"Cuma günü beden dersinde neden ağlayarak sınıfa gidiyordun?"
Yine aynı dinlenme odası. Vanya ile birlikteyim. Döner sandalyelerin birinde bana uzattığı cips paketine uzanırken hesap veriyorum
"Ağladığımı gördüysen neden yanıma gelmedin?"
"Ben ağlarken yanıma biri gelsin istemem ve istemediğim şeyleri de başkalarına yapmam" diyor tek kaşı havada ardından ekliyor "anlat"
Derince iç çekiyorum. O an aklıma gelirken gözlüklerim buğulanıyor yine.
"B-ben göremiyorum..."
Vanya sanki çok olağan dışı bir şey söylemişim gibi kaşlarını çatıyor. Kendi elindeki cips paketinden bir cips çıkartıp gözümün önüne tutuyor
"Burada kaç tane var?"
"Bir tane"
Arkasına yaslanıyor "Eh o zaman görüyorsun Jeongin"
Elimdeki bitmiş paketi masanın altına tıkıyorum. Neredeyse ağlamak üzereyim
"Kaç tane cips olduğunu görmem önemli değil! Ben futbol oynamak istiyorum. Top bana doğru gelirken onu görmek istiyorum!" Ben de yarın sabah Ay'a gitmek istiyorum "
Böyle yaptığı zaman suratına koca bir yumruk patlatmak istiyorum cidden
Sonra pembe rujlu dudaklarıyla bana sırıtmaya başlıyor
"Jeongin bir şeyi görüp görememen çok önemli değil, bunu bilmiyor musun?"
"Nasıl önemli olmaz? Futbol oynamak istiyorsan topu görmen gerek"
"Peki, futbol oynamak senin için bu kadar önemli mi?"
"Evet, benim için çok önemli!"
"Futbol oynamazsan ölür müsün?"
Bu fazlaydı. Biraz düşündüm "Hayır sanırım o kadar değil."
"O zaman senin için vazgeçilmez değil"
Yüzümü buruşturdum. Anlamıyordum ki onu "vazgeçilmez derken ne demek istiyorsun ki?"
Yanda duran mendil kutusundan mendil çıkartıp ellerini sildikten sonra çantasından bir kitap çıkarttı. Eliyle bana 'gel' işareti yapınca yanına gittim. Bir sayfa açtı fakat okuyamıyordum. Yazılar benim için küçük, kara karıncalara benziyordu hep
"Bu nedir?"
Sayfayı okumaya başladı " 'Elveda' dedi tilki. 'Ve işte sırrım: Bu çok basit. İnsan gerçekleri sadece kalbiyle görebilir. Gerçekte önemli olanı gözler göremez.'"
"Bu Küçük Prens!" Küçük Prens'i çok severim. Bazı geceler mp3 çalarımdan açıp tek gecede bitiririm.
"Doğru! Sayfayı okuyamadın ama hangi kitap olduğunu anladın."
"İyi de bunun benim için vazgeçilmez olan şey ile ne alakası var?"
"Küçük Prens için önemli olan şeyin, yani vazgeçilmez olanın ne olduğunu biliyor musun?"
Gülü
Küçük Prens'in güzel gülü
"Gülüdür herhalde"
"Peki, onu görebiliyor muydu?"
"Hayır onu gezegeninde bırakmıştı"
Bir süre sessiz kaldık. Vanya'nın ne demek istediğini az çok anlamıştım sanırım...
Vanya ayağa kalktı ellerini omuzlarıma koydu "Gülünü bul Jeongin. Senin için vazgeçilmez olanı bul. Gözlerin olmadan da yapabileceğin bir şey."
Beni sandalyeden kaldırıp kapının dışına doğru sürükledi. Fakat ne ara kapı dışarı edildiğimi fark etmemiştim. Aklım gülümü bulmaktaydı. Gözlerim olmadan yapabileceğim bir şey.
* * *
Ehem
Merhaba~Küçük Prens'i ben de çok seviyorum 😭😭
Daha önce okumadıysanız kesin okuyun bence
Umarım bölüm hoşunuza gitmiştir Hyunjin yoktu ve hala kitap shipe odaklı gitmiyor ama sanırım bu artık son sööslamwkw
Veee yb'yi çabuk atacağım bu sefer çünkü yazmaya başladım bile!
Neyseee
Kendinize iyi bakın~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Colors | Hyunin
Fanfic"Gözlerimin içinde bir karanlık var." "Fakat ben gözlerinin içinde parıltılar görüyorum." 200920-191120 Tamamlandı