B'7

19 3 8
                                    


Multi ; Selim UYAR

Bu gün Cumartesi yani normal insanlar için tatil olabilir ama bizim için okuldan daha sıkı geçiyor. Ahh hepsinden nefret ediyorum. Daha kahvaltımızı bitirmeden gelen bir telefonla yarım bırakıp çıkmak zorunda kaldık. Sokakta sıkıntılar varmış. Orası tam bir sokak. Evet içinde bir çok keş ,bir çok kötü sınıfından insan bulunabilir ama bu insanlar o sokaktaki kimseye zarar vermez üstelik vereni de yaşatmazlar. Çünkü orada kötü insanlar kadar da masum çocuk  ve gençler var. Kiminin annesi,kiminin babası ,kiminin her ikisi de yok. Onlar aynı bizim çocukluğumuz gibiler tek farkla. Onların başında biz varız. Ama bizim başımızda tam bir piç vardı. Bizim yaşadıklarımız yaşamasınlar diye sokaktaki çocukları buraya getirip büyüttük. Büyütüyoruz. Belki de ismi bu yüzden sokak. Sokak serserileri olduğu için. Aklıma bir az bizim serseri geldi acaba şuan ne serserilikler yapıyordur. Kesin kızların peşindedir. Evet evet. Kesin. Ahh akılsız kafam banane. BAANAANEEE.

Sanırım son kısmı dışından söyledim Selim boğa görmüş fare gibi bakıyordu. Aman ne güzel! Ne diyorsun kızım sen iyi misin gerçekten dedi. Ne diyim. Ne var olum sana da şaka yapılmıyor dedim. Ne ben ve şaka. Bu gerçek bir şaka. Kendime inanamıyorum. Ah kötü serseri hepsi senin yüzünden.! Allah aşkına Asya dediğin şeye kendin inandın mı ?Yine ben cevaplayayım.
Hayır.

Ah Selim uzatma işte aklıma takılan şeyler var dedim sokağa iyice giriş yaparken. O aklına gelen şeylerin şu senin serseri ile alakası var mı yok mu dedi. Hadi ama bunu düşünmüş olamazsın. Ona en kötü olduğunu düşündüğüm bakışlarımdan yollayıp sahte bir kızgınlıkla saçmalama istersen hem nerden benim oluyormuş banane ondan ab-na-ne . Hem bir daha ne zaman göreceğiz ki diyerek konuyu değiştirmeye çalıştım. Kaç bakalım kaç ben seni yakalayınca göstereceğim ama dedi. Seliiiim sen onu bunu bırak da hala benim telefonum yok farkındasın değil mi dedim. Bana salak mısın bakışı atıp önüne döndü. Kızım sanki normalde ben alıyormuşum gibi davranmayı bıraksan olur mu ? Konuyu değiştirdin hem de birçok kez tebrikler Asya hanım dedi sesine gizem katarak. Aman ne hoş. Tam ağzımı açmıştım ki ağzımı tutup sus işareti verdi ve elini ağzımdan çekti. Aman Allahım bu gerçek mi? yoksa kaderin bana en sonki darbesi mi ?
Klişeleri sevmediğimi söylemiş miydim. Yüksek ihtimalle hayır. Şimdi söylemiş oldum. Tekrar ediyorum klişelerden nefret ediyorum.

Karnıma giren ağrıyla inledim. Selim bana telaşlı telaşlı bakarak noldu kızım iyi misin bir şey mi oldu dedi. Hay ben bu şansın ebesini s*keyim. Yanımda ise bir tane bile ped yok. Aksilik ya benden başkasına gitse benim de işlerim yoluna girer. Mecbur geri dönmek zorundayız. Karnıma giren ikinci sancıyala kıvrandım. Aslında bu zamanlarda çok ağrımazdı ama bu aralar her şeyde bir terslik var zaten. Of selim her ay aynı soruyu sormaktan bıkmıyor musun diye sordum. Her ay bana aynı şeyi soruyor ben hep aynı cevabı veriyorum ve her seferinde benim utanmam gerekirken o utanıyor. Evet resmen kız gibi utanıyor. Ve yine aynısı oldu. Utandı. Kafasını sallayıp anladım ama ben seni götüremem motorla geldik. Onunla gidebilir misin? Eğer rahatsız olmazsan götüreyim dedi. Haklı.

Bugün Selim'le buraya çok önemli bir iş geldiğimizi biliyordum. şimdi onu geri götüremezdim.Bu bencillik. Evet bencilim ama istisnalar öldürmez değil mi ? En iyisi taxiyle gitmek. Selim'e dönüp bana bir taxi çağırabilirsen halledebilirim dedim. Ama anında karnıma giren üçüncü sancıyla yere oturdum. Kavga etsem yemin ediyorum umursamam ki zaten acımaz da. Ama bu çok fena bir şey. Tam o sırada gelen araba sesi sokağı resmen yıktı. Kim bu münasebetsiz. Selim bana ne yapalım der gibi bakıyorken araba bize doğru geliyordu. Bize çarpar umarım. Keşke burada şu an ölsek. Ama araba tam önümüzde sıfır çizerek durdu. Selim sen bekle ben geliyorum dedi ve gitti. Kimin geldiğiyle şuan ilgilenecek durımda değilim. Bakmadım bile. Karnım çok ağrıyor.

Bir süre sessizlik krallığını korudu. Sonra bozan Selim'in sesiydi. Kulağıma yaklaşıp Asya bak şimdi seni göndermek zorundayım tamam mı birazdan burası karışacak ve sen zarar görebilirsin dedi. Kim o dedim yarı baygın seimle. Seninki hadi ben gidiyorum diyip yanağımdan makas aldı ve gözden kayboldu. Onun arkasından bakarken bir adet kol beni havaya kaldırdı.Kim olduğunu söylememişti bile. Bu koku. Ama bu bu imkansız. Bir nefesin daha soluk borumu yakmasına müsade ettim.

Yine iyice kokladın aferin dedi. Evet bu o akşamki korkutucu diğer akşamki tehlikeli şimdiki ise gizemli olan serseri. Ona acı içinde buruk bir tebessüm gönderdim. Seninle uğraşamam dedim zorla. Amma ağırmışsın kızım ha dedi. Ulan bana bak serseri çocuk diyip karnıma giren sancıyla inledim. O sırada arabaya beni yerleştirmişti. Kendisi de sürücü koltuğuna çoktan geçmiş hatta gaza basmıştı. Nereye diye sordum. Size dedi. Bir zahmet. Giderken bir markette durabilir misin dedim. Neden derken bana sert bakıyordu. Her zamanki gibi. İhtiyaçlarım var dedim aksi sesimle. Bana sanki sövmüşüm gibi bakıp onu biliyoruz ne alacaksın onu soruyorum dedi. Hiç utanmadan ped dedim. Önce bana sonra yola döndü. Sonra tekrar bana bakıp piç gülüşünü göndermeyi ihmal etmedi. Ne gülüyor bu aptal. Karnıma giren sancıyla yine inledim. Çok fenaydı. İlk kez oluyor. ilk kez çok ağrıyor.

Hastaneye gidelim dedi. Anında hayır dedim. Asla hastaneye gitmem. Bir müddet telefonla uğraştıktan sonra durduğumuzda arabadan indi. Markete gelmiştik. Çok geçmeden elinde üç poşetle geldiğinde zorla ki onlar ne dedim. Yeşilçay ,bitter çikolata, normal çikolata vb şeyler dedi. Amaçsızca ona baktığımda ne var kızım keyiften almadık ağrılarına iyi geliyormuş dedi. Ona tek kaşımı kaldırdığımı varsayaraktan ne o çok fazla kızlarla ilgilendin herhalde dedin. Önüne dönüp içten bir şekilde gülümsedi veya ben öyle gördüm bilemiyorum şuan.
Kısa bir vakitten sonra eve geldik ama bir saniye anahtar seli- hay ben böyle işin anasını s*keyim. Zorla ona dönüp eve giremiyoruz dedim. Neden diye sorduğunda çünkü anahtar Selim'de dedim. Ve gelen sancıyla aci içinde karnımı tuttum. O zaman yapacak birşey yok diyip beni tekrar kucağına alarak arabaya yerleştirdi. Nazik olmaya çalışıyorsa bile maalesef hiç de öyle değildi. Dağ ayısı.

Bir süre sonra arabada sadece benim inlemelerim duyuluyordu. Bi ara gözüm ona kaydı saki sırıtıyor gibiydi. Veya yine yanlış gördüm. Dayanamayarak nereye gidiyoruz diye sordum. Cevap vermedi. Sinir bozucu olduğunu söylemiş miydim. Bir müddet daha gittikten sonra buralar bana tanıdık gelmişti. Geçerken gördüğüm marketi tekrar görünce yine sövdüm. Şerefsiz piç. Bana mı dedin diye sordu. Ona mal mısın bakışı atıp önüme döndüm. Cevap vermedim. 1-2 dakika sonra  eve gelmiştik. Bir eline önce poşetleri alıp sonra beni de kucağına aldı. Kasları var mıdır acaba. Aklıma bir küfür mırıldanarak eve girdik. Tekrar bir sancı daha. Artmıştı.

Yatağa oturmadan tuvalete gidebilir miyim dedim yavaşça. Bir de poşeti de ver. Boşetin içindekini çıkartıp bir süre inceledi ne yapıyor bu. Çok ciddi bir işle ilgileniyormuş gibbi ciddi ve dikkatli harelet ediyordu. İstemsizce gülümsedim. Garip gelmişti. Anında bana bakıp tek kaşını kaldırarak komik mi bakışı attı.
Bir taneisni içinden alarak banyoya götürdü beni. Zaten karşımdaymış.
İki dakikaya geliyorum işini çabuk hallet aksi taktirde ben yardıma gelirim dedi. Sanki gelebilecek. Boş laf. işimi halletmiştim. Tam iki dakika sonra kapıyı çaldı. Karnıma giren sancıyla yine inledim. Çok ağrıyordu. Kapıyı zar zor açıp karşımdakine baktım. Daha doğrusu çalıştım.

Utanmaz serseri




..............,.....................

UMARIM BEĞENİRSİNİZ ARKADAŞKAR. YAZIM YANLIŞLARI İÇİN KUSURA BAKMAYIN DÜZELTMELER YAPACAĞIM 💙

Cennetin ters göğü: soğuk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin