❈O güzeldi,o çok güzeldi❈

292 26 0
                                    

Kai'den

Gözlerimi zorda olsa sonunda açmayı başarmıştım.çok ağladığımdan olsa gerek gözlerim hala yanıyordu.aklıma gelen şeyle tıpkı'hazır ol'emiri verilmiş bi asker misali anında ayağa kalkmıştım.

"JENNİE?"

Anında ağzım kapatılırken başım dönmesi ile dengemi kaybetmiş son anda suho'ya tutunmuş düşmekten kurtulmuştum.

"Şşş sessiz ol,kız uyuyor"

Yüzünde biraz endişe biraz da mutluluk vardı.ve sanki birazcıkta sinir.elini ağzımdan çektiği anda sesimi olabildiğince kısarak merakla ve gülümseyerek umut dolu gözlerimle konuştum.

"Yani o iyi mi?"

Kafasını aşağı yukarı sallarken konuştu.

"Evet o iyi,o çok iyi.doktor endişelenilecek hiçbirşeyin kalmadığını söyledi.zaten yarın akşam da taburcu olacakmış"

Anında gözlerim dolarken bu defa içimdeki acının yavaş yavaş eriyip gidişini ve rahatlatıcı bir his eşiğinde buz gibi olan vücudumun usulca ısındığını hissettim.

Bir yandan gülüp bir yandan ağlarken Suho'nun garip bakışlarından delirdiğimi düşündüğünü anlamıştım.az sonra kurduğu cümle ile düşüncemi doğruladı.

"Delirdin mi oğlum?sana iyi diyorum ne bokuna ağlıyorsun?"

"Ben çok sevindim,o-onun iyi o-olmasına Suho"

* * *

"Hey!"

Sokağın ortasında telefonuna gömülmüş olan jungkook'a sesleniyordum ama boş.

Bir türlü beni duymuyordu!

"Jungkook!Hey!"

Sinirle yanına hızlı adımlarla geldim.ne halt yiyordu böyle?

Ellerimi belime koymuş.'şu yeni nesile ne yapacağız eskiden hiç böyle miydik?'diyen teyzeler gibi olmam umrumda değildi.kaşlarımı çatmış ona bakarken bu anda kafasını kaldırmasıyla gözlerimiz buluştu.anında çığlık atarken çığlığından korkarak çığlık attım.

"Gerizekalı ne bağırıyosun!aklım çıktı ya"

"Sen de ne diye dibime giriyorsun kızım?"

"Sana seslendim seslendim bir türlü kaldırmadın kafanı şu telefondan"

"Sen niye bana bakıyorsun binsene arabaya"

'Vay anasını çok zeki bu çocuk' Dercesine dudaklarımı büzdüm ve alkışlamaya başladım.

"Çok zekisin ya ben hiç düşünemedim.Ben zaten Casper'ım ya geçerim kilitli kapının içinden."

Sinirle gülerken bi anda yakasından tutup kaşlarımı çatarak ekledim.

"Lan sen benle kafa mı buluyon tavşan!?açsana kapıyı jennie bizi bekliyor"

"Tamam be ne bağırıyorsun"

* * *

"Kai ben gidiyorum ses yapıp kızı uyandırma dinlenmeye ihtiyacı varmış"

"Tamam tamam git hadi"

"Görüşürüz"

"Bay bay"

Suho'nun gittiğinden emin olduğumda jennie'nin uyuduğu sedyeye doğru yavaş yavaş yürüdüm.

O güzeldi,o çok güzeldi...

Yazardan

Çocuk haklıydı.kız gerçekten çok güzeldi.haddinden fazla güzeldi ama başında olan sargı bezlerinin ona yakıştığını ne sevdiği adam ne de başkası söyleyebilirdi.

Hiç ama hiç yakışmamıştı kıza o sargı bezleri.bu kadar güzel olmasına rağmen ilk defa birşeyin yakışmadığını görülüyordu.

Ne lavaboda iken saçlarını işgal eden kan yakışmıştı ona ne de şuan başında bulunan sargı bezleri.Hiçbiri,hiçbiri yakışmamıştı kıza.

Kızın canının yanması demek çocuğun da canının yanması demekti artık.

Sedyenin yanındaki sandalyeye çoktan oturmuş olan çocuk kızın zaten ufacık olan elini tutup kendi elleriyle sarıp sarmaladı.

Buz gibiydi...

Dirseklerini sedyeye yaslayarak kızın elini öpmeye başladı ve ard arda özürlerini sundu kıza duymadığını bile bile.

"Özür dilerim,özür dilerim sana bağırdığım için çok pişmanım senin suçun değildi biliyorum.kalbini kırdığım için pişmanım,sana bağırdığım için pişmanım ben daha erken gelmediğim için çok pişmanım."

Jennie'den

Üşüyordum,çok üşüyordum.ellerim dahil heryerimin buz gibi olduğunu çok net anlayabiliyordum.fakat bırakın gözlerimi açmayı parmağımı oynatacak bir nebze gücüm yoktu.

Kulaklarıma dolan boğuk ses yavaş yavaş netleşirken bu sesin kime ait olduğunu zorda olsa anlayabilmiştim.bu onun sesiydi.

Kai...

Başımdaki keskin ve katlanılmaz olan ağrıya meydan okuyarak Kai'nin ne dediğini anlamaya çalıştım.

Ellerimin ustunde bir el hissetim.daha sonra buz hibi olan ellerim yavaş yavaş ısınırken üzerinde yumuşak ve dolgun dudaklar hissettim.

Gerçektende düşündüğüm gibi yumuşacıktı dudakları.

"Çok pişmanım"

Pişman?Pişman mıydı o?

O kadar canımı yakıp kalbimi kırdıktan sonra mı?

Cidden mi!?

Dalga geçiyor olmalıydı.eğer hareket edebilseydim tam şuanda ondan uzaklaşabildiğim kadar uzaklaşırdım.ona karşı hissettiğim heyecan ortadan kaybolmuştu artık,artık ondan soğumuştum.

Ben sadece görevimi yaptığım için bana bağırmış ve hiç çekinmeden aşağılamıştı beni.

Bırakın ondan hoşlanmamı ve hoşlandığım adamdan bunları duyarken kalbimin paramparça olmasını,herhangi bir çalışan olarak bunları asla hak etmemiştim.

Sence de kalbimi biraz fazla kırmadın mı Kai?

Hem de işimin daha ilk günlerinden.bu cümleyi kurmak istemezdim fakat daha ilk günlerim böyle ise benim burada geçireceğim iki yıl?

O iki yıl boyunca ben bunlara katlanmak zorunda mıyım?

"O gün kafede ben Katerina'yı öpmedim jennie.o benim dudaklarıma yapıştı sonra ise bana fırsat vermeden kendisi itti beni.ve sen,sen de ben onu zorla öptüm zannettim değil mi?"

Bananeydi ki bundan?beni neden ilgilendirirdi ki onun ilişkileri?neden anlatıyordu bana bunları?

"Ben seni ilk gördüğüm andan beri seni unutamıyorum.bir an olsun aklımdan çıkmadın jennie"

Ben aklından çıkmıyordum?doğru mu duydum?

Boss❃JenkaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin