Rüzgar CİHAT

327 25 22
                                    

Yorumlarınızı bekliyorum 💛




Adam koşar adım olay yerinden ayrıldı ve sokağın sonunda ki arabasının yanına gitti. Arabaya biner binmez elini torpido gözünde ki bezle sildi. Bıçağı da silip ikisini de koyduktan sonra yapacak tek bir şey kalmıştı. İlk önce oradan uzaklaşması gerekiyordu. Arabayı deniz kenarında doğru düzgün insan olmayan bir yere çekti.

Cebinden telefonunu çıkartıp kayıtlı olan tek numarayı aramaya koyuldu. Sonu gelmişti bunun farkındaydı.

"Evet."

Karşıdan gelen sesle irkildi. Şu an yanında değildi, başına dayanmış bir silah yoktu ama yine de sesi yeterdi korkması için.

Adam kekelemesine engel olamadan yaptığı şeyi anlatmaya başladı.

"A-abi ben nasıl oldu anlamadım. Ço-çok özür dilerim gerçekten tüm suç benim salaklığım."

Karşıda ki derin bir nefes alıp "Ne yaptın?" diye keskin ses tonuyla sorunca adam artık bir ölü olduğunu anlamıştı. Yapacak bir şey yoktu artık. Kurtulamazdı elinden.

"Yanlışlıkla Rüzgar Cihat'ı bıçakladım abi."

Karşıdan ses gelmiyordu. Adam daha da tedirgin oldu.
On saniye sonra duyduğu şey ile ağlamaya başladı.

"Yanında silah var mı?"

"V-var abi."
Kelimeler ağzından zor çıkıyordu. Ölecekti. Çünkü yanlış yapmıştı.

"İyi sık kafana."

Telefon kapanmıştı. Hatasının bedeli canıydı. Çünkü hatası yapılacak en kötü hataydı. Rüzgar Cihat'ı bıçaklamıştı.

Adam belinden çıkarttığı silahı kendi başına dayadığında namlunun soğuk ucu ürpertti. Canı yanmayacaktı en azından. Buna şükür ederek tetiği çekti.

****

Adının Irmak olduğunu öğrendiğim yaralı çocuğun kız kardeşi şehrin çıkışına doğru arabayı sürünce korkmaya başlamışım. Tanımadığım iki insan; biri yaralı, biri sinirli ve asabi. Ve onlarla bilmediğim bir yere gidiyordum.

Bakışlarım arabayı süren kızda takılı kaldı bir süre. İlk defa incelemeye koyuldum. O telaştan doğru düzgün nasıl olduğunu fark edememiştim.
Çoğu anlar çatık kaşlı hatta sürekli çatık kaşlı mıydı acaba yoksa sadece içinde bulunduğumuz durum yüzünden mi böyleydi bilmiyordum. Saçları kulaklarını kapatacak kadar kısaydı. Açık mavi renkli saçlarının sağ tarafı kazıtılmıştı. Kesinlikle itici durmuyordu.

Badiyi bastırmaya özen gösterirken kucağımda artık bilinci neredeyse kapalı olan çocuğa döndüm. Yani Rüzgar'a. Kimdi? Neden böyle bir şeye bulaşmıştı? Neden hastaneye gitmiyordu normal insanlar gibi?

Aklıma onu bıçaklayan adam geldi. Rüzgar yere doğru düşerken yüzünde ki oluşan ifade gözlerimin önüne geldi. Kendi yaptığı şeye inanamıyormuş gibi bakmıştı. Hatta bakışlarını yanlış yorumlamıyorsam korku gibiydi.

Derin bir nefes aldım.
Acaba babam beni arıyor mudur? Büyük ihtimalle eve geç geleceğimi düşünüp daha telaşlanmamıştır bile. Gideceğimiz yerde birinden telefonunu istemeliydim.

Kucağımda yatan Rüzgar hafif inlediğinde canını acıttığımı düşündüm. Arabayı zaten hızlı kullanan Irmak'ı şimdi daha da hızlandırmıştı.

KesikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin