2

32 5 25
                                    

O hafta Ashton'un Calum ile konuşmaya çalışmaları ve Calum'un onu görmezden gelmeleriyle geçmişti. Michael da Luke da aralarındaki gerginliği fark etse de karışmaya çekiniyorlardı.

Calum gruba bir hafta ara vermek istediğini söylediğinde Ashton onun her şeyden vaz geçmeye çalıştığını daha net anlamıştı. Onu bu şekilde kullandığı için pişman hissetmeliydi belki ama hissetmiyordu.

İkisi de istemişti aralarındaki bu saçma şeyi. Şimdi Calum hiçbir şey olmamış gibi bu saçmalığı bitirirken Ashton'un ona ne kadar alıştığını bilmiyordu. Onu bir erkekle birlikte olmaya nasıl alıştırdığını bilmiyordu.

Şuan düşünülenin aksine Ashton Bryana'yı seviyordu. Onu aldatmayı istememişti. Ama dünyasını tepetaklak eden o çocuğa karşı da koyamamıştı. Böyle olması onun suçu değildi. Şimdi ise her şeyiyle özlemişti onu.

Biliyordu. Bu raddeye gelmelerinin sebebinin Calum'a olan kaba davranışları olduğunu biliyordu. Calum kendisine aşıktı ve ona ümit vermek istememişti. Sonunda ise her şeyi batırmıştı. Şimdi Calum'un bir haftadır uğramadığı odasında oturup düşünüyorken her zamankinden daha duygusaldı.

Calum ise tanınmayacağına emin olduğu kuytu bir barda bir erkekle yiyişirken bile Ashton'u kafasından atamıyordu. Karşısındaki kişi de ela gözlüydü. Ama Ashton gibi güzel değildi işte gözleri. Kimseninki onunkinden güzel olamazdı ki.

Şuan ondan başka birisi onu öperken hiçbir şey hissetmiyordu. Tek hissettiği her heseferinde onu kendisine daha çok yapıştıran beden ve onun dudaklarıydı. Belki de bir haftadır yaptığı gibi onunla da yapmalıydı.

Bu şekilde onu unutabilirdi. Evet evet bu çok mantıklıydı. Kendini önündeki bedene yaslayıp dudaklarını hareket ettirdi. Ela gözlü adını bile bilmediği çocuk onu üst kattaki odalara sürüklerken mekanın dışında kendisinin fotoğrafını çeken hayranını fark etmemişti. Demek ki mekan fazla kuytu değildi.

Sabaha kadar pis bar yatağında tanımadığı bir adamla sevişirken fotoğraf tüm sosyal medyada yayılmıştı. İyi haber kendisinin arkada olmasıyla görüntü alanını kapamış, birlikte odalara çıktığı kişinin erkek olduğu belli olmuyordu.

O sabah kendisi uyurken grup evinde kıyamet kopuyordu. Luke ve Michael nasıl böyle bir aptallık yapıp medyaya yakalandığını anlayamıyordu. "Ashton sakin ol. Açıklaması vardır tabiki." Michael arkadaşını sakinleştirmeye çalışıyordu ama Ashton'un sakin olması mümkün değildi.

Odada volta atarken başını ellerinin arasına alıp saçlarını çekiştirdi. "Nasıl bu kadar sorumsuz olabilir Michael." Gelen anahtar sesleriyle hepsinin başı o tarafa dönmüştü. Calum şişmiş dudakları ve gözaltı morluklarıyla göründüğünde Ashton o tarafa doğru yürüyüp bağırdı. "Nerdesin sen ha?"

Calum ne olduğunu anlamayıp ona tuhaf bakışlar attığında titreyen ellerini cebine atıp telefonunu çıkardı. Telefonu açıp fotoğrafı bulurken karşısındaki çocuğa gösterdi. Calum'un durgun yüzü fotoğrafı görmesiyle daha da durgunlaştı. "Açıklamayacak mısın Calum."

Calum gözlerine boş bir bakış atıp omzuna çarparak odasına gittiğinde Ashton omuzları çökmüş bir şekilde kalakaldı. Öfkesi yerini büyük bir hayal kırıklığına bırakırken kendisine hiçbir şey anlamamış gibi bakan iki arkasını dönüp odasına girdi.

Şimdi anlıyordu. Her şey bitmişti.

Ne yaparsa yapsın onu sevmediği sürece hep kaybedecekti. Hatta çoktan kaybetmişti.

Ve ikisi de farklı odaların aynı duvarlarında birbirlerini düşünerek uyuya kaldılar.

Aceleye geldi. Kısa oldu. Ama zamanım hiç yok. Neyse umarım beğenirsiniz.

more / cashtonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin