10.Bölüm...

337 23 14
                                    

                  ♥️Susup,oturduk biraz. Onun kendine gelmesini bekledim. Elini tutmama izin vermiyordu.
                  ♥️Ama çok fazla kanıyodu. Sanki onun elinin acısını ben içimde,kalbimde hissediyordum.
                  ♥️Etraf soğumuştu. Hava kararmaya başlamıştı.
                  ♥️“Kalkalım mı?Girelim mi artık içeri?”diye sordum korkarak.“Sen git.” dedi kısık bir sesle.“Olmaz. Birlikte girelim.”dedim,hala korkuyordum.“Git başımdan.”dedi.“Ali​ kovsan da,bağırsan da,dövsen de gitmiycem.Yanında kalıcam.” dedim ısrar ederek. Cevap vermedi. Ben de sustum.
                  ♥️Telefonum çaldı. Arayan Emre'ydi. Açtım.

                  ♥️Emre: Yaprak,Ali​ senle mi?
Yaprak: Evet.
Emre: Neredesiniz?
Yaprak: Terasa gel.
Emre: Tamam.

                  ♥️Telefonu kapattım.
                  ♥️Ali çok sakindi. Baygın gibiydi. Elimi yüzüne koydum. Buz gibiydi. Ben de çok farklı değildim.“Ali üşüdün hadi girelim artık.” dedim. Yine ses çıkarmadı.
                  ♥️Bir kaç dakika sonra da Emre yukarı geldi.
                  ♥️“Yaprak noluyo?Ali​​ iyi misin?”Diye sordu. Yerden kalktım.“Ali iyi misin?”diye sordu tekrar. Kolundan falan tuttu. Ben de yardım ettim. Birlikte kaldırdık.
                  ♥️Kalkınca kolunu hemen çekti benim elimden. Bir şey diyemedim. Emre de görmüştü. Ama o da bir şey diyemedi ben gibi.
                  ♥️Birlikte aşağı indik.
                  ♥️Emre onu odasına götürdü. Ben koltukta Emre'yi bekliyordum. Kahvemle birlikte.
                  ♥️Biraz sonra geldi.

                  ♥️Emre: Yaprak noluyo?
Yaprak: Ali,benle Barış'ı konuşurken duymuş. Sinirlendi baya. Emre!...
Emre: Noldu?
Yaprak: Eli kanıyodu!Ali'nin eli kanıyodu!
Emre: Ben​ fark etmedim.
Yaprak: Bakıcam. Çok kanıyodu. Hem uyumuştur o.
Emre: Tamam.

                  ♥️Koltuktan kalkıp,Ali'nin odasına girdim.
                  ♥️Tahmin ettiğim gibi uyuyordu. Eline baktım kanamıyodu artık. Bir bezle sildim. Baya yüzülmüştü. Krem sürüp,sargı beziyle sardım. Kesin çok ağrıycaktı.
                  ♥️Sonra yüzüne dokundum. Ateşi vardı.
                  ♥️Hemen doktorunu aradım.

                  ❌Doktor: Alo buyurun.
Yaprak: Ben​ Yaprak.
Doktor: Ali'nin​ kız arkadaşı değil mi?
Yaprak: Evet.
Doktor: Ali'ye bir şey mi oldu?
Yaprak: Ali​ biraz sinirlendi. Biraz değil baya sinirlendi aslında. Kriz geçirdi sonra, nefes alamadı. Şimdi uyuyor. Ama ateşi var.
Doktor: Ölçtün mü ateşini?
Yaprak: Hayır.
Doktor: Önce ateşini ölç. Şimdi büyük ihtimal sinirlendiği için ateşi çıkmıştır. Sabaha kadar ateşi düşmezse hastaneye getir.
Yaprak: Peki. Teşekkür ederim.
Doktor: İnşallah görüşmeyiz. Bu arada Ali'ye iyi bak.
Yaprak: Tamam.​ İyi bakarım.

                  ♥️Telefonu kapattıktan sonra dereceyi aramaya başladım.
                  ♥️Kitaplığın üstünde buldum.
                  ♥️Hemen Ali'nin ateşini ölçtüm.38:8'di.​(Ali yine yakıyo.Ciddiyetin içine ettim.Pardon😁)

                  ♥️Saat 23:06'ydı. Çete çoktan gelmişti. Yemeklerini yapmaları falan zaman aldığı için yeni yemek yiyolardı.
                  ♥️Mutfağa gittim. Bez falan aldım. Ali'nin alnına koymak için.

                  ❌Oğuz: Bacımsu noldu?Neredesiniz ya?
Sinan: Gelin de yemek yiyelim Güzelim.
Yaprak: Ali'nin ateşi çıktı. Siz yiyin. Ben yemiycem. Ali​ ​de​ uyuyor.
Gökhan: Doktora götürelim.
Yaprak: Ben​ doktoru aradım.
<Ateşi sabaha kadar düşmezse gelin>dedi. Sinirlenince böyle olabilirmiş.
Sinan: Neden sinirlendi ki?
Yaprak: Boş ver ya.
Emre: Ben​ geldiğimde de kötüydü.
Oğuz: Tamam Yaprak.​ Bir şey olursa haber ver.
Yaprak: Tamam.

                  ♥️Odaya tekrar döndüm.  
                  ♥️Bezi Ali'nin alnına koydum.
                  ♥️Bir kaç saatim böyle geçti.
                  ♥️Sonrasını ben de hatırlamıyorum.

                  ♥️Uyuyakalmışım.
                  ♥️Sabah uyandığımda Ali hala uyuyordu.​ Elimi alnına koydum. Ateşi düşmüştü.
                  ❌Dersim yoktu. Olsa da gidemezdim zaten.
                  ❌Kahvaltı hazırlamak için mutfağa gittim.
                  ❌Gökhan ve Emre uyanmıştı. Birlikte kahvaltı hazırlıyorduk.

                  ❌Emre: Ali ​iyi mi şimdi?
Yaprak: Uyuyor. Ateşi düştü.
Gökhan: Neden sinirlendi dün?
Yaprak: Aşağı kata Tonguç diye birisi taşınmış. Pardon ona birisi diyemeyiz. Resmen Manda. Yanıma terasa geldi. Ben aşağı inerken de arkamdan geldi. Kolumu tuttu. Ben bağırınca Barış kapıya çıktı.Tonguç'a<Yaprak benim sevgilim>dedi. Ali'de son kısmı duymuş sadece.

                  ❌Gökhan: Şimdi de sizi sevgili mi sanıyor?
Yaprak: Evet. Ama sadece sevgili sansa bu kadar kızmazdı. Ali'yle biz şeyiz...
Emre: Neysiniz?(tövbe tövbe)
Yaprak: Sevgili.
Gökhan: Ouww Kalbi çok kötü kırılmış ama. İşin zor.
Yaprak: Halledeceğim bir şekilde. Mecburum.
Gökhan: Yaprak,aranızı düzeltin.Ali çok seviyor seni.
Emre: Demek Ali​ sana da anlatıyormuş.
Gökhan: Tabi ne sandın Son Sır Bükücü?
Yaprak: Son Sır Bükücü güzel lakapmış.

                  ❌Birlikte kahvaltıyı hazırladık.
                  ♥️Ali hariç herkes uyanmıştı.
                  ♥️Ben de,Ali'nin​ odasına bakmak için gidiyordum. Ben kapıyı açtığım an da Ali'nin göğsüne çarptım.“Bir şey oldu mu?” Diye sordum. Ama cevap vermeden evden çıktı.
                  ♥️Büyük ihtimal derse gidiyordu. Çünkü çantası da yanındaydı.(Evden kaçıyor)
                  ♥️❌İştahım kaçmıştı.
                  ♥️❌Ben de derse gittim.
                  ♥️❌Dersim bitmişti.
                  ♥️❌Arabayla çocukların eve döndüm. Kapının önünde Barış'la karşılaştım.

                  ❌Barış: Yaprak bir dakika durur musun?
Yaprak: Noldu?
Barış: Konuşalım.
Yaprak:Konuşmayalım. Senin yüzünden Ali'yle kavga ettim.
Barış: Ben​ naptım?O yanlış anlamış.
Yaprak: Benim bu yanlış anlamayı düzeltmem için senin bana yaklaşmaman gerekiyor.
Barış: Yaprak ben seni unutamadım. Hala sana aşığım.
Yaprak: Bırak kolumu saçmalama.
Barış: Nolur Yaprak. Hala aşığım sana.
Yaprak: Bırak kolumu canım yanıyor.
Barış: Ya bir dur Yaprak!

                  ❌Barış kolumu bir türlü bırakmıyordu. Kolum acımaya başlamıştı artık. “Barış bırak kolumu!”deyip bağırdım.“Bir dur Yaprak!” deyip kolumu biraz daha sıktı Barış.“Barış bırak kolumu!”diye bağırınca Barış'ı yerde gördüm.






794 kelime.
Bilin bakalım Barış'a noldu?
Görüşürüz...
♥️♥️♥️

4N1K 2+1🖤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin