ZİFİRİ

61 15 39
                                    


Önüm zifir bir karanlıktı.

Bir şey vardı.

Bu zifiri karanlığın ardından beni çeken bir ışık.

Sanki beni düştüğüm dipsiz kuyudan kurtaracaktı .

Masumiyetini bana teslim edecekti.

Evet kirletecektim. Onun masumiyetini ruhunu gömecek onu kirletecektim.

Bunu göze almış gibiydi.

****

Kulağıma dolan keskin telefon melodisiyle uyandım . Kafama giren ağrıyla gözlerimi kapattım. Telefona uzanıp kim olduğuna bakmadan açtım.
"Ne var ?" Dedim sert sesimle .

"Abi ben Sadık, yenge ..." yutkundu telaşlı sesiyle .

"Söylesene lan noldu ?"

"Yenge geldi burada . Sabaha yakın geldi sürekli seni aradım ama ulaşamadım ." Dedi

"Tamam ben hemen geliyorum . Sakın gözden kaçırma. "

Banyoya doğru yol aldım . Hızlıca bir duş alıp giyindim . Alt kata ineceğim sırada dün gece olanlar aklıma geldi . Yoksa rüya değil miydi ? Gerçekten dün gece burada mıydı? Mutlulukla hemen aşağıya indim . Arabama binip güneş gözlüklerimi takıp hızlıca yol aldım.

Kalbim bir kadına tutulmuş .Bütün bedenime hükmediyordu. Sevdiğim kadın ellerimin arasında kayıp gitmişti . Onu bulmak için her şeyi yapmış her yere gitmiştim . Her seferinde de elim boş geri dönmüştüm.
Sonunda eve vardığımda arabadan indim . Sadık hızlıca yanıma geldi." Halâ evde değil mi ? "

"Evet abi evde , anahtarı . " dedi ve anahtarı bana uzattı . Başımı salladı.

" Bu yaptığın karşılıksız kalmayacak ." Dedim ve eve doğru yol aldım.

Sıklaşan nefesimle anahtarı kilide geçirdim ve kapıyı açtım . Burnuma gelen kokusu ile kalbim hızlanmaya başladı . O yokken kışı yaşamıştım. Belki bana bahar getirmeye dönmüştü.
Direk odasına doğru yol aldım . Kapıyı hafifçe açtım . Işte oradaydı . Sesine ,gülüşüne aşık olduğum kadın tam karşımdaydı.

Yatağın yanına çökmüş uyuyup kalmıştı. Bir kaç tutam saç yüzüne düşmüştü . Yeşillerini görmeyi o kadar istiyordum ki . Yavaşça yanına çöktüm. Elinde tuttuğu fotoğrafı aldım . Küçüklüğüydü sanırım. Annesi ile çekinmiş fotoğraf. Ah küçüğüm sana neler yaptılar. Senin çocukluğunu neden elinden aldılar .

Yüzüne düşen saçlarını çekmek için elimi uzattığımda yavaşça gözlerinin araladı ve yeşillerini bana bahşetti.
Uzun uzun baktı . Gözlerinde ki özlemi gördüm . Kalbimde ki girdabın,boğazımda ki yumrunun sebebi geldi . Hemde bana geldi .

Diliyle dudaklarını ıslattı. Bu hareketiyle ister istemez gözlerim dudaklarına kaydı. Baktı ,en son ki bakışı gibi en derine bakmak ister gibi baktı bana .

Bir şey söylemek için dudaklarını aralamıştı ki . Parmağımı dudaklarına koyup konuşmasını engelledim .

Yutkundum. " Sus ve sadece beni dinle. Bir efsane varmış. Sarmaşık aşıklar dünyaya nadir gelirler ve birbirlerini nadir bulurlarmış. Birbirlerini buldukları an ise evren onlara oyun oynarmış . Bir nevi sınav, bu sınavı atlatırlarsa kalplerini birbirlerine mühürler ayrılmalarını engellermiş.
Sence de biz bu sınavın galibi değil miyiz ?" Dedim ve gözlerinin içine baktım.

Kafasını salladı ." Tam kelime anlamıyla yıkıldım . Önüm zifiri bir karanlıktı . Tutunmak istiyordum ama tutunacak bir dalım yoktu. Yani o zaman öyle düşünüyordum. " dedi ve bana yaklaştı. Elini sakalıma uzattı .
"Ben bu hayatta çok şey kaybettim Ateş. Seni de kaybetmek istemiyorum artık . Geç de olsa bunun farkına vardım . Ben senin solmuş mavilerine. Uzamış sakalına , ben senin dağılmış haline alışık değilim ki." Dedi .

KARANLIĞIM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin