Senden Başka (Doğay) #47

125 12 7
                                    

Arkadaşlaaarr!! evet yine uzuuun bir aradan sonra yayınlıyorum hemde son bölüm bu. evet final bölümümüz. çünkü artık bitmesi gerekiyordu 50. bölümde final olur diye düşünmüştüm ama ne yazık ki olmadı. medyalara bakmayı unutmayın ayrıca burdan doğayın daha büyük halini görebilirsiniz ;http://i.hizliresim.com/LojAja.gif burdan da doğukan ve doğayın bebekliği ;http://i.hizliresim.com/78jv8W.jpg

..

Doruk son zamanlarda hiç gelmemeye başladı doğukanın söylediğine göre güvendeymiş ama benden kaçtığını biliyorum herkes kaçıyor. doğukan bile halit beyin sözlerinden sonra düzelmedi. onunla konuşmak istesemde cesaret edemiyorum onunla konuşmak diğerleriyle konuşmaya benzemiyor. daha çok veda gibi. veda etmek istemiyorum..

ben kapıdan doğukanın girmesini beklerken okan giriyor, defne okanın elini tutunca gözleri ışıl ışıl parlıyor "biz bir karar verdik ve herşey için geç olmadan sana söylemek istiyorum,paylaşabileceğim bir tek sen varsın" ardından gözlerindeki ışıltı yerini koyu bir hüzüne bırakıyor.. elimi tutup "biz evlenmeye karar verdik" dedi. gülebildiğim kadar kocaman gülüp defneye sarıldım ayrıldığımızda aynı parıltıyı okanın gözlerinde görünce tamamen emin oldum. ne olursa olsun mutlu olmayı hakediyorlar. gözümden bir kaç damla yaş süzülürken doğukan içeriye giriyor gözleri defne ve okandan sonra benim gözlerimde takılı kalınca hızlı adımlarla yanıma geliyor onu sakinleştirmek için bir sürü şey söylesemde dinlemiyor en son "onlar evleniyormuş" diyorum defnenin yüzüklü elini sallayarak. okan "defnenin tek isteği" diye söze girdi gözlerim defneye kilitlendiğinde "sadece nikah yapmaya karar verdik sende bu anları yaşa istiyorum zaten şuan düğün imkansız" diye gevelerken gözlerimdeki yaşları silip "olmaz öyle şey, aceleniz varsa nikahınızı erken yapın ama mutlaka düğününüzü yapın." diye karşı çıktım. boğazım düğüm düğüm gözyaşlarım akmaya hazır beklerken doğukana baktım sanki anlamış gibi ikisinden de izin isteyerek odadan çıkardı.

yanıma gelip uzandığında göğsünde kıvrılıyorum kendimi  ne kadar sıktıysam hıçkırarak ağlamaya başlıyorum göz yaşlarımı silerek "mutlu olmanı istiyorum" dedi. gözlerine bakarak "benimde tek isteğim bu" diyorum, gerçekten isteğim bu. biraz daha sakinleşince "asla gitmek istemiyorum tercih hakkım olsa sonsuza dek böyle kollarında kalmayı isterdim" "tercih hakkın vardı" boğazımdaki düğümlere bir düğüm daha ekledi. hala onu bırakmayı tercih ettiğimi düşünmesi canımı herşeyden çok yakıyor. başımı kaldırıp dudaklarımı dudaklarına kapatıyorum ayrıldığımızda "seni bırakmak hayatımda değil bir tercih söz konusu bile olamazdı" kaslarının gerginleştiğini hissettim bu sinirli bir doğukan demekti. çığlıklar atmak istiyordum avazım çıktığı kadar seni bırakmak istemiyorum diye bağırmak istiyordum. nefesim kesilene sesim kısılana kadar bağırmak istiyordum tam tersine sessizce "başka seçeneğim yoktu" diye mırıldandım. ikimizde tartışmak istemediğimiz için sessizliğe gömüldük. gözlerimi kapatmadan önce sessizli bölen bir tek benim cümlem oldu "tercih sunulmadı bana böyle düşünmen beni yaşarken öldürüyor."

sabah gözlerimi kapının sesiyle açtım doğukan hala yanımda uyuduğu için içeriye giren doktora sessizce "daha sonra lütfen" dedim doğukanı göstererek ama nafile doğukan biraz kıpırdanıp gözlerini açtı hemen ayağa kalkıp kendine geldi doktor geriye attığı adımını tekrar bize yönledirip yanımıza yaklaştı soran gözlerimi gözlerine diktiğimde "doğumu bekliyoruz artık ancak önemli bir husus var. vücudunuz ve organlarınızın bazıları bu doğumu gerçekleştirmeye yetecek kadar güçlü değil elbette imkansız değil ama çok riski. bu yüzden sezryanı düşünmeni istiyorum" "narkoz verilirse uyanma ihtimalim nedir?" diye soruyorum doktorsa bir an duraksayıp "narkoz çok güçlü elbette yaşın kilon bunlar önemli etkenler ancak senin durumunda kaldıramazsın" "bana tercih hakkı veriyorsunuz ve ben bebeğimi görmek istiyorum bir saniye bile olsa bunu istiyorum. ihtimalleri konuşuyorsak seçeneğim seçme şansım var demektir" cümlemi bitirdiğim an doğukan sanki dün söylediğim şey aklına birden gelmiş gibi aniden "durumları seçme olasılıkları hakkında konuşmamız iyi oldu bana dün tercihlerin olmadığını söyledin" doktor ve ben göz göze geldiğimizde aniden ortamda bir gerginlik hissettim bu konuyu kimseyle paylaşmamasını hastası olarak ben istemiştim doktor sessiz kalırken "bunları konuşmuştuk her türlü ben.." devam edemedim. etmek istemedim de zaten. doğukan kaşlarını çatıp baktığında doktor araya girerek " yağmur hanımla yaşam olasılıklarını konuştuk benden oran istedi bende tahminleri söyledim bunun paylaşılmasında şuan bir sakınca yok görüyorum ki siz.." cümlesini tamamlayamadan "evet var. sizden hasta olarak bunların konuşulmamasını istiyorum derken ciddiydim. şimdi eşimle bizi yalnız bırakır mısınız" dedim. doğukanın elini yumruk yaptığını görebiliyordum doktor başını önüne hafifçe eğerek "üzgünüm. elbette" dedi bir iki adım gitmesine kalmadan aniden doktoru duvarla doğukan arasında doğukanın ellerini de yakasında gördüm. ne kadar seslensemde bağırsam da duymuyordu beni. okan muhtemelen sesi duyup aniden odaya dalınca doğukanı doktordan uzaklaştırdı herşey durulduğunda koltukta defne ve okan yatağımın yanında ise doğukan ağzımın içine bakıyorlardı. defne bildiği için daha çok gözlerini kaçırıyordu. onun adını dahil edip onu bu olayın yüküne sokmayacağım elbet.  "bana tedavinin çok zor hatta imkansız olduğunu söyledi." boğazımdaki yumru bir türlü gitmiyordu kendimi nefes alamıyormuş gibi hissedip derin bir nefes aldım okan ve defneye bakıp "bizi biraz yalnız bırakırmısınız.?" diye mırıldandım.

GERÇEKTEN SEVİYORSAN "Kendinden Geçeceksin"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin