Bölüm 1:"Kurban"

188 13 16
                                    


AÇIKLAMA

Kitaba başlamadan önce lütfen bu satırları dikkatli okuyun!

Kitap baştan sonra hayal ürünü olmak ile birlikte tüm hakları tarafıma aittir.

Kurgu melek-şeytan ilişkisini anlatmaktadır. Okuduğunuz şeylerin sizi dininiz ile çelişkide bırakacağını düşünüyorsanız lütfen okumaktan vazgeçin. Dediğim gibi yazdığım her şey benim hayal ürünümdür. Gerçek değildir.

Kitabımı saygı çerçevesinde okursanız güzel bir yolculuk geçireceğimizden eminim.

Şimdiden keyifli okumalar.🌸

***

"İnsan aklın sınırlarını zorlamadıkça hiçbir şeye erişemez."
ALBERT EINSTEIN

***

Dünya, acı bir yaşam sunmaktaydı bizlere.

Ölüm kapımızda, tetikte beklerdi. Azrail; tanrının iki dudağının arasından çıkacak bir söze bakar, canımızı almak için zaman kollardı. O, acıyı severdi. İnsanların yıkılışı, kahroluşuyla beslenirdi. Şüphesiz tanrı onun yardımcısıydı. Sadistçe düşüncelerle alırlardı bizden; en sevdiklerimizi. Fakat tanrının bilmediği bir şey vardı; aldığı bir canda yüzlerce ruhu da beraberinde götürürdü. Hani bir söz vardı ya; kefenin cebi olsa sevdiklerimi koyardım, diye.

Sahi tanrı, söylesene annem beni de koyar mıydı, o cebe? Ruhum onun yanında olmak için can atarken o beni kabul eder miydi? Cevap vermeyeceksin biliyorum. Çünkü tanrı, sen hiçbir zaman bana cevap vermedin. Sen hiç benim sesimi duymadın. O gece o soğuk odada annemin cesedinin yanında sana hıçkırarak yalvarırken, gözlerim kan çanağına dönmüş, ağlamaktan sesimin kısılmış olmasına rağmen beni duymadın. Oysaki annesinin varlığına muhtaç küçük bir kızdım. Yalnızca on üç yaşındaydım. Sen! Yüce Tanrı, söyle bana! Beni neden duymadın? Bana neden sağırdın? Annem bana bir çöpmüşüm gibi davranırken sen neredeydin? Neydi suçum, dünyaya gelmek mi? Bunun sebebi sendin. Acılarımın, yıkılışımın, kül oluşumun, en çokta var oluşumun sebebi sendin. Benimle derdin neydi? Küçücük kalbim bunu kaldıramazdı ki. Tanrı; biliyor musun, eğer annemin canını almasaydın ben kendi canımı alacaktım. Zira annemden sevgi görememek zaten beni ölüme itiyordu.

Koskoca beş yıl. Dile kolay koca beş yıl. Beş asır gibi geçti annesizlik. Bu sürede çok şey değişti. Daha kırılgan oldum, bir o kadar da güçlü. O yıl okula gidemedim. Babam yanımda olmaya çalıştı. Varlığını hep hissettirdi. Sonra başka birisine kaptırdı gönlünü, evlendi onunla. Oliva diye bir kadındı. İki yıl sürdü ilişkileri. İyi bir kadındı, kendimce. Pek görüşmez, aralarına girmezdim. Ayrıldılar sonra, anlaşamıyorlarmış. Babam o an sanki bir kızı olduğunu yeni idrak etmeye başlamıştı. Ayrı evde yaşadıkları için görüşmezdik çoğu zaman. Zaten unutulmuştum. Babamla arama mesafe girmişti o zamanlar. Çünkü Oliva vardı. Oliva gittikten sonra aynı hızla yenileri gelmeye başladı. Babam artık evlen-boşan işlerinden sıkıldığı için sevgili ol-ayrıl yoluna başvurmuştu. Bu hâlâ da böyle devam ediyordu. Şimdilerdeki sevgilisi Villa mıydı, Vilan mıydı hatırlayamıyordum.

Annem babamla evli olmasına rağmen başkalarıyla olan bir kadındı. Babam bunu bilsede umursadığı söylenemezdi. Çünkü kendisi de başka kadınlarla oluyordu. Boşanmıyorlardı çünkü beni annesiz babasız bırakmak istemiyorlardı. Biz aile olmayı başarabilmiş miydik ki? Sanmıyordum.

KOR ALEVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin