Veterinerin bekleme salonunda ikisi yan yana otururken ortam oldukça sessiz ve gergindi.
İkisi de tenlerinin değmemesi için büyük bir çaba harcıyordu.
Sonunda veteriner odadan çıktığında aynı anda ayağa kalktılar.
" Oturun lütfen." Roseanne derin bir nefes aldı.
" Maalesef söylüyorum ki yavrumuz gençlik hastalığına yakalanmış."
" Yavruyu nerden satın aldınız ya da sahiplendiniz?" Jungkook hemen atladı.
" Çiftlikten, açık havadaydı." Veteriner başını salladı.
" Öyleyse çok da şaşırılacak bir şey değil. Elimden geleni yaparım ama her ihtimale kendinizi alıştırmanızı öneririm. Hastalık ikinci aşama, burda gözetim altında kalırsa hepimizin leyhine olur diye düşünüyorum. Yavru içerde, görebilirsiniz." Roseanne dolu gözlerini kırpıştırarak hızlıca odaya girdi. Kontrol masasının üzerindeki Dobby'i kucağına aldığında iç çekti.
Jungkook Dobby'nin başını okşarken gözü Roseanne'deydi. Bir kaç saat keyfi olmayan yavruyla ilgilendikten sonra veterinerde bıraktılar ve arabaya bindiler.
Roseanne sessiz bir şekilde etrafı izlerken, Jungkook da hiç varmak istemezcesine yavaş bir şekilde arabayı kullanıyordu.
Sonunda sitenin önüne geldiklerinde Roseanne kapıyı açıp gitmesi gerektiğini biliyordu ancak sadece ellerini kucağında bağlamıştı.Başını yana çevirdi.
" Jungkook." Göz göze geldiler.
" Hayatımdan çıkmanı istememiştim." Jungkook başını arkaya yasladı.
" Bazı şeyler için geç kalındı Chaeyoung." Yutkundu.
" Bensiz mutlu musun?" Cevap vermedi.
" Seni kabullenmeme sebebim, aslında sana olan duygularımı kabullenemememden kaynaklıymış meğersem ve ben yokluğunda bir şeyi fark ettim." Derin bir nefes aldı.
" seni seviyorum." Jungkook gözlerini kırpıştırdı.
Roseanne elini Jungkook'unkinin üzerine yerleştirdi.
" Ödül gecesinde sana ne dediğimi hatırlıyor musun?" Gözlerini kırpıştırdı.
Roseanne sıkıca Jungkook'un elini tuttu.
" Sen benim tanıdığım Jungkook değilsin." Jungkook yaslandığı araba koltuğunda doğruldu ve Roseanne'ye yaklaştı.
" Belki de sadece rol yapmışımdır." Roseanne başını iki yana salladı.
" Hayır, rol değil."
" Nasıl bu kadar eminsin?" Roseanne gülümsedi.
" Çünkü gözler Chico, onlar asla yalan söylemezler." Kendi kullanıcı adına gönderme yaptığında gülümsedi.
" Hala ödül töreninde dediğim şeyin geçerli olduğunu düşünüyorum." Roseanne kafasını yaklaştırdı.
" Yalan söylüyorsun." Jungkook başını iki yana salladı.
" Yabancısın." Roseanne başını olumsuz anlamda salladı.
" Değilim."
" Öylesin."
Roseanne elini Jungkook'un göğsüne yerleştirdi.
" Öyleyse, ne zamandan beri bir yabancı kalp atışlarınızı bu denli etkileyebiliyor?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
contradictory | rosékook texting ✓
Fanfiction•tamamlandı• "Sana aşık olmaktan korktum ama sen, bana aşık ol istedim." #1 at rosekook, unknown history