Akyaka net bir yerdir. Ya sever oradan gitmek istemezsiniz ya da bir daha uğramazsınız. Çiçek isimleri verilmiş sokaklarında aşık olabilirsiniz mesela. Tabii bunun için, sizin onu sevdiğiniz kadar, Akyaka'nın da sizi sevmesi gerekir. O hâlde başlaya...
Öncelikle uzun bir bölüm olduğunu söylemek isterim, sonralıkla arayı biraz açtık kusura bakmayın lütfen. Bölümden sonra konuşacağımız çok şey olacak, bu yüzden #frezya etiketiyle düşüncelerinizi bekliyorum. Umuyorum ki bölümü seversiniz^^ Paragraf aralarında görüşelim<3
Yıldızımızı parlatalım mı? Parlatalım parlatalım.
Ve ve VE belki yorum yaparsınız? Yaparsınız değil mi? LÜTFEN YAPIN.
Keyifli okumalar!
Sezen Aksu, Aykırı Çiçek
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Irmak Akgül.
5. Bölüm: ❝Giden ve Kalan.❞
Kasım, 2007
Ankara.
Babamın kestiği çilekleri pastanın üzerine yerleştirirken çaktırmadan bir tane alıp ağzıma attım. Çok lezzetliydi.
"Şef! Pastamız çok güzel oldu." Bugün annemin doğum günüydü ve biz babamla ona pasta hazırlıyorduk.
"Küçük şef sayesinde," dedi gülümseyerek. Aşçı şapkamdan çıkan saçlarımı kenara atıp sır veriyormuş gibi kısık sesle devam etti. "Annen sorarsa ben yaptım pastayı tamam mı?"
"Tamam değil." diyerek kıkırdadım.
Babam dudaklarını büzüp elindeki krem şantiden burnuma sürdü. "Keki ben pişirdim!"
"Kekin malzemelerini ben çırptım!" Dudaklarım aşağı doğru büzüldü aynı babam gibi, omuzlarımı silktim.
"İyi!" diye homurdandı. Küsmüştü. Tezgâhta dikleşirken yandaki çileklerden alıp ona uzattım.
"Sen bu kadar tatlı tatlı konuşurken nasıl küs kalabilirim sana çırak?"
"Çıraklıktan terfi etmiştim hani?" diye cırladım.
Uslu uslu başını salladı ve elleri arasındaki elimin avucunu öptü. "Özür dilerim küçük şef."
Beni tezgâha bıraktığında pastamızın başına eğildik. Kelebekli şekerlemelerle ve çilekle süslemiştik.
"Şef annem ne zaman gelecek?"
Saatine baktı. "Yarım saate gelir."
Kafamı ağır ağır salladım. Annem yaptığımız pastayı kesin beğenecekti ama en çok beni görünce beğenecekti. Babam bugün kendi elleriyle süslemişti beni. Saçlarımı kıvır kıvır yapmıştı, parmaklarıma oje sürmüştü ve annemin aldığı parfümden sıkmıştı. Pastadan daha güzeldim.
