multi ; Buğra göloğlu
Bazen ne yaparsak yapalım kader denen şeyin oyununa karşı koyamayız. Ne kadar zorlarsak o kadar çok tersine giden şeyler bazen insanı değiştirir. Şu an olduğu gibi.
Issız sokakta ne kadar hızlı gitmeyi denesem de en fazlasının olmadığını biliyordum. Kendimi her ne kadar korkusuzum diye kandırsam da bu durum yanlız ve karanlıkken son buluyordu. Evime son bir sokak kalmışken kestirme mi yoksa uzun mu diye düşündüm. Sonra düşüncemi güven yada tehlike diye düzelttim.Ani bir cesaretle ne kadar erken o kadar iyi diyerek ıssız sokağa adımımı atarak tehlikeyle burun buruna gelmenin çelişkisini yaşıyorum. Burda dikilmeye devam edersem soğuktan fosilleşme ihtimalini de göz önünde bulundurarak hızlı bir şekilde sokağa daldım. Biraz gittikten sonra adımlarım benden bağımsız olarak yavaşladı. Yorulmuştum...
Biraz nefes almak için sigara kokan sokakta 2-3 dk bekledim. Bir anlık gelen ürpertiyle koşmaya başladım. Neden veya kimden kaçtığımı ne biliyor ne hissediyordum. Gerçi hoş ya ben hissetme yetimi çoktan kaybetmiştim. Şu an bildiğim tek şey burdan bir an önce yok olmak.
Biraz ileride iki çocuğun tartıştığını görünce klişelere yer vermeden daha hızlı koştum. Sanki takip ediliyorum diye düşündüm. Korkmuştum bu kez. Ama belli etmeye hiç niyetim yoktu bir anda burnuma dolan vanilya ve karamel karışımı kokuyla duraksadım. Biraz hatta birazdan fazla koklamış olabilirim. Taki sesi duyana kadar
-ne o çok mu beğendin yoksa !
.....
Normal şartlarda gözlerimi kapatıp var gücümle kaçmam gerekirken benden bağımsız hareket eden hormonlarım düşüncelerimle zıtlaşmaktan zevk alıyordu ve ben bu durumdan hep nefret etmişimdir.Huysuzlukla kıpırdanıp korkak görünmemek için ayaklarımla ritim tuttum ve yavaş yavaş ayakkabılarından yukarıya doğru keşfe çıktım. Ağzımı ilk defa tebrik ettim çünkü kapalıydı. Siyah,ortası kıvırcık ve dağınıklık arasında kalan saçları ,siyah uzun kirpikleri ve onların gölgelendirdiği gözlerini görmek için kıstığım gözlerimi ifadesizce ve belirsizlikle açtım. Gözlerini görememiştim...
bu kadar naif bir ortamda bu kadar kısa sürede çocuğu kestiğime aklımdan gülerken bir anda gerildim şu an nerde ve kimle olduğunu da hesaba katarsak geç bile kalmıştım.Arsızca suratına bakmaya devam ederken ne var anlamında kafamı salladım şu an erkek Fatma gibi göründüğümü unutmaya çalıştım. Sonuçta karşımda kim var bilemiyorum. Ama çok tehlikeli olduğunu anlamak içim ahmak olmak gerekir.
Adrenalin tutkusu olan hormonuma korku hormonum da eşlik ederken aynı hareketle cevap verdi. Şuan ortamdaki tehlike kokusunu almama engel olan kokusuna içimden söverken kaş kaldırdım..."Bu sokakta ne yapıyorsun "dedi düz bir o kadar da kışkırtıcı sesiyle. Sokak lambası bulunmadığı için ay ışığı yan profiline yansıyordu. Aklıma sövdükten sonra sorduğu soruya alaycı bir şekilde kendimi gülmeye zorladım. "Gerçekten özür dilerim eve gitmek için uzay yolunda yoğun trafik vardı ben de Mars'tan geçeyim diye düşündüm " dedim ciddileşerek eve gidiyorum bir sorun mu var diye devam ettim
2 gün sonra okul açılacağı için gergindim zaten gerçi pek sakladığım söylenemezdi. Tam ağzını açmıştı ki telefonum çaldı. Arayan kişiyi görünce sırıtmadım. Ben gülmeyi toprak altına koyalı kaç kes enkaza uğradım saymadım. Düşüncelimi kovduktan sonra karşındakine bakarak saçma bir deli cesaretiyle şimdi eğer müsaden olursa bakmam lazım sonra kaldığımız yerden devam ederiz dedim. Ciddi görünmeye çalışarak biraz uzaklaştım
Alo
"Nerdesin" dedi
Eve gidiyodum küçük bir engele takıldım birazdan gelirim sen ?
Hastanedeyim dedi bir an beynim algılamakta zorlansa da kaybetme korkusuyla telefonu daha fazla tutamadan yere yığılmaya ramak kala belime dolanan elle gözlerimi kapadım...............,.....................
UMARIM BEĞENİRSİNİZ ARKADAŞKAR. YAZIM YANLIŞLARI İÇİN KUSURA BAKMAYIN DÜZELTMELER YAPACAĞIM 💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cennetin ters göğü: soğuk
Teen FictionOlur olmadık zamanda ,olur olmadık yerde ve olur olmadık kişilerle ...