12-ZAAFLAR YARALAR

3.6K 301 349
                                    

Ben geldiim!

Bölüm sonunda görüşürüz. Keyifli okumalar :)

_____._____

İçim, büyük bir zindan gibiydi. İhanet edenlerin, hor görenlerin, ezip geçenlerin bende olan yerleri, benim onlara yüklediğim anlamlar o zindanda çürüyor, çürüdükçe beni de etkiliyordu. İçimdeki zindan, beni de çürütüyordu.

Tüm anlar, tüm anılar sussun istiyordum. Çabalamıştım. Kendim için yaşamak için sonsuz bir çaba göstermiştim. Kendimi eve kapattığım zamanlar içimdeki sesi dinlememiş, dışarıdan içeriye girmemiştim mesela. Kötü hissettiğimde, iyi hissettirecek her şeyi yapmıştım. Beni korkutanları korkutmuştum annem dışında. Düşmekten korkmuştum. Bilerek düşmeyi kabul etmiştim. Korkularının üzerine yürüyen o kızdım. Kendimi, kendime kanıtlamak için ölü bedenlerle birlikte uyumuştum bazen. Annem cezalar vermişti. Kabul etmiştim ve kendimi kendime kanıtlamaya çalışırken kat ettiğim tüm yollar, karanlıkla görünmez olmuştu. Anneme boyun eğmek, önümdeki yolların kapanmasına neden olmuştu.

Kendime olan güvenim yerle birdi. Kendime olan sevgim, özgüvenim yerle birdi. Kimseyi sevemezdim mesela ben. Kimse de beni sevmezdi zaten. Duru sever demiştim. O da gitmişti. Annemin beni güçlü kılmak için çektirdiği tüm eziyetler, bir yerde kendi üzerimde kurduğum otoriteyi sarsmış, sonunda da beni yerle bir etmişti.

Bazen rüyamda, üçüncü kişi gözünden küçüklüğümü görürdüm. Oturmuş öylece yere, dizine bakıyordu. Oturduğu parkeleri sayıyor, yoldan geçen ama bir türlü göremediği arabaların sesleriyle onları saymaya çalışıyordu. Pencereyi pek göstermezlerdi bana. Genelde evde hep cezalı olurdum. Evde olmadığım zamanlar annemin kuklası olurdum. Okuluma eksiksiz giderdim çünkü okulumu bir gün aksatsam, veliler hemen laf söz eder ve annem de beni azarlardı. Bir kere bile kuralları hiçe saydığımı hatırlamıyordum kendi başıma. Bir kere bile bana biçilen kadere karşı gelmemiştim. Savaşmak için kendimde güç bulamamıştım.

Mesele savaşmak değildi. Mesele, savaşmak için kendimde güç bulamamamdı. Mesele, kendime olan güvenimin savaştığım cephe tarafından yerle bir edilmesiydi.

Asıl gücü sağlamanın yolları nelerdi?

Korkuyla irkilen bedenimi, masadan tutanarak ayakta tutmaya çalıştım. Neler olup bitiyor bilmiyordum ve yalnız hissetmeme duygusuyla başa çıkamıyordum. Evde, kendi evimde ilk defa yalnız kalıyordum ve ilk gecemde, kötü bir olay yaşamak istemiyordum.

Hayatım boyunca yalnız olmama rağmen, ilk defa bir evde yalnız kalmak ne kadar da ironikti böyle. Elimi at kuyruğumdan geçirip arkamı kontrol ettim. Kimse yoktu ve mutfak kapısının camından görebildiğim kadarıyla, bahçe boştu. Karan'a haber verebilir miydim? Nasıl verecektim ki? Telefonum yanımda değildi. Gerçi yanımda olsa bile, çekmezdi. Malum, evrenler arası kendi kendime yolculuk yapmıştım. Durup dururken. Ruh kapanı sayesinde.

Ufak adımlarla mutfaktan çıktım ve salonun kapalı olan ışığına ufak bir küfür savurdum. Belki ışığı açsam, yukarıda kim vardı bilmiyordum ama korkup kaçabilirdi. Gerçi ters de tepebilirdi.

Merdivenleri yavaşça aştım. Kendimi odaya kilitlemek bir seçenekti. Belki de gidip İlke'ye haber vermeliydim.

Kafamı uzattığım duvarın arkasından, koridora kısa bir bakış atıp elimi hızla atan kalbimin üzerine koydum. Belki de yukarıdaki Karan'dı. Kimse, misafirine kötü davranamazdı burada. Öyleydi, değil mi?

Koridordan geçtim. Kendi odamdan yeni çıkmıştım ama ne olur ne olmaz orayı da kontrol ettim. Tüm odalar da koridor gibi bomboştu ve sesler hâlâ devam ediyordu.

KIZIL ARAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin