B'5

43 6 7
                                    

Multi:Asya'nın giydikleri

Sabah Selim'in yüzüme döktüğü su ile gözlerimi hayata açtım. Şu anda yerin yedi kat altına girmeyi tercih ederdim. Sonuçta ya Selim'i öldürecektim. Ya da kendimi. Evet evet ben en iyisi Selim'i öldüreyim arkasından da kendimi. Sinirle soluduğumda erken yatan erken kalkmalı değil mi kardeşim dedi. Tabii ya akşamın intikamını alıyor çocuk. Haklı.

Dolabımın karşısına geçip bir kat kıyafet çıkarttı. Bu gün serbest giyin okuldan sonra benim sokağa uğramamız gerekebilir dedi ama şu an önemli olan sokak değil çıkardığı kıyafetlerdi. Yarım ağız gülerek onları ne zaman aldın bilmiyorum ama giymeyeceğimi  bildiğini biliyorum dedim. Çoçukçaydı onlar. Asla giymezdim . Asla.

Tabiki giyeceksin onları sana bizim çocuklar aldı dedi. Evet bazen kimsesiz çocukların yanına ziyarete gidiyorduk. Habersizce. Bizim dostumuz yok Düşmanımız çoktu. Bilmemeliydiler. Bizim yaşamadığımız çocukluğu bir nebze yaşasınlar diye. Ama Onlara asla acımıyorum. Asla.

İyide bunlar sokağa göre fazla salakça dedim. Sen merak etme senin işin akşam çocuklarla olacak. Onların olduğu evi koruyacaksın. Bilek gücü deyip güldü. Seni görmeyecekler. En sevdiğim. Ah şu Selim'de şeytan tüyü var kesin. Her ne kadar duygusuz , acımasız ,bencil , gaddar, soğuk olsam da bunları siyah giyerek siyahı lekeleyemezdim.Siyah çok farklıydı benim için. Siyah benim kalbim , ruhum en önemlisi de çocukluğumdu. O kadar karanlık ve bir o kadar da görünmez. Ve ben çocukluğumu kimseye anlatmam ve göstermem. Selim hariç. Sadece Selim. Bir tek Selim.

İkimiz de o kadar zor zamanlar geçirdik ki. Sokakta kaldık. Dilendik. Ağladık. Cam sildik. Ama asla ezilmedik. Asla kendimizi ve gururumuzu ezdirmedik. Belki de herkesin bizden korkması bu yüzdendir.düşüncelerimden Selim'in sesiyle ayrılmak zorunda kaldım.


İlk ders olduğu için uyuyorduk. Zaten hoca kendi halinize uslu durun demişti. Bugün Cuma. Yarın tatil. Sadece uyuyacağız. Selim'le.

İkinci derste uykumu bölen Selim'in açlıktan guruldayan karnıydı . Nasıl aç bir çocuk bu. Selim'i zorla uyandırarak kantine sürükledim. Telefonum aklıma gelince  onu dürtükledim  hani benim telefonum Selim? kızım boş vakitte hatırlatmazsın eşeğin şeytan sevdiği vakitte hatırlatırsın ayıp ya dedi. Hayıflanarak. Tamam be dedim. Hafif tebessüm etmeye niyet ederek. Ha şöylee az gül be kızım dişlerini unuttum yeminle yoksa hiç fırçalamıyor musun dedi. Olum dedim tehdit edercesine. Ama kimi ve neyle...
Bana sanki evlenme teklifi etmişim gibi bakıp pis dedi onlar nasıl kelimeler oğlum falan yakışıyor mu hiç sen gibi hanım evladına.  Ona ters ters bakıp ayağa kalkıyordum ki  tamam tamam özür dilerim. Dedi. İşte benim kardeşim.

Sınıfa çıkmış tam uykuya dalıyordum ki sıramın hareket etmesiyle gözlerimi açtım. Tabiki Ceren. Nerde kaldı kaç gündür diyodum bende. Bak kızım senin ile uğraşmak en son isteyeceğim şey. Gereksiz havayı kirletiyorsun başka ahıra hadi dedim. Benden korkuyordu. Hemde köpek gibi. Ama bir cahil cesaretidir bununki. Dayağı yer ve gider.  Tabiki müdüre.

Pazartesi gelecek olan misafirlere gözünü dikme Asya dedi. Ne saçmalıyor bu. Beni bu yüzden mi uyandırdın Ceren diye sert sesimle fısıldadım. Sinirlenmiştim. Hem de fena. Evet dedi. Ulan kızım diyip ensesindeki saçını kavradım ve boşluğuna dirseğimi geçiridim. Az bile sana.  Şimdi misafirlerini de al  siktir git. Bir daha da yanıma yaklaşma yoksa artık kurtulamazsın dedim. Bir kez daha vururken.  Sen varya dedi. Eee dercesine kafamı salladım. Sen - sen diyip çıkıp gitti. Bu kadardı. Sadece sinirlerimi bozup dayağını efendi efendi yiyip gidiyordu. 

Tam uyumuştuk ki nöbetçi öğrencinin sesiyle uyandık. Bu kes söven ben değil Selim' di. Çocuk korkak bakışlarla müdür Asya'yı çağırıyor Hocam diyip gitti. Ahh Ceren seni elime bi geçireyim uykularımın hesabını soracağım.  Zaten rüya göremiyordum. Evet 6 yaşımdan beri rüya göremiyorum. Hep o adam yüzünden. Kabulsarımı bile çaldı benden. Ben onun hayatını çalacağım ama.


20.05.2000

Başımızdaki  köpeğe ,Ahmet denen piçe bakıyorduk. O zamanlar masumduk. Çocuktuk...

Eline aldığı kemerle sırtımıza vuruyordu. Selim ve ben acıyı hissetmiyormuş gibi yapmayı başarsak da diğer iki arkadaşımız artık bayılacak gibiydi. Biz belki çocuktuk ama sadece bedenen. Ben de Selim'de çok cesurduk. Çocukluk cesuru. yanımızdaki odunu alıp adamın önce ayağına vurduk yere çökünce de ensesine vurarak  yere düşürdük. Bayılmıştı. Onu o zamanki gücümüzle ve odun sayesinde güzelce dövmüştük uzun uzun. Tabiki ayıldığında biz dört çocuğun ensesine yılan resmî çizmişti jiletle. Sadece acı çekelim diye. Evet acımasız adamın tekiydi. Sadece o adamdan intikam almak için çalıştık ve büyüdük. Bizim sokaktaki herkesin mutlaka bir yerinde yılan dövmesi vardır. Bu mal olarak aitlik değil ruh olarak aitlikti. O zaman da Selim'le kardeştik ama bir tane arkadaşımız vardı. Selim'in arkadaşı benim ise aşkım. Selim hep cam silmeye bizi gönderini. Birlikte vakit geçirelim diye. Çok yakındık. Kan bağımız yoktu  belki ama kalp bağımız vardı. Adını hiç bir şeyini hatırlamıyorum. Sadece bel başlangıcında bir küçücük beni vardı. Dayak yerken görmüştüm. Küçücüktü. Oyla birbirimize aşıktık. Çocukluk aşkı. Evlenme hayali kurardık.Taki  Ahmet denen piç herkesin gözü önünde bizim ensemizi çizip  onların da ruhunu çizene kadar. Bizi onlardan ayırdı. Gitmeden bir gün öncesi duymuştuk biz. Herkes sessiz sedasız vedalaşıyordu. Biz hariç. Ben bileğimdeki en değerli hazinem olan  annemden kalan tek gerçek somut hediye olan ismimin yazılı olduğu künyemi onun bileğine taktım. Oda boynunda takılı olan zinciri benim boynuma taktı. Ve ensemdeki yılan izinden öptü. Çocuktuk altı yaşında hayatın gerçek yüzünü tatmış çocuk.  Zincirin ucuna baktım. Yüzüktü. İçinde ne yazdığını okuyamasam da o Zerrin yazıyor derdi. Annesiydi. Annesinin ismi. Annesinin ruhu. Tabiki onun da ruhu. Aynı benim gibi ruhunu bırakmıştı bana. Son kez sarılırken seni bulacağım Asya'm.  Asya en büyük kıtadır demişti. Annesi öğretmenmiş   O yüzden bizden hep daha bilgiliydi. Ben seni o büyük kıtada aklımla değil kalbimle bulacağım. Bekle beni tamam mı. Sakın başkasıyla evlenme dedi. İnsanlar birbirlerine emanet ettikleri şeyi almadan ölmezlermiş. Sana ruhumu emanet ediyorum küçük cesur sevdiğim dedi. Evet belki  normal çocuklara göre fazla büyükçeydi ama biz normal çocuklar değildik.

Sondu...

O konuşma son . Bizi gece yarısı herkes uyurken götürmüşlerdi.

GÜNÜMÜZ :

Anılarımı aklımın derinliklerine koyup müdürün yanına indim. Sanki bir şey  yapabilecekti.  Gözlüğüyle bana üstten bakıp şimdi sana benim yönümden ceza senin yönünden hediye vereceğim dedi. Ne saçmalıyor bu bunak.  iki ay sonra bir yarışma var. Resim yarışması. Eğer bu yarışmayı kazanırsak okula yüklü bir miktarda para verecekler ve size de dört kişilik tatil. Resim olduğu için itiraz etmedim. Devam etmesini bekledim. Bir kişiyi tablo halinde çizeceksin. En küçük ayrıntısına kadar. Ve acı olan ise modele senin değil benim karar veriyor olmam. Çekici ,yakışıklı, karizmatik ve asi.  Senin için dert değil öyle değil mi dedi. Hafifi korkak sesiyle. Sabır dercesine yukarıya baktım. Sakinleşiyordum. Umarım.

Okuldan çıkmış sokağa geçiyorduk. Selim'e sırtımı dönüp yara izime baktırdım. Hala gerçek yılan gibiydi. Resmî iyiydi.

Selim sokakta silahla çatışırken ben de evin güvenliğinden sorumluydum. Buraya polis gelmezdi. Gelen ise gidemez. Benim açımdan her şey sakindi. Hadi ama egzersiz yapman lazım. Gözlerimi karşıya çevirdiğimde üç tane ayının geldiğini gördüm. Güzell. Ellerinde odunlar vardı. ERKEKLİK oluyordu bunlarınki de işte. Önce biri yaklaştı sonra diğeri ve sonra üçü. Harika.

Burnum hafif acıyor kaşım kanıyor ve de biraz sırtım acıyordu. Pis vurdu şerefsiz. Selim ise silahla olduğu için iyiydi. Keskin nişancılık birinciliği vardı kaç tane sayesinde ben de en az onun kadar iyiydim. Hatta süper. Aslanım benim.

Selim , en çok neresi  acıyor dedi. Dalga geçiyordur umarım.

Yüzüne baktım. Gülümsedim. Çocukluğumuzdaki gibi. Tıpkı 10 kuruşa sakız aldığımızdaki mutluluğumuz gibi. Bize fazla ama masum. Hiç dedim. Önüme dönüp hiç bir yerim.

Omzuma kolunu attı ben de beline elimi. İkimizdik. Ne eksik ne fazla. Sadece ikimiz...



..............,.....................

UMARIM BEĞENİRSİNİZ ARKADAŞKAR. YAZIM YANLIŞLARI  İÇİN KUSURA BAKMAYIN DÜZELTMELER YAPACAĞIM 💙

Cennetin ters göğü: soğuk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin