*Bu bölüm üçüncü kişi ağzından yazılmıştır.*
Şeytanın meleğe yakın olmasının tek sebebi cehennemi bir an önce bulmaktı. Onu ne kadar kendisine çekerse işler o kadar kolay ilerlerdi. Fakat saf melek bunu hiç anlamıyor, şeytana uyup ona karşı bir şeyler hissetmeye başlıyordu. Ne kadar da acizce... Oysaki şeytanlar aciz ruhlarla eğlenmezler miydi? Yalan söylemeye bayılır, her fırsatta insanları ve melekleri kullanırlardı.
Mammon, Dumah'ı ilk gördüğü andan beri ona karşı bir şeyler hissetmeye başlamıştı. Günler geçtikçe içindeki hisler çoğalıyor, kimi zaman onu büyük bir bilinmezliğe itiyordu. Dumah'ın hareketlerini bir türlü çözemiyordu. Bir gün çok yakınken, diğer gün çok uzak olabiliyordu. Bu gel-gitleri Mammon'u bir gün öldürecekti. Acı çekmesi günden güne onu yok ediyordu çünkü.
Tam bir ay geçmişti Mammon'un dünyadan gelişinin üstünden. Hâla Amiel'in evindeydiler. Şu sıralar onunla iyi anlaşsa da Dumah'a olan yakınlığı sinirlerini gün yüzüne çıkarıyordu. Bir türlü çözememişti onların bu yakınlıklarını. Sormak istese de ona olan ilgisi ifşa olmasın diye soramıyordu. Dumah evden erkenden çıkıyor, gece yarıları geliyordu. Her gelişinde salonda karşılıyordu Mammon onu. "Neden uyumuyorsun?" diye sorduğunda uykusunun kaçtığını söylüyordu. Dumah bu kızın gerçekten aptal olduğuna inanıyordu artık. Her gece onu beklediğinin farkındaydı. Bir şeytana bu kadar his beslemesi onun sonu olacaktı.
Günlerce bu döngü böyle devam etmişti. Dumah her gece daha bir yorgun geliyor, geldiği gibi de odasına çekiliyordu. Meleklerin buraya sızacak olması onu öfkelendiriyordu. O saman kafalı baş melekler nasıl olur da onun gezegenine girmenin bir yolunu bulurlardı, aklı almıyordu. Ama Reachel'ı eline geçirdiğinde fena hâlde benzetecekti. Melek bozuntusuna elbette ki meraklı değildi. Hatta onun bu hisleri iğrenmesine neden oluyordu. Ona dokunmak berbat hissettiriyordu. Buna katlanmak zorundaydı çünkü cehennemi her şeyden çok istiyordu. İşi tamamen bittiğinde eğer şanslıysa yaşayacaktı. Ondan sonra baş meleklerin önüne atardı. Evet, kesinlikle böyle yapacaktı.
Birkaç gün önce tekrar yeraltına gidip Nadia'yla görüşmüştü. Nadia, Mammon'un elini tuttuğu zaman hislerini ele geçirmişti. Bu tamamen şeytanla yaptığı iş birliğiyle olmuştu. Mammon cehennemi bulduğu zaman bundan onların da haberi olacaktı. Ve bu sıralar yeraltı cadısı Nadia, Mammon'dan aldığı enerji ile bir şeyler hissediyordu. Sanki cehennem yakın gibiydi. Fakat bulmak o kadar kolay olmayacaktı. Şüphelendiği yerleri not etmişti aklına, bundan Dumah'a da bahsetmişti elbette. Ortağının da bilmesi gerekiyordu. Mammon'u yanlarına alıp bakacakları o mekanlara. Belki de kısa sürede evlerine kavuşacaklardı, kim bilir.
Kehanete gelecek olursak, hepsi Dumah'ın planı dahilindeydi. Evren Yasaları kitabına o kehaneti kendisi yerleştirmişti. Saf meleğimiz o sayfanın oraya yapıştırıldığını görememişti. Geçekten çok dikkatsizdi. Neyse bu, şeytanın işine gelmişti. O kehanet hiçbir şey ifade etmiyordu. Baştan anlatacak olursak:
Simon, Bride ve Dumah ikinci oda da sohbet ederken bilerek kapıyı açık bırakmışlardı. Meleğin rahat durmayıp, bir şeyleri kuracalayacağından şüpheleniyorlardı. Simon'ın his güçleri sayesinde kapının arkasında Mammon'un olduğunu fark etmişti. Sesini duyurmadan Dumah'a haber vermiş, planlarını takır takır işlemişlerdi. Dumah, Evren Yasaları kitabından bahsetmiş, Mammon'u meraklandırmayı hedeflemişti. Elbette ki meleğimiz oltaya düşmüştü. Mammon zaman bulduğunda kitaba bakmak için üst kata çıkmıştı. O hareketleri Dumah'ı şüphelendirmiş, aklına kitaba bakabileceği düşüncesi belirmişti. Hemen yeni bir plan yapmayı düşünmüştü. Fakat bu sefer Simon ve Bride'a haber verecek kadar vakite sahip değildi. Mammon'un kaldığı odaya girip onun gelmesini bekledi. Düşündüğü gibi oda da değildi, belli ki kitaba bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOR ALEV
Fantasy"On üç yaşında meleğin mühürü kendisini gösterdi çünkü şeytan olan annesi, o yaşında ölmüştü. Bir şeytanın melek kızı vardı, şeytanın öldüğü yerde melek can bulacaktı. Şeytan öldü ve melek can buldu. Annesi; melek, acı çeksin diye intihar etmişti."...