Keyifli okumalar fıstıklarım:*
Yüksek Sadakat, Aşk Durdukça
Ahu Galip.
8. Bölüm: ❝Deli Hisler.❞
Soğuk bir kova suyun serpildiğini hissettim başımdan aşağıya. Şaşkın şaşkın göz kırpıştırdım birkaç saniye boyunca. Yüzümü tavaf eden bakışlar benden bir cevap bekliyordu.
Bana abi deme de ne demekti? Aramızda yedi yaş vardı. Belki birkaç saniye her şeyi unutabilirsem ona ismiyle seslenebilirdim. Ama unutmazdım. Düşüncelerimi toparlamak istercesine ince parmaklarımı saçlarıma daldırdım, bir şeyler söylemem gerekiyordu, benden bir şeyler duymak istiyordu ama dudaklarım mühürlenmiş gibi aralanmıyordu bile. Aramızda. Yedi. Yaş. Vardı.
"Delirdin mi sen?" diye sordum yüzümü ekşiterek. "Diğerleri ne der sonra?" Zar zor yutkunduğumda bunu umarsız bir tavırla söylemeyi amaçlasam da panikle söylemiştim. Kesik soluklarımı düzene sokmaya çalışarak etrafıma baktım. Kimse yoktu.
"Bırak diğerlerini de sen ne istiyorsun onu de. Cidden... Abi... Demek istiyor musun?"
İşte bu sorunun cevabı beni deli gibi korkutuyordu. Yanağımın içini ısırdım. Pekâlâ, ben abi demek istemiyordum. Düşüncelerim abartı geldi bir an.
"Yani şimdi nereden çıktı bu Yiğit Ali abi ya?"
Sabır dilenircesine gözlerini kaçırdı bir an, ardından yüzünü ekşitti. "Kızım bana abi deyip durma!" Dengesiz herif... Ben bırakmamıştım o dengeyi.
"Bağırmasana bana," dedim ters ters bakarak.
"Tamam bağırmam. Özür dilerim." Başını hafifçe omzuna doğru eğdikten sonra sıcak bir tebessüm aydınlattı yüzünü. "İçeriye geçelim mi?"
"İyi geçelim." dedim aynı ters bakışlarla.
Sigarayı sabitleyen parmaklarını dudaklarına yaklaştırıp son kez içine çektiğinde bana bir bakış atıp içeriyi gösterdi. Peşimden gelen adama bakmadan yavaş adımlarla içeriye adımladım.
"Neredeydiniz çocuklar?" diyen Begüm teyzeyle, birkaç saniye dehşete kapılmış gibi tedirginlikle yutkundum. Saçmalıyordum. Hayır, neden tedirgin hissettiğimden bile emin değildim. Dudaklarım aralanıp kapandı.
"Efsun'a balon alıyorduk." dedi o benim cevap veremeyeceğimi fark ettiğinde. Saniyelik bir dilimde yüzüme baktı sonra ukala bir gülüş attı yandan. Ya sabır.
Irmak gözlerimin içine bakıp az önceki cevaba inanmadığını gösterdiğinde birkaç saniye boyunca, ne yapacağımı bilemeden öylece bekledim. Sessiz kalarak yanağımın içini kemirmeye başladım sadece. Radar gibiydi, korkutuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FREZYA
Teen FictionAkyaka net bir yerdir. Ya sever oradan gitmek istemezsiniz ya da bir daha uğramazsınız. Çiçek isimleri verilmiş sokaklarında aşık olabilirsiniz mesela. Tabii bunun için, sizin onu sevdiğiniz kadar, Akyaka'nın da sizi sevmesi gerekir. O hâlde başlaya...