Odama çıktıktan sonra Selen'i arayıp planın bendeki kısmının hazır olduğunu söyledim. Artık her şey başlamaya hazırdı. Geriye sadece uyuyup uyanmam kalmıştı.
Sabah kalkar kalkmaz Selen'i arayıp yapacaklarımızın üstünden geçtik.
Selen'den..
Sabah kalkar kalkmaz Gece beni arayıp yapacaklarımızı tekrar anlatmıştı. Zaten biliyordum gerçi ama neeeyse.
Hazırlanıp okula gittikten sonra artık iyice heyecanlanmaya başlamıştım. Umarım başarabilirdim.
Okulun önünde Demir ve Rüzgar oturmuş dün olanları konuşuyorlardı. Ege okula giriyordu. Furkan ise büyük ihtimalle daha gelmemişti. İşte başlıyoruz.
Daha kimseye gözükmemiştim. Bu iyiydi. Ortaya çıkmadan önce gözlerimi iyice yaşlandırıp üzgün bi ifade takındım. Demir ve Rüzgar'ın önlerinden geçerken beni fark etmeleri için seslice burnumu çektim. E tabii fark ettiler yani fil gibi burnumu çekince..
Rüzgar hemen yanıma gelerek:
"Noldu sevgilim iyi misin?""İyiyim" bi yandan da burnumu çektim tabi. O sırada Demir gelip hissetmiş gibi "Yoksa Geceme bişey mi oldu?" diye sordu. O senin Gece'n değil ama neyse Demir efendi.
"O senin Gecen değil her şeyi bok ettin ya hatırlamıyo musun kardeşim?" dedi Rüzgar. Canım sevgilim beee aklımı okudu resmen.
"Neyse ne olay Gece'yle mi ilgili Selen?""Evet" gözümden bir kaç damla yaş süzülmüştü.
"Ne olmuş Gece'ye?" Heeeh Furkan da geldi. Tek eksiğimiz Ege artık.
"Boşverin ya size ne hem?" diyip koşarak yukarı çıktım. Böylece olayları Ege'de duyabilecekti. Allahım çok zekiyiiim!!
Sınıfa çıktığımda Ege içerdeydi. İyi bir haber! Ben sırama oturduğumda Furkan, Demir ve Rüzgar'da içeri girdi. Demir ve Furkan tartışıyorlardı. Yanıma geldiklerinde de tartışmaya devam edince artık olaya el atmam ve her şeyi gerçekliğine kavuşturmam gerekmişti.
"Bi susun be kız yoğun bakımda sizin yaptığınıza bak!" diyip ağlamaya başladım. He bu arada evet gerçekten Gece hastaneye kaldırılmıştı. Ama öyle yoğun bakım falan yok. Hasta numarası yaparken gerçekten ateşi çıkmış yazık yavrucuma. Neyse durun ben şu salaklara dönüyorum.
"Ne?!" çığlığı hepsinden aynı anda yükselmişti. Ege dahil. Ege hızlıca sınıftan çıktı. Ne yaptığı hakkında hiçbir fikrim yoktu. Ama Demir ve Furkan hemen sorgulamaya girişmişlerdi.
"Ne yoğun bakımı ya?"
"Niye orda?"
"Kim yapmış?"
"Tamam bi sakin olun ya. Ne olmuş bende tam bilmiyorum annesi aradı sabah okula gelemiycek dedi. Çok ağlıyodu."
Demir aniden yere çöktü. Dağ gibi çocuk oturup ağlamaya başladı. Furkan o kadar nötr duruyordu ki bi an öldü sandım. Rüzgar ise direk Gece'nin annesini aramıştı. Hastaneyi öğrenir öğrenmez hepimiz müdüre koşmuştuk izin almak için. E tabii izin vermemişti. Artık bize tek kalan şey beklemekti. Ama asıl olay Ege yoktu.
Okul çıkışında herkes Demir'in arabasına doluşmuştu. Ailelerin haberi vardı o yüzden hiç sorunumuz yoktu. Gece'nin dedesinin baş hekimi olduğu hastane bize biraz uzaktı. 1 saat kadar.
Yol geçmek bilmeyince Demir müzik açtı. Ve açtığı gibi Furkan:
"Kız orda belki de ölüyo sen burda müzik açıyosun sen nasıl bi hayvansın lan?"
"Kafanız dağılsın diye açtım salak salak konuşma o kızı senden daha çok önemsiyorum ben!"
"Diyosun? O yüzden mi aldattın kızı aşağılık herif!" diye bağıran Furkan'la beraber Demir'in sabrı taşmıştı. Ama ikisinde haklı yani ben napıyım şimdi?
Demir arabayı yolun kenarına çektikten sonra:
"İn arabadan!" demişti garip bi sakinlikle. Ama Rüzgar artık olaya karışma ihtiyacı duymuştu.
"Kapayın artık çenenizi Demir sür, Furkan sende sus. Kimse inmiyo. Hatta kimse konuşmuyo bile artık sizi mi çekicez be!" YÜRRRÜÜÜ BEEE!Sonraki yarım saat boyunca kimse konuşmadı. Hastaneyi gördüğümüzde herkes rahatlamıştı. Şimdi daha heyecanlı olan kısmımız başlıyordu.
___________________________
Yazdığım en uzun bölüm galiba msşdkdşdküsmddm hadi konuşalım biraz ya