Boss❃Jenkai

❈Özür dilerim minik çiçek❈

Jennie'den
Masada oturmuş öyle mal gibi ne yapacağımı düşünüyordum.Kahve davetini tabikide geri çevirememiştim
ve oda bana çok sevindiğini çünkü kendisininde kahveye bayıldığını söylemişti ben de ona kahveden nefret ettiğim kadar hiçbir şeyden nefret etmediğimi söylememiştim

'tek çare sesini çıkarmadan o kahveyi içmekti'

haklıydı.lanet olsun ki iç sesim yine çok haklıydı.karşımdaki sandalyeye oturduğunda gözlerimiz buluştu.

tebessüm ederek konuştuğunda o kadar şirin olmuştu ki'senin o tebessüm eden ağzına yerim ya' dememek için kendimi zor tutmuştum.

"Bugün ilk işinin ilk günü olduğu için ofisinde keyfine bakabilirsin"

bu dediğine karşı sadece gülerken o da güldü ve ekledi.

"Tadını çıkar yani"

"Denerim"

"Çok gerginsin"alt dudağımı dişlerken bu kadar mı belli oluyor ya?diye düşünmeden edemedim.

"Yani asl-"

"Bu kadar kasılma tek yapman gereken toplantılardan beni haberdar etmek,düzenlemek ve buna benzer basit şeyler"

'işte sorun da bu ya sürekli seninle iletişimde olacağım'

"Haklısın"

dediğim sırada garson kahvelerimizi getirmişti.başka birşey isteyip istemediğimizi sorduğunda kai cevap verdi.

"Ben istemem de.Jennie sen ister misin?"

Son cümlesi beynimde yankılanırken afalladım.jennie?sen birşey ister misin jennie?jennie? Resmen bana ismimle hitap etmişti.inanmıyorum OHA!

"Jennie?"

"Ha yok teşekkür ederim"

"Peki efendim"

"Jennie iyi misin?"

"Evet evet iyiyim."

"emin misin?"

"Evet sorun yok gayet iyiyim"

ikna olmuşa benzemiyordu.neyse ki daha fazla üstüme gelmedi ve beni başıyla onayladı.sıcaklığı üstündeki buharlardan belli olan kahveye baktım.o kadar da kötü görünmüyor ya.kai kahve bardağını avuçlarının arasına aldı ve bana bakarak gülümsedi.

biraz havadan sudan sohbet ettikten sonra kahvesinden uzun bir yudum aldı ve sadece 1 saniyeliğine gözlerini kapatarak o mükemmel tebessümünü sundu bana tekrardan.kahveyi çok sevdiği her halinden belliydi.

"İçsene sıcaklığı tam kıvamında şuan"zorla gülümsedim.

"Hmm.o zaman.içeyim.artık"

kafasıyla beni onaylarken kahveyi ağzıma doğru yaklaştırdım.kahvenin kokusu burnuma geldiği an yüzümü buluşturmaktan son anda vazgeçip elimle kai'nin arkasını işaret ettim ve konuştum

"Aaa o Min Yoongi değil mi!?"

"Ne Min Yoongi mi?"

kai şaşkınca hızla arkasına dönerken kahveyi masanın üstündeki saksıya döktüm ve boş olan bardağı sanki doluymuşçasına dudaklarımın arasına aldım.ağzıma dibinde kalan bir damla gelince içimden en yaratıcı küfürleri ettim.kai bana döndü ve konuştu.

"Nerede jennie göremedim."

"Ah özür dilerim benzetmişim ya"mahçupça dudaklarımı birbirine bastırarak ona baktım güldü eliyle ensesini ovarken arkasına yaslandı.

"Olabilir sorun değil.zaten Min Yoongi gibi büyük bir iş adamının burada ne işi olabilir ki!?"

"Aynen"

"Kahveni bitirdin mi?"

"Ah evet çok beğendim"

"Bir tane da-"

"Yok hayır teşekkür ederim.damak zevkimiz çok benziyor bu senin en sevdiğinkahve olmalı"

"Ah evet buna bayılıyorum"

bende sana:)))...

Özür dilerim minik çiçek:/