SİYAH

5.BÖLÜM

Üstümdeki tuhaf ve çirkin tişörtü değiştirmek için yeltendiğimde sırtımdaki sızıyla inledim. Her hareketimde biraz daha yanıyordu. Muhtemelen kollarımı çok hareket ettirmemem gerekiyordu ama bu kirlenmiş ve on sen önce bana hediye gelen, asla giymediğim tişörtümü çıkarmam gerekiyordu. Bunu da muhtemelen hizmetliler aceleyle çanta hazırlarken eski dolabımdaki eski kıyafetlerimin arasından bulmuştu.

Nefesimi tutup tekrar kolumu çıkarmak için yeltendiğimde arkamdan bağıran Uras'ın sesiyle irkildim. "Aslı napıyorsun!"deyip sinirle yanıma geldi. Saçları ıpıslaktı. Gri bi eşofman altı ve bol siyah bi tişört giymişti. Islak olduğu için tişörtün bazı kızımları da ıslanmıştı. Yakasının açıklığı yüzünden tamamen ortada duran derin köprücük kemiklerine bakarken ne dediğini de anlamaya çalışmak zordu..

"Dikişlerini patlatmaya mı çalışıyorsun?"dedi sinirle. "Sadece üstümü değiştirmek istedim."dedim masumluk silahımı kullanırken. Uras derin derin bakmaya başlarken bi anda tekrar sertleşti. "Ben hallederim."dedi. Ne? Uras mı değiştirecekti üstümü? Ee. Nasıl yani?

Uras yavaşça tişörte dolanmış kollarımı indirirken sırtımdaki bütün acıyı unutmuş gibiydim. Nazik hareketlerle önce sağ kolumu tişörtten kurtardı, sonra sol kolumu. Kalbim deli gibi çarparken nefes alış verişim tamamen düzensiz bi hal almıştı. Uras ise tam tersine profesyonelce, ellerini kullanıyordu. Sıra tişörtü bedenimden tamamen kurtarmaya gelmişti. Yavaşça kafamdan çıkardığı tişörte bakarken koltuğa bıraktı. Uras'ın karşısında sadece siyah dantelli sütyenimle oturuyordum! Sırt çantama eğilip içinden siyah Ac/Dc baskılı bol tişörtümü çıkardı. Tişörtü kaldırıp yine yavaş ve dikkatli hareketlerle kolumun birini geçirirken gözlerimi Uras'dan ayırmadan onu izliyordum. Bana ya da vicuduma hiç bakmamıştı. Sadece kollarıma odaklanıyordu. Derin derin yutkunması, boğazının her seferinde hareket etmesi durmadan ona bakma isteğimi körüklüyordu. Yavaşça diğer kolumdan ve kafamdan geçirdiği tişörtü giydiğimde nefes alış verişim yavaşça düzene girmiş gibiydi. Uras da tişörtü tamamen giydirdiğinde yüzüme bakmıyordu, ya da bakamıyordu. "Çantana baktım, pantolon ve şort var. Ne giymek istersin?"dedi boğuk ve kısık çıkan sesiyle. Hala bana bakmıyordu. Bi saniye, şortumu da mı o giydirecekti. Hayır bu sefer kalbim dayanmazdı. "Ş..şey." konuşamayacak kadar bitmiştik ikimizde. Yutkundum. "Onu kendim giyebilirim. Zaten kollarımı çok oynatmam."dedim kafamı yere gömerek. Uras tatmin olmuş bir şekilde ayağa kalktı. Tekrar yutkudu. "Peki!"deyip hızla oturduğum koltuktan uzaklaştı. "İlaçlarına baktım. Bir kaç krem var. Bi kaç tane de ağrıkesici hap var. İstersen bi şeyler yedikten sonra halledelim."dedi. Evet! Kesinlikle şu an buna ikimiz de dayanamayacaktık. Yavaşça kafa salladım. Uras bi şey demeden mutfağa giderken az önce yaşadıklarımın ne olduğunu kavramaya çalışıyordum.

Neden Uras'ın her hareketi beni deliye çeviriyordu bilmiyordum. Sinirle kafamı dağıtmak için pantolonun düğmelerini açtım. Altıma rahat bi şort giydikten sonra yavaşça ayağa kalktım.

Salonu çok genişti. Bir uçtan diğer uca raflar vardı duvarlarda. Her birinde en az on sene idare edecek fimler duran raflarda göz gezdirmeye başladım yavaşça. Anlaşılan film izlemeyi seviyordu. Bu hali beni güldürmüştü. Daha önce hiç görmediğim, ya da çok severek defalarca izlediğim filmler vardı raflarda. Her rafın arasında özenle yerleştirilmiş figür ve çerçeveler de duruyordu. Rafların en sonunda diğer duvarın hemen önüne koyulmuş siyah kocaman bi defter vardı. Arkamı döndüğümde Uras'ın beni izlediğini fark ettim. "Büyülendim."dedim. Uras gülerek yanıma yaklaştı. "Hayatımda değer verdiğim sayılı şeylerden."deyip gururla raflardaki filmlere baktı. "Başka neler var?"dedim.

Acaba ben boş boğaz mıydım! Sanane be Aslı! Sanana ne! Uras gülerek iyice yaklaştı. "Burda mı söylememi istersin?"dedi. Ahh yine şu bilmiş bakışlar! Sinirle göz devirdim. "Nasıl şeyler ki?"dedim. Büyük bi kahkaha attı. Sonra önümdeki defteri eline aldı. "Sana bunu daha sonra söyleyeceğim."deyip tekrar kahkaha atmaya başladı. Bu adam beni deliye çeviriyordu. Deliye!