Evet Arkadaşlar Yeni Bölümle Karşınızdayım. Umarım Beğenirsiniz. Yorumlarınızı Bekliyorum. Keyifli Okumalar...💜Derya bakışlarını kaldırdığında karşısında Yavuz'u görmüştü hayal görmüyordu, gerçekti ama umursamamıştı.
"Abla su vereyim mi?" diye sordu küçük çocuk.
"Ver bakalım" diye mırıldandı Derya mezarın üzerindeki otları temizlerken.
"Al abla " deyip elindeki su dolu şişeyi Derya'ya uzattı, Derya da şişeyi alıp çantasından çıkardığı parayı küçük çocuğun avuçlarına bıraktı.
"Allah sabır versin abla su dökmek sabır verir derler " deyip Derya ve Yavuz'un yanından uzaklaşırken Derya bakışlarını elindeki su şişesinden alıp mezara çevirdi. Avuçlarının arasındaki şişenin kapağını açıp mezarın üzerinde gezdirmeye başladı.
"Derya "
"...."
"Derya o mezar boş biliyorsun"
"..."
Derya boş şişeyi eline alıp mezarın yanından ayağa kalktı ve çıkışa doğru yürüdü, yürürken elindeki boş şişeyi çöpe atıp sakin ve normal adımlarla kapıdan çıktığında Yavuz tekrar seslendi.
"Yokmuşum gibi davranıyorsun" deyince Derya bir an geriye döndü.
"Var mısın ki? Ya sen gerçek bile değilsin geçmiş bir de karşıma o mezar boş diyorsun, o mezarda o gece yaşanmadan önce aşık olduğum adam yatıyor ve biliyor musun onun katili de sensin, buradan uzak dur, benden uzak dur, nerden geldiysen oraya dön." deyip geri dönüp yürümeye başlamıştı ki devam etti. "Karına dön"
Derya kabristanlığın çıkışında çevirdiği taksiye binip uzaklaşırken Yavuz da arabasına binip Derya'nın peşine takıldı. Derya orman yolunun başında indi taksiden ve evine doğru usulca ağaçların arasından ilerledi. Evin bahçesine geldiğinde kendisine doğru gelmekte olan "Okyanus"u görünce gülümseyerek onun bu sevgi gösterisine karşılık verip başını, sırtını okşadı.
"Güzelim, aşkım özledin mi beni? Ben seni çok özledim " deyip oturduğu yerden ayağa kalkıp evin merdivenlerine doğru ilerledi. Kapıyı açıp içeri girdi. Odasına doğru ilerleyip üzerindeki kıyafetlerden kurtulup kendini sıcak bir duşun kollarına bıraktı. Dakikalar sonra dolaptan seçtiği uzun beyaz renkteki elbisesini seçip giydikten sonra saçlarını kurulayıp taradı. Kitap okumadan önce kendisine kahve yapmak için mutfağa yöneldiğinde kapıya yaklaşan araba sesini duyunca mutfaktan çıkıp kapıya yöneltmişti ki içini buz kesen o sesi duydu.
"Derya "
Yavuz, Yavuzdu bu ama nasıl burayı nasıl bulmuştu ki nerden bulmuştu, onu takip mi etmişti? Derya sustu, kapının arkasındaydı eli kapının tokmağında kalakalmıştı. Kapıyı açmaya gücü yoktu açsa da dayanamazdı açmasa da. Kapıya sırtını yaslayıp nefesini tuttu sanki nefes alsa ev kökünden sökülüp üzerlerine devrilecekti. Aslında daha kötü olmaktan korkuyordu, haklıydı da bunca zaman çektiği herşey ki hala içinde yaşıyordu bütün çektiklerinin, daha fazlasını kaldırabilir miydi? Kaldıramazdı.
"Derya içerdesin biliyorum, lütfen aç kapıyı sadece konuşmak istiyorum, lütfen" dedi yalvarır bir ses tonuyla.
"...."
"Derya konuşmamız gerek"
Derya derin bir nefes alıp sırtını dayadığı kapıdan ayrılıp kapıyı açtı.
"Ne istiyorsun benden? "
"Teşekkür..."
"Sana benden ne istediğini sordum" diye tekrarladı Derya öfkeyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞTEN NEFES
FanficBuz gibi bir sevdanın kollarına düştüğünde insan ne hisseder ki? Kalp kırıklığı ve benzeri birçok duygu peş peşe sıralanıverir yüreğinin sırat köprüsünde. Ve ne zaman sen sen olmaktan vazgeçersen o zaman ne olur sence? Kuytu köşelerde yalnızlık...