Artık beklettiğim için kusura bakmayın demeye bile çekiniyorum ama valla özür dilerim. İyi okumalar (tabi hala okuyan birileri varsa...)SİZİ SEVİYORUM❤️
——————————————————————-
Gözlerimi zorla açmaya çalışırken alarmıma benzemeyen sesin nereden geldiğini anlamaya çalışıyordum. Bilincim biraz daha açılınca zil sesim olduğunu anladım. Elimi direk komodinime atıp yoklarken sonunda telefonu buldum ve direk açıp kulağıma götürdüm. Keşke kim olduğuna baksaydım diye içimden geçirirken "Günaydıın." diyen erkeksi sesi duyunca gülümsedim. Ege olduğunu anlamıştım. "Günaydın." dedim mırıldanır gibi çıkan uykulu sesimle. "Biraz erken oldu sanki ama canım çekti." dedi. Hala gözlerim kapalı bir şekilde yatarken "Ne çekti canın?" dedim sorgulayıcı bi şekilde. Aniden "Seni." dediğinde gözlerim açıldı. İşte şimdi tam anlamıyla ayılmıştım. Sessiz kaldığımda güldü ve "Biraz erken çıksan kahvaltı yapsak?" diye sorunca telefonu kulağımdan uzaklaştırıp gözlerimi kısarak ekrana baktım. Kalktığım saatten 1 saat erkendi. Normal şartlarda her şeyden çok sevdiğim uykumu bölen birini boğabilirdim ama o kişinin Ege olması yanaklarını sıkma isteğimi baskın kılıyordu. "Tamam ben hazırlaniyim o zaman hemen nerde buluşalım?" dediğimde "Ben geliyorum sizin oraya hazır olunca inersin." dedi. "Tamam."dedikten sonra telefonu kapattım. Ufak bi sosyal medya kontrolünden sonra tıpış tıpış kalkıp banyoya ilerledim. Klasik işlerimi yaptıktan sonra aynada kendimi şöyle bir süzüp çıktım.Odama geçip üstümü değiştirdim göz altlarımı kapatıp hafif rimel sürdüm parlatıcı da sürdükten sonra saçlarımı taradım.
Çantamı yanıma alıp direkt aşağı indim. Tahmin ettiğim gibi herkes uyuyordu. Anneme ve Emre'ye erken çıkıp arkadaşlarımla kahvaltı edeceğimi bildirdiğim bi mesaj gönderim ve evden çıktım. Kapımın önünde beni bekleyen Ege'yi görünce gülümseyerek ona doğru yürümeye başladım.
"Günaydın." dedim tekrar ve boynuna sarıldım. O da karşılık verip "Günaydın." dedi. "Çok beklemedin inşallah."dediğimde yürümeye başlamıştık bile. "Aslında beklediğimden çok daha hızlı geldin." diyip güldü. "Çok hızlıydım."diyip ben de güldüm.
Birkaç sokak ilerde benim de çok sevdiğim bi fırına gelmiştik. Zevklerimizin bu kadar uyuştuğunu görmek beni daha da mutlu ediyordu. "Ben de hep buraya gelirdim."dedim. "Bayılıyorum buraya. ve de şimdi yeni çıkmıştır her şey. Mis gibi." dedi. Dünkü halinden eser yok gibiydi. Buluştuğumuz andan itibaren aklımda nasıl olduğunu sormak vardı. Toparlanabilmiş miydi merak ediyordum. Bi yandan da konuyu hiç açmamak istiyordum çünkü belki ben yanlış anlıyordum ama mutlu gözüküyordu.
Bir masaya oturduğumuzda garson geldi. Bir kaşarlı bir sosisli poğaça bir de çay söylemişti. Ben de sadece kaşarlı poğaça ve çay istemiştim. Siparişlerimizi verdiğimizde beklemeye başladık.
Tahta masa ve sandalyelerle dolu bi mekandı. Çok sıcak ve öyle lüks değildi. Masa ve sandalyeler küçüktü. Ve Egenin bacakları masaya sığmıyor gibiydi. Onu izlediğimi o konuşmaya başlayınca fark ettim. "Bi sığamıyorum şuraya ya." dedi. Sonra geriye doğru yaslanarak ön cebindeki telefonu çıkartıp masaya koydu. Poğaçalar geldiğinde yemeye başladık. Yerken ikimiz de konuşmuyorduk. Bi konu açsam acaba uygun olur mu diye düşünmekten zaten konuşamıyorum da. "Poğaçalar ne kadardı burda?"diye saçma sayılabilecek bi soru yönelttiğimde nerdeyse bitirmiştik zaten. "Hatırlamıyorum ki öğreniriz şimdi." diyip kalkmaya yeltenince ben de kalktım Ege bi anda durup ters ters bana bakmaya başlayınca çantama eğilmiş halimden doğrulup kafamı ne var anlamında salladım. Cüzdanımı alıp çantamı kapattığımda "Sen neden geliyosun tuvalete mi gidiceksin?"diye sordu. "Hayır ben de yemek yedim ya yediğim yemeğin ücretini ödiycem."dedim. "Cemre lütfen."diyip kafasını yana yatırınca itiraz istemeyen bi ses tonuyla "Sevmediğimi söylemiştim asıl sana lütfen."dedim. "Ne zaman söyledin?"diye sordu. Söylemiş olmam lazım yani. Söylememiş miydim. "Söylemediysem de artık söylüyorum."diyip gülerek önden yürümeye başladım ofladığını duysam da arkama bakmadan direkt kasaya vardım. Ödediğimde para üstünü cüzdanıma koyarken "Sen geç ben tuvalete de giricem." dedi. Kafamı sallayıp masaya vardığımda sandalyeden çantamı alırken Egenin telefonunun masada kaldığını gördüm. Çantamı sırtıma takarken bildirim geldiğini fark ettim. Baksam mı bakmasam mı savaşı verirken gözüm kaydı. Buse Kavak'tan gelen snapchat bildirmini görünce afalladım. Bu kızı nerden tanıyor olabilirdi ki. Kız Emrenin eski sevglisiydi sürekli ama sürekli bizim evdeydi. Kıza aşırı sinir olurdum ve bana aşırı gıcık davranırdı. Emreyle ayrılma sebepleri Emreyi aldatmasıydı ve kız gözümde tam bi orospuydu. Emre onu bir ara gerçekten sevmişti. Hem kardeşimi üzmüş benim de sinirlerimi bozmuştu. Bu kızla ne işi olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİZ
Roman pour AdolescentsBen Cemre.Cemre Uçaner.Babam Uçaner Holdingin sahibi.Lise 2 ye bu sene geçtim.Bana göre dünyanın en berbat şeyi ikizinin olması.Ondan da kötüsü erkek ikizinin olması.Ve en beteri de herkes tarafından tanınan ve babasının ününü kullanan bi' erkek iki...