Baştan Başlamak (özel bölüm)

2K 264 527
                                    

Bölüm Jeongin'in karanlıkta kaldıktan bir sonraki gününü anlatıyor. Finaldeki Jeongin'in oğluna söylediği şeyleri çok çabuk kabul etmediğini bilmenizi istedim bu yüzden bölümdeki Jeongin çok umutsuz gelebilir.

İyi okumalar :3

* **

Gözyaşlarım yan yattığım için burnumun kemerinde birikip yastığa damlıyordu.

Yani en azından öyle tahmin ediyordum.

Bir gündür karanlıktaydım. Tam tamına bir koca gün... Doğrusu sadece bir gün bile bu kadar zorlayıcı ve çekilmezken artık hayatımın sonuna kadar karanlıkta kalacak olmak yaşamak için hiçbir istek bırakmıyordu bende. İstemiyordum. Böyle yaşamak istemiyordum ama artık kaçışım yoktu. Bunu düşündükçe ağlayıp duruyordum ve o kadar çok istiyordum ki gözlüklerimin buğu yapmasını... Görmüyordum. Gördüğüm tek şey karanlıktı.

Annem, gerçekten karanlıkta kaldığımı anlayınca taşınmaktam vazgeçti sanırım çünkü şu an kendi odamda ağlıyorum. Gerçi odaya kimseyi almıyorum ve kimseyle konuşmuyorum. Belki Tanrı sonunda bana hak verip canımı alır diye bekliyorum...

Bu zamana kadar kendime söylediğim tüm sözler, listeler, her şey sanki uçup gitmişti de yerini ebedi bir umutsuzluğa bırakmıştı. Karanlıkta kalmanın mutlu yaşamım için bana engel olmayacağını bilsem de gerçekten bunu yaşayınca o düşünceleri bir bir mezara gömmüştüm. Şu an beni motive edecek hiçbir şey yok gibiydi

Sessizce ağlamaya devam ederken kapının tıklandığını duydum ve ardından "Benim, Felix." diyen arkadaşımın sesi. Fakat öylece yatmaya devam ettim. Yani ne yapmam gerekti ki, onunla göz teması kurup gülümseyemezdim çünkü arkama dönsem bile gördüğüm tek şey hala aptal karanlık olacaktı.

Birden üzerimde bir ağırlık hissedince sağa doğru dönmek zorunda kaldım. Bu ağırlık birden mırıldamaya başladı. Elimi üzerine koyup pofuduk tüylerini hissettim

"Norris Morris?" diye sordum heyecanla ve aldığım cevap sevgili kedimin ince miyavlamasıydı. Ona sımsıkı sarıldım. Sanırım o da beni çok özlemişti çünkü normalde ona bu kadar sıkı sarılınca kaçıp giderdi. Yanaklarım yeniden ıslanmaya başlamıştı...

"Onu nasıl buldun?"

Yatağımın kenarında bir çöküntü hissedince Felix'in oraya oturduğunu anladım "Hyunjin'le barınağa gidip geri aldık ama tabii yalnızca ben geldim."

"Hyunjin nerede?"

"Bilmiyorum ama akşam yanına geleceğini söyledi istersen araya-"

"Gerek yok Lix."

Felix'in sözünü kesince bir süre susmuştuk ikimiz de. Ben Norris Morris'i severken yatağımın sallanmasıyla Felix'in hareket ettiğini tahmin ettim.

"Jeongin..." diye kısık bir sesle bana seslendi

"Hm?"

Felix hızla kollarını bedenime sardı "Seni seviyorum. Sen benim ilk ve tek dostumsun Jeongin..."

Al işte. Yine ağlıyordum. İçinde bulunduğum bu duygu durumu öyle tuhaftı ki iyi şeyler olsa da ağlıyordum kötü şeyler olsa da ağlıyordum. Ben de kollarımı ona sardım

"Hep yanında olacağım Jeongin."

"Biliyorum Felix... Sadece bana biraz zaman ver-"

"Bu kolay değil biliyorum. Yani bilmiyorum ama ben sadece... Seni anlıyorum" diye endişeli bir şekilde hızlıca sıraladı sözcükleri Felix. Artık herkes benimle konuşurken söyleyeceği her şeyi tek tek itinayla seçiyordu, bunu hissediyordum.

Colors | Hyunin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin