25 Bölüm

18 0 0
                                    

     Ne ara silah sesleri bitti anlayamıyorum. Oğluma bakıyorum gözleri kıpkırmızı olan oğluma bakıyorum. Ağlaması durmuştu ama gözleri kızarmıştı. Biz neden şuan bu ortamda duruyorduk. Yanımdakinlere bakıyorum Çiçek sinirden köpürmüş bir şekilde bana geliyor "özür dilerim " diyor ona "senin suçun yok" diyorum. Bilemezdi ki böyle olacağını. Kafamı dışarı camlara doğru ceviriyorum. Camlar yerde un ufak olmuş bir şekilde. Bebeğimin arabası kapıda her tarafı delik deşik. Biz oysa bu arabayı Karam'la nasıl da eğlenerek almıştık. Gözümden bir damla yere düşüyor. Telefonum  da param parça olduğu için Karam'ı arayamıyorum ama biliyorum ki şuan bize ulaşamadığı için deliye dönmüştür. Yanımda ki adama bakıyorum siyah ceketli kumaş pantolonlu gömlekli adama Kartal abi diyor bu adama bana bakıyor. İsmi neydi diye düşünüyorum oradan biri Ali abi diyor. Ali diyorum bana bakıyor "gidebilir miyiz " diyorum. Oğluma çeviriyor bakışlarını "şuan güvenli değil " diyor susuyorum. Kartal bir o yana bir o yana yürüyor. "Kim lan bu" diyor kükrercesine. Oradan bir adam "Paşa" diyor. "Biz halledik ya lan onu" diyor yine sertçe. Karşında ki zayıf ama güçlü olduğu belli olan adam "Ayağına sıkıldığı için kızdan intikam istedi büyük ihtimal " diyor. O an anlıyorum Çiçek için gelmişti o adam.
Çiçek sinirden köpürmüş bir şekilde "intikam böyle mi alınır lan" diyor. Kartal ve yanındakinler Çiçeğ'e bakıyor. Lan demelerine mi şaşırdı diyorum gülümsüyorum şuan şu ortamda bile. Çiçek erkek fatımamızdı o bizim.  Kartal'a ceviriyorum bakışlarımı "burada daha fazla kalmayalım Berzan kıpkırmızı " diyorum. Kafasını sallayıp bir adam kafası ile işaret veriyor. Adam olduğumuz durumdan ayrılıp gidiyor. Kahveye bakıyorum TV lerde görülen bir kahve sıradan. Ama bu kahve her tarafı cam kırıkları vr kurşun izleri ile dolu dolu oldu şuan. Vurulan var mıydı diye hepsine gözlerimi gezdiriyorum. Ali'yi görüyorum kolunda ki kanı. "Kolun" diyorum sessizce. Bu sessiz ortamda benim söylemem duyuluyor ve kime dediğime bakıyorlar. Kartal bir adım attım "abi " diyor. Ali bana ve koluna bakıyor "fark etmedim sinirden " diyor gülüyorum kahkalarda delirmiş gibiydim şuan herkesin bakışları bana çevriliyor "vurulduğunu nasıl fark etmez insan " diyorum. O da benimle bırlıkte gülüyor ve diğerleri de. Kesinlikle burada Berzan hariç hepsi anarmol.  Çiçek ne ara elindeki hastane çantasına benzer şeyle geldi bilmiyorum.  Alinin koluna bakıyor ve bir anda ceketi gömleği yanında ki makasla kesiyor. "Sıyırmış" diyor. İçimden bir oh cekiyorum benim yüzümden şuan ağır yaralı değil diyorum. Kafamı cama doğru olmayan camlara doğru ceviriyorum. Berzan artık ağlamıyor ama huysuzluğu belli olacak şekilde kıpırdıyordu.  Oğluma çevirdim bakışlarımı öle çok korkmuşdu ki belliydi. Gözleri kan çanağı gibiydi sarıldım sımsıkı oğluma. Ya bir şey olsaydı napardım ben oğlumsuz.  "Bebeğim " dedim sessizce bana baktı minik gözleri ile "korkma annem bak iyiyiZ" dedim. Anlamış gibi gülümsedi o minicik ağzı ile. Kokladım boynunu yavaşca içime ceker gibi. Hoşuna gitmiş gibi kıkırdamaya başladı. Berzan'ın kıkırdamasını duyan Ali "sonunda korkusu gitti" dedi. Gülümseyerek"evet"dedim.   Kartal telefonu ile konuşması bitmiş bize bakıyordu "güvenli çıkabilirsiniz" dedi. Dünyanın en güzel cümlesini söylemiş gibi hızlıca bebeğimle ve çantasını alarak buradan cıktım. "Teşekkür ederim Ali sayende oğlum da bende iyiyim " dedim. O ise kafasını sallayarak" önemli değil " dedi. Kartala ve diğerlerine de teşşekür edip arabaya bindim hızlıca. Çiçek de bir iki sn sonra gelip oda bindi arabaya.
   

    Eve geldiğimde hızlıca odaya doğru ilerledim. Berzan her ne kadar biraz sakinleşsede huysuzluğu vardı haklı olarak.  Arkadan dadıya seslenerek bebeğimin odasına geldim. Dadı bana yetişmişdı ona bakarak "bebeğimi bonya yaptıracam" dedim. O anladıydı zaten ve hızlıca bebeğimin minik banyosubu hazırladı. 
Berzan ılık suya girince huysuzlanmayıp yumuşamıştı. Seviyordu suyu. Duştan cıktığımızda mamasını yedirip uyutmuştum. Uyumaya ihtiyacı vardı.  Odadan yavaşca çıkıp  salona doğru ilerledim ve Çiçek'i gördüm elinde kitap vardı ama okumuyordu belliydi. Yanına geldiğimde bana baktı üzgündü. Sarıldım ona vr oda bana sarıldı. "Üzülme senin suçun yok" dedim. Ama boşunaydı biliyordum. "Ben telefon almaya gidiyorum Karam deliye dönmüştür" dedim. Biraz onu yanlız bıraksam iyi olacaktı.  Birşey demesine izin vermeden hızlıca cıktım evden. Eve yakın olan bir telofıbcuya girdiğimde karşımda ki adam telefonunun camının kırıldığını akşam vr ya yarın gelip alabileceğini söylediğinde telefon almaktan vazgeçtim.   O yüzden eve giderken sahil kenarında bir banka oturdum yine. Buraya ne zaman gelsem otururdum burası artık benim özel yerimdi. 
  Bugün Ali olmasa oğlum ve ya ben yaralanabilirdik.  Ve ben oğlumu koruyamadım bile. Ben iyi bir anne olacakmıyım derken olamıycamı bugün kendi gözümle görmüş oldum. Gözümden bir damla düştü. Bu aralar çok ağlıyordum değişmiştim ben. Kim ne derse desin eski Hicran yoktu.  Kalkmak in ayağa kalktığımda karşımda Omar'ı gördüm. Karşıda iş yeri vardı büyük ihtimal beni fark etmiş o yüzden geliyordu. Ona bakmadan arkamı dönüp yola cıktım. Bir iki dk lık yolla taksi çevirdim sırf bana yetişip konuşmayalım diye.

Kirli Beyaz KediHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin