~31.07.2019~ 🍀
Ben geldimm. Biliyorum sizleri beklettim bunun için gerçekten çok özür dilerim. Kendimi sizlere affettirmek adına bugün iki bölüm atacağım canlarım. Hadi o zaman bölüme geçelim...
Yaprak'ın ağzından ;
" Yeter artık sus be niye ağlıyorsun ki bana bak sen ne peşindesin doğruyu söyle "dedi kucağındaki ağlayan Barkın'a bakarken Gökhan. Evet yaklaşık 1 saattir susmak bilmeyen sürekli ağlayan Barkın'la uğraşıyorduk ben hariç herkes kucağına alıp susturmaya çalışmıştı ama başarılı olamamışlardı ben ise Barkın'ın mamasını hazırlamaya çalışıyordum.
Barışların evi gerçekten çok güzeldi kısaca anlatmak gerekirse ev 3 katlıydı evin en alt katında kocaman bir salon ve mutfak vardı. Ev gerçekten çok güzel dekore edilmişti. Elimdeki hazırladığım biberonu masaya koydum ve bizimkilere döndüm. .
Ece ve Sinan büyük koltuğun birine , Barış tekli koltuğa , Naz ve Gökhan diğer büyük koltuğa , Ali ve Derin ise yan yana sandalyelere oturmuşlardı. Evet Ali'nin ısrarlarına dayanamayan Derin de gelmişti. Masaya bıraktığım biberonu alarak ağlamaya devam eden Barkın'ı Gökhan'ın kucağından aldım ve biberonu içirmeye başladım.
Aynı zamanda oturmuyor salonda gezinerek Barkın'ı uyuması için sallıyordum. Çok geçmeden Barkın ağlamayı bırakıp yavaş yavaş gözlerini kapatmaya başladı.Bizimkilere döndügümde sevinçten gözlerinin parladığını gördüm. Gökhan bir anda ayaklandı ve Naz'ı da kaldırdı " Kankam Barkın'ı susturduğuna göre biz gidelim biraz işimiz var "dedi ve Naz'ın elini tutarak evden çıktı.
Yanıma gelen Barış " şuna bak ya nasıl da kaçtı pezevenk " diye homurdandı. Daha sonra Ali de aynı şekilde Derin'i kaldırdı ve " Bizde gidelim bir yere gitmemiz lazım dimi Derin ? " Derin kaşlarını çattı " ben seninle ne gelecem be zaten zorla getirdin beni" dedi ve tam kapıya doğru giderken Ali kolundan tuttu ve " Güzelim seni ben getirdim ben götürürüm şu giydiklerine bak seni böyle tek başına göndereceğimi mi düşünüyorsun hadi gidiyoruz " dedi ve Derin'i elinden tutup çıkışa doğru ilerledi.
Ali'nin bu haline güldüm. Derin dizinin biraz üzerinde bir etek ve kısa bir tişört gitmişti. Ben bunları düşünürken Sinan bağırarak " eee şey bizim ocakta yemeğimiz vardı hadi Ece gidelim " dedi ve hızlı bir şekilde evden çıktılar . Barışla birbirimize baktık ben gülmeye başlarken barış homurdanıyordu. Daha sonra kucağımdaki Barkın ağlamaya başladı. Barış derin bir nefes aldı "Öldürecem seni Sinan ne diye bağırıyorsun "dedi ve kucağımdaki Barkın'ı almaya çalıştı " Barış dur Barkın'ı bana bırak biz biraz bahçeye çıkalım sende git bir duş al kendine gel"dedim.
Barış kafasını sallayarak yukarı çıkmaya başladı bende Barkınla birlikte bahçeye çıktım. Çimlerin üzerine oturmuş kucağımdaki etrafı inceleyen Barkın'a baktım. " Selam" diye tanımadığım bir ses duydum.
Sesin geldiği yöne baktığımda yan villanın bahçesinde bize bakarak gülümseyen bir erkek gördüm. Oturduğum çimlerden kalkarak kucağımdaki Barkın'la bize doğru bakan erkeğin yanına ilerledim.Aramızda bahçeleri ayıran çit vardı bende aynı şekilde gülümseyip "Selam "dedim bana bakmaya devam etti ve " Hakan ben " dedi ve elini uzattı "Yaprak bende" dedim ve elini tuttum. Beni baştan aşağı süzdü ve "tanıştığıma çok memnun oldum "dedi.
Yaklaşık yarım saattir Hakanla sohbet ediyorduk. Hakan çok komik biriydi biz gülüşürken " Yaprakkkkk ! " diye bir ses duydum. Arkamı döndüğümde sinirle bize doğru gelen Barış'ı gördüm sinirden alnındaki damar çıkmıştı niye sinirlendi ki şimdi ?
Yanıma gelip bağırmaya başladı "Yaprak ne işin var senin bunun yanında ?" Barışa döndüm " Sohbet ediyoruz Hakanla hem neden bağırıyorsun ki ? "dedim. Barış gökyüzüne bakıp derin bir nefes aldı ve " Yaprak içeri geç "dedi bende kaşlarımı çattım "Ama..." sözümü tamamlamama izin vermedi " Yaprak içeri geç bir daha tekrarlamayacağım" dedi daha fazla sinirlenmesini istemediğim için Hakan'a dönüp gülümsedim " Görüşürüz Hakan" dedim. Barış Hakan'ın konuşmasına izin vermeden " Lann bir de görüşürüz deyip gülümsüyor çıldıraca..." sözünü tamamlamasını beklemeden içeri girdim.
Barış'ın ağzından ;
Duştan çıkıp üzerime rahat birşeyler giyip telefonumu elime aldım ve cevapsız arama olduğunu gördüm şirketle ilgili bir arama olduğu için konuşmam gerektiğini düşündüm. Odamdaki terasa çıkıp tam telefonla konuşacakken aşağıdan gülüşme sesleri duydum sesin geldiği yöne baktığımda sinirlendim Yaprak ve şu yan villadaki pezevenkle birşeyler konuşuyor ve gülüşüyorlardı bunlar yetmezmiş gibi pezevenk'in gözleri Yaprağın bacaklarındaydı ve bu benim delirmeme yetiyor hatta artıyordu.
Sinirden terastaki masanın üzerindeki bardağı alıp duvara fırlattım ve aşağı indim. Yaprağı içeriye gönderdikten sonra Hakan denen şerefsize hiçbirsey demeden kafa attım üzerine oturup yumruklamaya başladım " lan ben seni ne yapiyim öldüriyim mi ben seni..." gibi şeyler söyleyerek yumruklamaya devam ediyordum şerefsiz ise gülüyordu " Ozansoy seni takdir ettim bu nasıl bir kız off hatun taş taş "dedi. Yok ben bunu öldürmeden bana rahat yok deyip daha sert yumruklamaya başladım.
Yaklaşık 10 dk sonra "Barış ! " diye bağıraran Ali'nin sesini duydum arkamı döndüğümde buraya doğru koşarak geliyordu. Geldiğinde önce yerde yatan kan içerisinde olan mala daha sonra da bana baktı " Barış , abi naptın sen "dedi ve beni zor da olsa kendine doğru çekip yerde yatan şerefsizden uzaklaştırdı bunu fırsat bilen Hakan koşarak evine girdi.
Ali beni bahçedeki koltuğa oturup konuşmaya başladı " Abi , naptın sen niye yaptın noldu ? Yaprak aramayıp çağırmasaydı , ben gelmeseydim öldürecekmiydin adamı ? " dedi. Daha sonra olanları anlattığımda gülmeye başladı " ne gülüyorsun oğlum beklesin o pezevenk öldürecem onu"dedim Ali kolunu omzuma attı "oğlum sen çok pis aşık olmuşsun" dedi.
Kaşlarımı çattım " ne aşkı oğlum saçma salak konuşma seni de dövecem şimdi " dedim. Ben ve aşık olmak çok komik ben aşık olmam diye düşünürken Yaprak panikle yanımıza gelince birsey oldu zannedip hemen ayaklandım ben birşey demeden yaprak bana sarıldı ve konuşmaya başladı " Barış ben gerçekten özür dilerim benim yüzümden kavga ettin bir dakika ya ben niye özür diliyorum ki "dedi ve benden ayrıldı güldüm ve saçlarını karıştırdım " hadi boşver içeri geçelim bücür "dedim ve kolumu omzuna attım yürümeye başladık o sırada Ali gülerek " öhöm öhöm bende şu bahçe kapısından çıkıp gidiyim Derin'im beni bekler " dedi ve gitti.
Bizde içeri girdik Barkın uyuyordu. Yaprağa döndüm " Kahve yapıyorum" dedim. Yaprak güldü "sen bekle ben yaparım "dedi ve mutfağa doğru koşmaya başladı güldüm ve koltuğa oturdum. Çok geçmeden yaprak elinde iki fincanla geldi ve birini bana uzattı gülümseyip alırken kapı çaldı yaprak "ben bakarım "dedi ve gözden kayboldu.
Yaprak'ın ağzından ;
Kapıyı açtığımda kimse yoktu kapıyı tam kapatacakken yerdeki çiçeği fark ettim eğilip çiçeği aldım üzerindeki notu açtım.
Bugün ki konuşmamız yarım kaldığı için özür dilerim güzelim. En kısa zamanda buluşmak dileğiyle seni seviyorum Yaprak Aydın :)
Hakan Aydın..
Bu Hakan ne tür bir manyaktı soyadıma kendi soyadını yazmıştı. Bunu Barış görmemeliydi bu sefer kesin öldürdü. Etrafıma baktığımda gördüğüm çöp kutusuna doğru ilerlerken kolumdan çekildim tam tahmin ettiğim gibi Barıştı çiçeği elimden aldı ve notu okumaya başladı "Barış hadi gel içeri geçelim lütfen " dedim .
O sırada Barış elini yumruk yapıp duvara vurdu " Lan bu ne hakla sana çiçek gönderip böyle bir not yazıyor nereden geliyor bu cesaret ?"dedi sinirle. Eline baktığımda kanadığını gördüm "Barış elin kanıyor lütfen içeri girelim lütfen "dedim ama nafile Barış yan villaya doğru sinirle yürümeye başlamıştı bile...
----------------------------------------------------------
Bölüm sonu 🌺
Umarım bölümü beğenmişsinizdir.
Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yazarsanız çok sevinirim canlarım sizlerin düşüncesi benim için önemli.Oy ve yorumlarınızı bekliyorum lütfen bana destek olun...
Sizleri kocaman seviyorum..♥♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OZANSOY KOLEJİ
Teen FictionYaprak , babasının işi nedeniyle ailesi ile birlikte İstanbul'a taşınır. İstanbul'da gideceği kolejde onu neler bekliyor ? Hadi gelin beraber bakalım ♥