Ve Bende.. #44

110 14 5
                                    

"bu hasta değilsiniz demek değil bu hamilesiniz demek."

 Bu hamlesiniz demek. hamile!. şaşkınca bakakalırken gülümseyerek doğukana döndüm o ise gözlerini kaçırıyordu "bu kötü bir haber değil tam aksine" dedim. bir cümleyle, çoğalmaya başlayan umutlar için.. bizim için. herşey geçecek bir gün biliyorum. sonsuza dek mutlu yaşadılar sonu bizim için yakın biliyorum. odaya döndüğümde doğukan doktorun yanında kalmıştı sevinçle bir o yana bir bu yana yürürken doğukan geldi kocaman gülümsememle boynuna atlayıp sıkıca sarıldım "bu bir şans daha demek". soğuk sarılışı yüzünden kollarından çıkıp gözlerine baktım sessizce koltuğa oturup kollarını dizlerine yasladı başını ellerinin arasına aldı bana bakmak yerine gözleri yere sabitti, "herşey güzel olacak" dedim "ne yapacağımı bilmiyorum" diye mırıldanırken yavaşça yanına gidip önünde diz çöktüm gözlerime bakmaya zorladığımda "sevinemiyorum üzülsem başka birşey bilmiyorum sadece seni kaybetmek istemiyorum" dedi ellerinden tutup "beni kaybetmeyeceksin baksana bu bir şans daha hepimiz iyi olacağız" dedim ayağa kalkınca birden başım döndü doğukan tedirgince kolumdan tutarken gülümseyerek "hamileliktendir" dedim içinin rahat etmesini umarak. doğukan sessizce eşyalarımı toparlarken hemen defneyi aradım..

-müjdee! teyze oluyorsun hemen hemen bir aylık hamileymişim

-ne?!

-hamileyim. teyze oluyorsun

gerisi oldukça uzun bir sessizlik ciddi sesle yağmur diye söze girdiğinde cümlesini kesip

-tamam unut gitsin anladım herşeyi tekrar tekrar baştan yaşamayacağım

dedim ve telefonu kapattım. aldırmamı ve buraya niye geldiysem onu yapmamı söyleyecekti. ama bu söz konusu bile değildi.  doğukan eşyalarımı topladığında eve dönmek için okanı aradı aşşağıda beklediğini söyleyince çıktık ve hızlı hızlı arabaya indik.. bizim geldiğimizi görünce okan arabadan inip kollarını iki yana açıp gülümsedi " eh bir gün yeter size fazla bensiz kalmayın" dedim soran bakışlarını yüzümde gezdirirken "hamileyim" dedim neşeyle o ise benim tersime burukça gülümseyerek doğukana baktı omzuna hafifçe vurup arabaya bindim.. yol boyunca kimseden ses çıkmıyordu "ne hissediyorsun?" diye soran doğukana uzun uzun bakıp "mutluyum" diye mırıldandım. "yarın doktor eve gelecek bundan sonra herşey evden devam edecek zaten tedaviyi istemiyorsun" dediğinde sessiz kalıp bakışlarımı kayıp giden yola çevirdim. eve geldiğimizde su kapıyı açtı ve şaşkın şaşkın yüzüme baktı gülümseyerek ona sarılırken "hamileyim" diye fısıldadım sarılmasını dahada sıkılaştırıp neşeyle "çok mutlu oldum" dedi işte beklediğim tepki buydu ama kimse böyle yapmıyordu. neşeyle sohbet ederken salondaki koltuğa yerleştim doğukan eşyaları odamıza çıkarırken su'ya dönüp "teşekkür ederim" dedim "neden?" "beni anlıyorsun olması gerektiği gibi davranıyorsun" "doğukan beyin ve diğerlerine bakmayın, sizi düşünüyorlar diye onları suçlayamazsınız." dedi ardından doğukan salona girince su bizi yalnız bıraktı doğukanın kolunun altına girip neşeyle "sence kız mı olacak erkek mı?" dedim donuk bakışlarını benden uzaklaştırırken "ne olacağı önemli değil sağlın daha önemli" dedi "doğukan böyle davranamazsın seni anlıyorum ama.." doğukan sözümü kesip "anlıyor musun?!" dedi cevap vermeme fırsat vermeden başımın altındaki vücudunun gerildiğini hissettim beni konuşturmadan "anlamıyorsun" dedi gözlerine bakıp " en iyi ben anlıyorum" dedim sinirle ayağa kalkıp yüzüme baktı bir şey söylemek istiyor ama durduruyordu kendini. salonda volta atarken sessizce onu izliyordum "doktorun söylediklerine takıldığını biliyorum ama bu senin suçun değil, bu bir suç değil" dedim "bunu yapmamalıydım" "bu sadece seninle ilgili değil anlamıyor musun bende istedim seni bu normal biz evlendik hasta oldum diye değişmedi" dedim tek nefeste. sinirle gözlerime bakıp bir an durdu ve sinirinin yatıştığını hissettim bir süre durup mutfağa gitti bende beşinden gitmedim çünkü heşey hızlı oldu bugün ve üzerine gitmeyerek bu haberi sindirmesini istiyordum. odaya çıkmak için merdivenlere yöneldiğim sırada mutfaktan kırılma sesleri geldi odasından aniden çıkan suya baktım burnum sızlamaya başlamıştı bile su mutfağa yöneldiği sırada ona benim için küçük bir çanta hazırlamasını söyledim o yanımdan geçip yukarı çıkarken bende mutfağa girdim doğukan masanın üzerindeki herşeyi fırlatmıştı.sessizce yanına yaklaştığımda aniden irkilerek benden uzaklaştı. yüreğime koca bir ağırlık yapıyordu bu davranışları ne olursa olsun hangi durumda olursak olalım bir bebeğimiz olacaktı ve şuan iyiydim. madem ileride kötü olacağım neden şu anı böyle harcıyoruz. elimi masaya dayadığımda burnumun sızlamasını dindirmeye çalışıyordum söze  girecek olduğumda doğukan hızla "konuşacak birşey kalmadı. senin için herşey bitti. karar verdin sana bunun neredeyse imkansız olduğunu anlatıyorlar neden anlamıyorsun" dedi gözlerine donuk donuk bakıp "nerdeyse imkansız. bir şansımız var" "hayatını, hayatımızı, beni bir şansa mı bağlıyorsun" "başka seçeneğimiz yok" dedim lanet olsun diye mırıldanırken önündeki duvara sıkı bir yumruk geçirdi bu yaptığına irkilmemek mümkün değildi. kaşlarımı çatarak ona baktım "sakin ol" benim aksime bağırarak ve üzerime yürüyerek "seçenek yok öyle mi!? senin seçtiğin bu mu yani." dedi o kadar yakındaydı ki sesi kalbimi titreriyordu o sırada su içeriye girip başıyla bana onay verdi ve çıktı çantam hazırdı biraz uzaklaşmak doğukanın doğruları görmesini sağlamak için, defne şuan ki en iyi seçenekti. bana anlamsızca bakarken "ben defneye gidiyorum en azından bir süre benimle tartışmadan düşün. kendinle tartışmadan anla gerçeği" öylece gözlerime bakarken başka söyleyecek birşeyimin kalmadığını hissettim "seni seviyorum" diyerek kapıya yöneldiğim sırada sertçe kolumdan tutup "gidemezsin" dedi kaşlarımı olabidiğince çatıp yüzünü inceledim gerçekten sinirliydi ve onu uzun zamandır böyle görmemiştim "sadece sakince düşünmen için" dedim hala sakinliğimi koruyarak sesimi yumuşak tutmaya çalışıyordum sonuçta daha fazla gerginliğe gerek yoktu. "gidemezsin" diye tekrarladığında kolumu elinden tutup mutfaktan çıktım su kapının önünde şaşkın gözlerle bana bakarken çanta için yardımcı olmasını söyledim defne çantaya yöneldiği sırada doğukan bağırarak "çıkabilirsin su bırak o çantayı " dedi ve bana bakarak yeniden ve daha gür bir şekilde "gidemezsin" dedi. su bir bana bir ona bakarken götürmesini söyledim ve çantamla birlikte kapıya yöneldi doğukan daha çok sinirlenerek tekrardan üzerime geldi elimi göğsüne koyup sakinleşmesini umuyordum ki öylede oldu elimin altındaki kaslar biraz da olsa gevşedi yüzü hala sertti ama şimdi daha sakindi. gidemezsinden başka birşey söylemiyordu dış kapıya yöneldiğim sırada "gitme" diye mırıldandı emin olmak için arkama baktığımda gözlerindeki o şey içimi sızlattı. " bu gece düşün hayatım seni seviyorum" dedim ve kapıyı kapatarak çıktım. ardımdan kapıyı kapattığım an nefes aldığımı hissettim. bu öylesine bir his değildi..

GERÇEKTEN SEVİYORSAN "Kendinden Geçeceksin"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin