21- KELEBEK ETKİSİ

2.6K 259 180
                                    

Bayramınız mübarek olsunn canlarrr!

Burayı kısa tutuyorum çünkü bölüm sonunda TYT paragrafı yazdım resmen. Orada konuşuruz. Özlediğimden midir nedir yazdıkça yazasım geldi 😅

(Bölümü dört kez baştan sona okudum ama hâlâ mantık hatası var gibi hissediyorum teşekkürler Kızıl Araf evreni. Allah aşkına hata varsa söyleyin. Yazım hatası da kabul -_-)

Keyifli okumalar :)))

_____._____

2018 Mayıs

Karan'dan:

Doğduğum o sikik günden beri, gerçekten mutlu geçirdiğim günler sayılıydı. Öylesine azdı ki hatta, bazen durup düşünür, o anları unutmamak için elimden geleni yapardım. Anılarımda hep tanıdık yüzler olurdu. Mekan değişirdi. Zaman değişirdi. Bazen evren bile değişirdi ama kişiler değişmezdi.

Annem, Pamir, Hafza, Deniz, İlke...

Bir de o.

Afra.

Henüz daha çocukken, annem tarafından neden olduğunu asla anlayamadığım ve sorgulamadığım herhangi bir olay sonucu, yanıma getirilen ve durmadan ağlayan bir çocuk vardı. Yüzünün bazı yerlerinde ufak tefek, iyileşmeye yüz tutmuş yaraları abartarak anlatıyordu ve kolundaki kırık yüzünden ona yardım etmemi istiyordu. Masmavi gözleri, kumral saçlarıyla öylesine için için ağlıyordu ki çocuk hâlimle bile onu teselli etmeden duramamıştım. Ona, sahip olduğum en büyük oyuncak arabayı vermek istemiştim ancak bu onu daha da çok ağlatmıştı. Nedenini sorduğumda ise en yakın arkadaşıyla, ona verdiğime benzer bir araba yüzünden ayrılmak zorunda kaldığını söylemişti.

Annemle bu konuyu konuşmuştum. Az çok hatırlıyorum. Bana, "Sevilenler öyle kolay kolay unutulmaz Karan. Bak, Deniz en yakın arkadaşını kaybetmiş. Kimse onun arkadaşının yerine geçemez ama belki bir gün, sen de onun en yakın arkadaşı olursun." demişti.

Biliyordum. Henüz çocuk olduğum ve pek çok gerçeği bilmediğim o güzel günlerde bile, annemin dediği gibi Deniz'in beni o arkadaşının yerine hiçbir zaman tam anlamıyla koyamayacağını biliyordum.

"Sevilenler unutulmazsa Deniz de arkadaşını unutmaz anne. O zaman nasıl en yakın arkadaşı olacağım? En yakın arkadaş bir tane olur bir kere." Bu sözleri söyledikten sonra annem cevap verene kadar en yakın arkadaşımın Pamir mi, Hafza mı, yoksa İlke mi olduğunu düşündüğümü hatırlıyorum. Annem beni kucağını oturtup saçımı düzeltti ve gülümsedi. "Hayır canım, en yakın arkadaş iki tane de olabilir. İkiniz Deniz'in en yakın arkadaşları olun. Deniz kendini çok şanslı bir çocuk olarak görür böylece. Olmaz mı?" Benim en yakın arkadaşlarım beş kişi de olabilirdi öyleyse. Kafamı salladığımı, anneme sarıldığımı ve aklımdan Deniz'in en yakın arkadaşını bir gün bulup hep birlikte oyunlar oynamamız gerektiğini geçirdiğimi hatırlıyorum. Deniz böyle için için ağlamak yerine mutlu olmalıydı çünkü. Onu mutlu etmeliydim. Henüz annemin yaşadığı o günlerde, ölümünden önceki son doğum günümde, yedinci yaş doğum günümde, henüz küçük olan ellerime kan bulaşmamışken annemden istediğim hediye de tam olarak bu konuyla alakalıydı.

"Deniz'in arkadaşını bulabilir miyiz anne?"

Annemin üzerinden belli bir süre geçmiş olmasına rağmen bu konuya kafayı takmama şaşırdığını hatırlıyorum. Daha sonra Afra'yı bir şekilde bulduğunu ve her gün neler yaptığını bize söylediğini.

Zorlansa da bizi aynı rüya içinde buluşturmuştu bir defasında. Afra'yı uzaktan izlemiştik. Kesik kesik görüntüler vardı yalnızca. Afra, annesi tarafından şiddete maruz kalıyordu.

KIZIL ARAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin