Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aren't you hungry? AÇ MISINIZ?
We've been busy working since this morning, and we haven't eaten anything, right? BU SABAHTAN BERİ ÇALIŞMAKLA MEŞGULDUK VE HİÇBİR ŞEY YEMEDİK, DEĞİL Mİ?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
When we were running away, i stole these rice balls from the kitchen! KAÇARKEN BU PİRİNÇ TOPLARINI MUTFAKTAN ÇALDIM!
Rice balls? But kenji, now... PİRİNÇ TOPLARI? AMA KENJİ, ŞU ANDA...
It's the "ten-year orchard." BU, "ON YILLIK MEYVE BAHÇESİ."
What? NE?
When i was in the village, there was an orchard that we'd been tending to for ten years. It was completely destroyed by a storm one night. BEN KÖYDEYKEN, ON YILDIR UĞRAŞTIĞIMIZ BİR MEYVE BAHÇESİ VARDI. BİR GECE, BİR FIRTINA TARAFINDAN TAMAMEN YIKILDI.
I hadn't been harvested, not once. BİR KERE BİLE HASAT ETMEMİŞTİM.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
That's... disastrous. BU... FELAKET.
What do you think happened? SİZCE NE OLDU?
We just stared blankly at first. Then everyone laughed a little And planted seedlings once again. İLK BAŞTA BOŞ BOŞ BAKTIK. SONRA HERKES BİRAZ GÜLDÜ VE BİR KEZ DAHA FİDE DİKTİ.
