Chaeyoung cebindeki anahtarı çıkarıp kapıyı açtıktan sonra arkasına döndü.
Jungkook duvara yaslanmış, kollarını göğsüne bağlamıştı." Çocuğumu gösterecek misin?" Göz devirerek güldü.
" Benim de çocuğum o." Kapıyı tamamen açtığında Dobby hemen yanlarında bitmişti.
Jungkook direkt Dobby'i kucakladığında Chaeyoung gülümseyerek onlara bakıyordu.
" İçeri gelsene." Jungkook tereddütle ayakkabılarını çıkardıktan sonra eve girdi. Bedenini koltuğa bıraktığında Dobby'i de yere bırakmıştı.
" Kahve yapabilirim?"
" Zahmet etme." Chaeyoung mutfağa ilerledi.
" Ben değil makine yapıcak zaten."
Hafifçe mırıldanarak yüzündeki tebessümle çıkardığı kahveyi makineye doldururken mutfakta duyulan adım sesleriyle mırıldanmayı kesti.
" Evin güzelmiş." Jungkook'a baktı.
" Teşekkür ederim." Adım sesleri gittikçe yaklaşırken makineyi çalıştırdı.
Ensesinde hissettiği nefesle, kaskatı kesildi.
Jungkook elleriyle Chaeyoung'un ince belini kavrayıp kendine çevirdiğinde ilk defa bu kadar yakınlardı. İkisinin gözleri de kenetlenmişti.
" Kalbini hızlandırıyor muyum?" Jungkook çekinmeden elini kızın kalbinin üzerine koyduğunda gülümsedi.
Hissettiği ritimle elini kızın tombul yanaklarına yerleştirdi.
İkisi de oldukça sessizdi.
Jungkook, Chaeyoung'un yanaklarını kavrayıp sıktığında gülümsedi.
" Benden hoşlanıyorsun!" Chaeyoung sinirle Jungkook'u ittirirken gülüyordu.
" Yah! Bir git be."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
contradictory | rosékook texting ✓
Fanfiction•tamamlandı• "Sana aşık olmaktan korktum ama sen, bana aşık ol istedim." #1 at rosekook, unknown history