dediğime bakma. Bir nevi rütbe nedeniyle bir kaç detay istedim. Yoksa bana çalışmak ve isteklerimi yerine getirmek onun bu hayatta ki en son isteyeceği şeydir."

KesikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin