🌺Yorgun Kalplerin Yardım Çığlıkları. 爱

2.3K 212 211
                                    

"Ne demiş şair: Bahçemizin halinden, baharımı kıyasla." *

21.06.2019

Gözlerim yeni bir sabaha aralandı. Bu sefer her şey farklıydı. Yanımda tüm çıplaklığıyla ve melekleri andıran gülümsemesiyle uyuyan bir kişi daha vardı çünkü.

Jennie...

Bacaklarımın arasındaki bacaklarına iyice sarılıp ona doğru döndüm gülümseyerek. Elim saçlarında sakince gezinirken yüz hatlarını ezberleyene kadar izledim. Beline kadar açılmış örtü dikkatimi çektiğinde ise elim oraya ulaştı ve üstünü kapatmadan önce belinden sırtına doğru yol aldı parmaklarım. Kıpırdanmıştı. Ona dokunmak, bedenine dokunmak değildi sadece. Ruhuna, kalbine dokunmuştum ben, tıpkı onun da yaptığı gibi. Hislerine dokunmuştum.

Alev alan dudaklarım onun kokusunda sönmek istiyordu. Bu isteğimi bastıramamıştım tüm gece ve şu anda da bastırabildiğim söylenemezdi. Elim hala sırtında gezinip dururken içimden geleni yapıp omzuna öpücükler kondurmaya başladığımda mırıldanmasını duymuştum. Gülümsedim burnum boynunda gezinirken ve derinlerime çektim kokusunu.

"Jimin.." adımı onun boğuk sesinden duymayı sanki yıllardır bekliyor gibiydim ve bu isteğimin bilmeden gerçekleşmesine şimdi şükürler ediyordum.

"Efendim." dedim boynunda soluklanırken. Ona hep bir adım daha yaklaşmak, onu bir adım daha tanımak istiyordum. Ben daha önce cenneti bu denli yaşamamıştım.

"Günaydın." kendimi alıkoyamayıp dudağının kenarına da öpücük bıraktım ve karşılık verdim, "Günaydın." diye fısıldayarak. Gözlerini tamamen açıp bana gülümseyerek baktığında durmak bilmeyen elim bu sefer de yanağını okşadı. "Mutluyum." dedi, "Ama korkuyorum." sustu ve gözlerimin içine baktı.

Ona her zaman mutlu olacağımızın garantisini veremezdim çünkü bizi üzmek için elinden gelen her şeyi yapacak insanlar vardı. Mesela ilişkimiz öğrenildiğinde ya da aklıma gelmeyen herhangi bir şey de.

Ama ne olursa olsun bu sefer ikimizinde sımsıkı tutunmasını sağlayacaktım, devrilmek yoktu. Hiçbir zaman boyun eğmek yoktu. Birbirimize derman olacaktık. Ne ben onun gitmesine izin verirdim ne de o benim. Eskisi gibi terk edilişler olmayacaktı...

"Korkma." derken ona daha çok yakınlaştım ve sıcak dudaklarını öptüm. "Biz ne kadar güçlü olursak korkular da o kadar çok zayıflar." ellerimizi birleştirdim ve yukarı kaldırdım. "Bu eller birbirine sıkıca kenetlendiği sürece ölüm bile ayıramaz seni benden."

Güldü kafasını eğip ve elini elimin arasından kurtarıp yastığa biraz daha sokuldu. "Ölüm hakkında büyük konuşmamalısın." diyerek beni uyardığında harelerinde tuttum bakışlarımı. "Ben ölürsem yanıma gelmene izin vermem."

"Neden?" diye fısıldadım büyük bir boşluğa çekilmişim gibi. "Hayatına benim yüzümden son veremezsin. Sevdiğin onlarca insana da sana da yapamam bunu. İlk başta da Hae Ra'ya, ailene, arkadaşlarına.. Olmaz."

Dolan gözlerimi ondan ayırıp gökyüzüne döndüm ve güldüm. Şakağıma damlayan soğukluğu hissettiğimde gülmeye devam ettim ve sustum yavaş yavaş. Mavi gökyüzünü seyredip yutkunduğumda elini şakağımda gezdirdi. "Sen nasıl bir hediyesin bana.."

Neden bir kez bile bencillik etmezdi ki bu kadın? Böyle iyi yürekli olmak ona ağırlık vermiyor muydu? Hayır, bu onu güzelleştiren en temel şeylerden biriydi aslında.. O.. Düşündüğümden daha fazlasıydı.

Ellerinin bedenimi sardığını hissettim. Daha sonra başını sol göğsüme yaslayıp orada dinlendi bir süre delicesine atan kalp atışlarıma kıkırdayarak karşılık verirken.

idol or dad † jenmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin