Chaeyoung telefonun ışığından yararlanarak tenha parkın ortasındaki bankta oturan Jungkook'un yanına ilerledi.
" Jungkook?" Kızın sesini duyduğu anda çocuğun gözlerinde bir pırıltı belirmişti. Başını sağa çevirdi.
Gözleri yarı bayıktı, ağladığını belli edercesine kan çanağına dönmüştü.
Tişörtünün yakası genişlemişti
Kısacası paramparça gözüküyordu." Geldin." Gözlerini kırpıştırdı.
" Geldim."
Chaeyoung tedirgince Jungkook'un yanına banka oturduğunda elleri titriyordu.
İlk işi telefonun fenerini kapatmak oldu." Burda n'apıyorsun?" Jungkook omuz silkti.
" Buraya nasıl geldiğimi hatırlamıyorum bile. Sana sarılabilir miyim?" Chaeyoung tereddütle başını salladı. Bu kadar ani olmasını beklemiyordu.
Jungkook Chaeyoung'u tek hamlede kendine çevirip belini sıkıca kavradığında başını omzuna, burnunu boynuna gömdü.
Chaeyoung omzunda hissettiği ıslaklık ile neye uğradığını şaşırdı.
" Jungkook, ağlama. Ben teselli etmeyi bilmem ki lütfen ağlama." Ne yapacağını bilmiyordu, eli kolu birbirine dolanmıştı adeta.
" Neden seni sevdiğime inanmıyorsun? Ne yapmam gerek inanman için? Hadi beni sevmeni geçtim de, nasıl inandıracağım seni sevdiğim gerçeğine?" Chaeyoung derin bir nefes çekti.
" Beni sevme, Jungkook." Başını iki yana salladı.
" Ama seviyorum." Chaeyoung yutkundu.
" Ben sevgini hak edecek biri değilim." Omuz silkti.
" Umrumda mı? Tek umrumda olan sana olan sevgim." Başını tekrar kızın narin omzuna yasladı.
" Benim yüzünden mi içtin? Cidden ergen gençler gibisin, kendine gel." Sinirle nefesini üfledi.
" Aslına bakarsan hayır Chaeyoung." Aldığı cevap Chaeyoung'u şaşırttı.
" Neden içtin? Neden ağladın? Ve neden ağlıyorsun?"
" Söylesem umrunda olacak mı ki?" Omuz silkti.
" Bu kadar da değersiz hissetme." Yüzünde buruk bir gülümseme oluştu.
" Gözünde bu kadar değersizim ama." Cevap vermedi.
" Neden ağladığını anlat." Diliyle dudağını ıslattı. Kızın yanında sesinin titremesinden korkuyordu.
" Bu cümle nasıl kurulur bilmiyorum." Boğazı kupkuruydu.
" Annem." Chaeyoung gözlerini kapattı.
" Uzun zamandır kemoterapi görüyordu." Chaeyoung ağlamaklı sesini duyduğunda başını yukarı kaldırdı.
" Öldü Chaeyoung." Bir kaç dakika kimseden ses çıkmadı.
İkisinin de beklemediği bir anda Chaeyoung sıkıca Jungkook'a sarıldı.
Jungkook bunu bekliyormuşcasına omuzları sarsılarak ağlamaya başladığında, Chaeyoung dolu gözlerini kırpıştırdı.
" Bu kadar güçsüz olmaktan nefret ediyorum Chaeyoung." Ağlamaya devam etti.
" Aksine, sen hayatımda gördüğüm en güçlü insansın Jungkook."
" Keşke ben de senin kadar güçlü ve cesur olabilsem Jungkook."
Jungkook gözlerini yumdu.
" Geldiğin için teşekkür ederim, yalnızlık beni ürkütüyor."
" Yalnız değilsin Jungkook." Başını salladı.
" Seni neden sevdiğimi şimdi daha iyi anlıyorum Chaeyoung." Bankta kayıp başını kızın dizine yasladığında, kızın bileğini tutup elini saçının üzerine yerleştirdi.
" Sen her şeyin aksine, pamuk gibisin çünkü."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
contradictory | rosékook texting ✓
Fanfiction•tamamlandı• "Sana aşık olmaktan korktum ama sen, bana aşık ol istedim." #1 at rosekook, unknown history