Multide Uras.
#####
"Her şey seni bekliyor, her şey gelmeni
içeri girmeni
senin elinin değmesini
gözünün dokunmasını
ve her şey tekrarlıyor
seni nice sevdiğimi."Kalbimiz, bazen gördüklerimize aldanıyordu işte. Geçici hisleri belki de benimsiyordu. Kalbimiz, bizi kandırıyordu.
Duyduğum mısralarla açtım gözlerimi. Uras ellerimi tutuyordu. Oturduğum rahatsız koltukta ellerime uzanmış öpüyordu. Rahatsızca kıpırdanırken bana büyük bi hızla ve sevinçle dönen Uras ellerimi bırakıp göz yaşlarını elinin tersiyle sildi. Olanları anlamaya çalışırken bi yandan da bu şiirin kime ait olduğunu düşünmeye çalışıyordum. "Ah keşke daha fazla şiir okusaydım."dedim. Ama konuşmaya başlamadan önce konuşmanın bu kadar acı vereceğini bilmiyordum. Sırtım deli gibi yanıyordu. "Ah!"diye bağırdım. "Aslı. Kendini yorma. Bekle hemen doktor çağırıyorum."dedi aceleyle. "Hayır hayır."dedim düzelterek. "Lütfen gitme. Sa.." tek bi nefeste halletmeliydim yoksa sırtım yüzünden ölecektim. "Sadece kal."diyebildim.
Uras istemsizce gelirken bi yandan da neler olduğunu hatırlamaya çalışıyordum. En son gördüğüm şey Aras'ın Uras'a deli gibi bağırmasıydı. Ama başka hiçbir şey yoktu aklımda. Sırtıma ne olduğuna dair en ufak fikrim yoktu. "Ah! Sırtım!"diye bağırdım. "Bilmiyorum. Biliyorum yorma kendini güzelim."dedi tekrar ellerimi öperken. "Uras ne oldu?"dedim. Ellerimi öpmesi sorun değildi, hatta onu bu şekilde izlemek çok tuhaf bi şekilde hoştu da. Benim için endişeliydi ama içeri biri gelip bizi görebilirdi. Yanlış anlaşılabilirdi. Ellerimi çekmeye çalışarak soran gözlerle baktım. Uras rahatsızlığımı anlamış olacak ki ellerimi yavaşça bıraktı. Bi anda boşluğa düşmüş gibi saçma bi hisse kapılmıştım. Bu konuya odaklanmamaya çalışarak her şeyi hatırlamaya çabalıyordum.
Uras gerçekten istemsizce: "Ben aşağıdaydım. Tarıklarla ilgileniyordum."dedi. Tarık senelerdir en en yakın arkadaşıydı. O anı hatırlamak istemediği belliydi. "Sonra koşarak bi garson geldi yanımıza. Soluk soluğa kalmıştı. Sadece Aslı hanım deyip soluklanmaya başladı. O anda bi terslik olduğunu anlamıştım zaten. Nerede diye bağırdığımda ikinci katta dedi. Sonra koşarak çıktım işte. Bağırış sesleri geliyordu. Kapıyı açınca da.."durakladı. Bu sırada ağlamaya başladığımı fark ettim. "Onu orda gözü dönmüş görünce, neler olduğunu anlamam uzun sürmedi. Aynayı kırmış piskopat."dedi sinirle. Yavaş yavaş hatırlamaya başlıyordum. O an sinirle tam arkamdaki aynaya yumruk atışını, aynanın kırılırken çıkardığı tiz sesi, ve kırıldıktan sonra elbisemden içeri parçaların girişini hatırlıyordum.
"Ayna.. aynaya yumruk atınca tam önünde olduğun için sırtına gelmiş parçaları. Neyseki damarlara değmemiş. Sadece uzun bi süre bikini giyemeyeceksin."dedi gülmeye çalışarak. "Ki bu iyi bir şey. Ne o öyle herkesin gözünün üstünde olması falan!"dedi sahte bi sinirle. Gülmemeye çalışıyordum ama şu durumda bile espri yapabiliyor olması mükemmel bi yetenekti. "Aras'ı güvenlik uzaklaştırırken fark ettim kan olduğunu bembeyaz elbisenin. Sonra Melisi aradım falan. Beynim durmuştu. Seni öyle görünce. Ne yapacağımı şaştım.. Aslı ben.." deyip tekrar gözlerini yumarak güçlü olmak icin direndi. Ben de ağlıyordum tek fark kendimi tutmuyordum. "Aslı sana bi şey olacak diye ödüm koptu."deyip derin bi nefes aldı. "Ama şimdi buradayız. Merak etme bi şeyin yok. Sadece bir kaç tanesi derin olan çizikler var. Bir kaçına dikiş atıldı. Diğerlerine de pansuman ve krem sürüldü. Kremlerinin hepsi, günü saati her şey ayarlı ben hepsini hal..", "Aras?"diye sordum lafını bölerek. Uras yine üzgün bi ifadeyele konuştu. "Merak etme. Kimsenin bir şeyden haberi yok. Sadece Melisler, sen ve ben."dedi. "Annemler?" , "Aynanın bi anda kırıldığını bu sırada Aras'ın sesi duyup koştuğunu sanıyorlar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH
RomanceHerkes içinde duygular besler. Ve her duygu bi rengi temsil eder. Sarı kadar umutlu, pembe kadar mutlu olmak gibi. Peki siyah kadar kötü olmak? Hayatının dönüm noktasını yaşayan Aslı, taşındıktan sonra, arkasında bıraktığı insanları kırdığı için k...