Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
I can't trust that. BUNA GÜVENEMEM.
You're the enemy. First off, why was this farce even necessary? SEN DÜŞMANIMSIN. İLK OLARAK, BU SAÇMALIK NİÇİN GEREKLİYDİ?
I don't know where Dostoyevski has eyes and ears. DOSTOYEVSKİ'NİN GÖZLERİ VE KULAKLARI NEREDE BİLMİYORUM.
So you couldn't get away just like that. If i were to use my ability to read to memories of things, I could still Chase down any stolen car. BU YÜZDEN ÖYLECE KAÇAMADIN. EĞER YETENEĞİMİ KULLANIRSAM, ÇALINTI HERHANGİ BİR ARABAYI TAKİP EDEBİLİRİM.
If i were to overlook that, I'd draw suspicion as a possible enemy. BUNU GÖZDEN KAÇIRSAYDIM, OLASI BİR DÜŞMAN OLARAK ŞÜPHE ÇEKERDİM.
Enemy? Someone who's part of the Seventh Agency still worries about things like that? DÜŞMAN? YEDİNCİ AJANSIN BİR PARÇASI HALA BU ŞEYLER HAKKINDA ENDİŞE Mİ EDİYOR?
That's it, mushitarou-san. İŞTE BU, MUSHİTAROU-SAN.
You must have heard i'm part of the Seventh Agency? YEDİNCİ AJANSIN BİR PARÇASI OLDUĞUMU DUYMUŞ OLMALISIN.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
And so what? EE N'OLMUŞ?
It's simple. BASİT.
I'm not part of the Seventh Agency. YEDİNCİ AJANSIN BİR PARÇASI DEĞİLİM.
What was Dostoyevski's lie. To keep you away from me. BU DOSTOYEVSKİ'NİN YALANIYDI. SENİ BENDEN UZAK TUTMAK İÇİN.
That's all that guy was afraid of. Us talking together like this. O ADAMIN KORKTUĞU TEK ŞEY BU: BİRBİRİMİZLE BU ŞEKİLDE KONUŞMAMIZ.
.. let's continue this somewhere safe. ... HADİ BUNA GÜVENLİ BİR YERDE DEVAM EDELİM.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
