Karanlık

8.6K 547 551
                                    

Karanlık

Her çocuk karanlıktan korkar.

Bunun için çocuk olmaya da gerek yoktur aslında korku her yaşta bulabilir insanı.
Karanlık bazen uçsuz bucaksız düşüncelerinizdir. İçlerinde kaybolmuşsunuzdur. Bazen umutsuzluktur karanlık. Etrafınızı sarar, sizi boğar. Bazen de ışıksız, penceresiz korkunç bir odadır. Bu satırlara sığdıramayacağım birçok karanlık var aslında. Her insanın karanlığı farklıdır...

Fakat benim korktuğum tek bir karanlık var: Gözlerimin içindeki karanlık.  Her geçen gün büyüyen siyah lekeler...

Bunları ben uydurmuyorum. Eğer bunları ben uydursaydım annem şu anda yalandan gülümsemezdi.

"Merak etme. Eminim şarjı bitmiştir ve bize haber vermeye çalışıyordur"

Bu dediklerine kendi de inanmıyor olsa da başımı salladım

"Uyusan iyi olur meleğim, yarın Doktor Seojin'le randevumuz var."

Yeniden başımı sallayıp kapıya doğru ilerledim

"İyi geceler anne"

Aslında babamın geç gelmesi umurumda değil pek. Umurumda olan arabanın içindeki mp3 çalarım. Onu sanılanın aksine müzik dinlemek için değil kitap dinlemek için kullanıyorum.

Odamın kapısını açıp eşikten içeri girerken paçalarıma pofuduk bir şeyin dolandığını hissettim. Kafamı aşağı eğdiğimde gri bir leke gördüm. Eğilip Norris Morris'i kucağıma aldım.

Norris Morris benim kedim onu 2 yıl önce okulun yanındaki kiraz ağacının üstünde buldum. Oradan inemiyordu ve ağaca çıkıp onu kurtarmıştım. O zamanlar gözlerim daha iyi görüyordu...

Kendimi yatağa atıp Norris Morris'in gri tüylerinin arasından parmaklarımı dolandırdım. Annem yarın Doktor Seojin'le randevumuz olduğunu söylemişti bu demek oluyordu ki okula gidemeyecektim. Eğer gözlerim iyi görseydi buna sevinebilirdim. Fakat göremiyordum. Doktorun ağzından çıkacak her laf beni daha da karanlığa itiyordu.

Bazen içimden çokça ağlamak geliyordu. Şimdi de böyle hissediyordum. Bu zamanlarda gözlüklerim buğulanır. Bu yüzden gri tel çerçeveli gözlüğümü çıkartıp aynanın karşısına geçtim. Gözlüğümü seviyorum onu geçen yıl almıştık ondan önceki gözlüğüm parlak kırmızı çerçeveliydi. Kendimi bildim bileli gözlük takıyordum.

Aynada kendimi incelemeye başladım. Gözleri normal gören biri kendini aynadan ne kadar uzakta görebilirdi? 1 adımdan gayet iyi görürdü. 2 adım? 3, 4, 5, 6?

Bunu test etmek için gözlüklerimi yeniden taktım .Aynanın tam önüne geçip geriye doğru bir adım attım. Evet, gayet görüyordum kendimi. Bir adım daha geriledim, pekala ayrıntılarımı seçemiyordum ama yinede görüyordum. Bir adım daha geriledim şimdi de yüzümü seçemiyordum ve bir adım daha geriledim, bu sefer de gözlerimi kısarak bakmam gerekiyordu bunun çok da kötü bir şey olmadığını düşünüp geriye bir adım daha attım.

5. Adım

Kendimi sadece bir leke olarak görüyordum.

                               ▪▪▪
Selam selam~
Bu kitabı çokça sevip etkilendiğim bir çocuk kitabı olan "Kiraz Ağacı ile Aramızdaki Mesafe" den uyarlayarak yazacağım umarım seversiniz. Ayrıca bu benim ikinci kitabım bu yüzden hala yazma işinde yeniyim, hatalarım olursa çok üzgünüm hatalarımı da bana bildirmekten çekinmeyin lütfen!

Söylemem gereken son bir şey var kitapta Jeongin Stargardt hastası. Hastalığı size kendi bildiğim kadarıyla açıklamak istiyorum: Hastalık kalıtsal bir hastalık ve genelde çocukluk ve ergenlikte ortaya çıksa da yetişkinlikte de ortaya çıkabiliyor. Retinanın merkezinde keskin görüşten sorumlu olan makulanın sürekli hasarı, hastalığa neden oluyor. Daha basitinden kişi yavaş yavaş görme kaybı yaşıyor. Bu, bulanık görüş, odaklanamama, gözün önünde siyah partiküller görmeye sebep oluyor. Çok nadir de olsa kişi kör olabiliyor.

Bu kadardı umarım kitabımı çokça seversiniz.
Kendinize iyi bakın~

Colors | Hyunin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin