Vallahi oturdum sizin için kendi doğum günü pastamı yerken bölüm yazdım, afiyet olsun
Sınır+60
İyi okumalar♥️
*düzenlenmedi kusura bakmayın🙏🏻*
...Roseanne Jungkook'un göğsüne yasladığı başını kaldırdığında Jungkook da bakışlarını izlediği filmden Roseanne'ye çevirdi.
" Ne oldu?" Roseanne başını iki yana salladı.
" Hiç, sadece geldiğin için mutluyum." Jungkook gülümseyerek Roseanne'nin alnına minik bir öpücük kondurdu.
" Ben de uzun zaman sonra evde olduğum için mutluyum." Derin bir nefes aldı. Saat daha çok erkendi. Zaten Jungkook da yeni gelmiş sayılırdı.
Roseanne bir kaç aydır ilişkilerinde bir sorun olduğunu hissedebiliyordu. Jungkook'un bayıldığı gün hastaneden çıkarken nerden geldiklerini bilmediği paparazzilere yakalanmıştı. Ardından internette Jungkook'un Roseanne'ye köpek aldığı haberi düşmüştü. Bunların hepsinini nereden öğrendiklerini bilmiyordu.
Jungkook'la daima bu konular hakkında konuşmaktan çekiniyorlardı. İkisi de birbirlerinin rahatsız olduğunu biliyorlardı ancak hiç kimse bu konuşmayı gerçekleştirmek adına bir adım atmıyordu. Roseanne ne kadar nefret yorumlarından rahatsız ise, Jungkook'a da kendine ve grubuna verdiği zarar yüzünden rahatsızdı. İkisi de aynı anda derin bir nefes aldı.
" Jungkook." Jungkook başını eğip sevgiline baktı.
" İlişkimizi açıklamak istiyorum." Jungkook'un gözleri şaşkınlıkla açılırken dudakları da hafifçe aralanmıştı.
" Yani, zaten ortalarda deli gibi dedikodu dönüyor. Dedikoduları yalanlasak bile kimsenin inanacağını düşünmüyorum. Yalanlamak da istemiyorum. El ele sokakta yürüyebilmek istiyorum." Jungkook gözlerini kırpıştırdı.
" İstediğin, her gencin istediği şeyler Chaeyoung. Ancak o sözleşmeye imza attığında bu haklarından vazgeçmiş oldun." Chaeyoung şaşırmıştı. Böyle bir tepkiyi beklemiyordu.
" Ne yani? Açıklamak istemiyor musun?" Jungkook başını iki yana salladı.
" İstemiyorum. Nefret yorumları görmek istemiyorum Chaeyoung. Bu şuan uğraşmak istediğim son şey." Chaeyoung güldü.
" Yani, ben uğraşmak istediğin son şeyim öyle mi?"
" Öyle söylemek iste-" Jungkook'un lafını kesti.
" Neyse ki benim aldığım nefret yorumlarını almıyorsun Jungkook. Neyse ki benim grubumun sizinki kadar kanser bir kitlesi yok. Bir şey diyeyim mi? Ne çekiyorsan kendi kitlenden çekiyorsun zaten." Jungkook kaşlarını çattı.
" Ne dediğine dikkat et." Chaeyoung omzunu silkti.
" Yalansa yalan de Jungkook. Dediklerimin doğru olduğunu en iyi sen biliyorsun." Jungkook ayağa kalktı.
" Biraz daha dikkatli olsaydın böyle olmazdı Chaeyoung. Videoyu kim beğendi? Sen. Kim hastaneden çıkarken yakalandı? Sen. Veterinerde hayranların eline dedikoduyu kendi ağzınla vermediğin ne malum? Başımıza ne geldiyse senin yüzünden." Roseanne dolmuş gözlerini kırpıştırdı.
" Cidden, gözünde böyle biri miyim artık?" Sesi kırgın geliyordu. Jungkook ağzından çıkan cümlelerden saniyesinde pişman olmuştu.
" Haklısın Jungkook, hepsi benim suçum." Derin bir nefes aldı.
" Seninle beraber olmak istediğim için bunlar hep başımıza geldi. Seni sevdiğim için bunları yaşıyoruz. Ama merak etme, artık hiç bir önemi yok." Jungkook yutkundu.
" Evimden git, Jungkook."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
contradictory | rosékook texting ✓
Fanfiction•tamamlandı• "Sana aşık olmaktan korktum ama sen, bana aşık ol istedim." #1 at rosekook, unknown history